bugün

Genelde ayak işleri yapar ancak torpilli bi yerde yapıyorsa ayak işleri diye tanımladığımız şeyleri yaptırmazlar. Bu sebepten ötürüde yazarlık yapabilir.
(bkz: jartiyer)
(bkz: serbest çağrışım)
haklı olsa bile haksızdır. kavga ettiğinde seni şefe söyleyeceğim tehdidiyle karşılaşır takmadığı görülünce şikayet edilir ve haklı olsa bile özür dilemek zorunda kalır. *
iş hayatı için gereklidir bunu olmak.

eğer meslekten biraz anlıyorsanız, çalışanlar kendi görevlerini size verirler.

eğer meslekten anlamıyor, boş bir adamsanız çay getir götür işleri yaptırırlar.
asgari ücretin %30 u açlık..
bunların meraklı ve iş öğrenmeye istekli olanları çok kötü.

bir tanesi de az önce ben çalışırken gelmiş başımda meraklı meraklı "ne iş yapıyorsunuz merak ettim, biraz sizi izleyebilir miyim?" diye soruyor. hemen monitörü kapatıp, "elektrikler kesildi." dedim, eline de 400 sayfalık bir kitap verip "bana bunun fotokopisi lazım çeker misin?" dedim. oh! en azından bugün rahatım.

yalnız umarım bizimki arada çay getirmeyi unutmaz.
bir zamanlar bizlerinde o yoldan geçtigimiz durumdur. zordur. bugün yeni stajyerimle tanıştım yakısıklı genc bir delikanlıydı. hadi bakalım hayırlısı dedim.
bazılarına şirket dışı arama yapmak için 9'dan hat alıp sonra numarayı çevirmelerini bile defalarca öğretmeniz gerekebilir.

mesela az önce bizim stajyerin canı tatlı çekmiş, baktım bizimki telefonla cebelleşiyor kablolarını takıp çıkarıyor. sonra bana doğru döndü baktı sanki inanılmaz bir keşif yapmış gibi "bu bozuk." dedi.

ben de gayet sakin "canım önce 9'dan hat alman gerek." dedim. bizimki yüzüme sanki bunu daha önce ona defalarca söylememişim gibi baktı. ben de herhalde "hat almak" ifadesini anlamamıştır diye düşündüm. daha etkili bir öğretim yöntemi olan göstererek anlatma yöntemini uygulamaya karar verdim.

kendi telefonumu kaldırıp, "bak tatlım, önce telefonu kaldırıp 9'a basıyoruz sonra numarayı çeviyoruz." dedim. sanırım yine anlamamış olacak ki "yok, ben vazgeçtim ya söylemicem." dedi. cesaretlendirmek için "çok kolay bir şey dene." dedim, "boşver ya yemeyeceğim." dedi. işte öyle de tatlı, öyle de şeker insanlardır bu stajyerler.
Ahı alınmaması gereken çalışan profili. Sonra başınız boktan kurtulamıyor.
şuan yaşadığım durumdur. çıraklıkla eşit mertebe.
işe girmek için ayakçılık yapan loserın türkçedeki karşılığı.
içimde sekreter tarzı yer edinir. belki de hepsi siyah gözlüklü, kırmızı rujlu, siyah etekli olarak gözüme çarpmıştır kim bilir.
pozitif ayrımcılık diye bir şey sayelerinde doğmuş olabilir. erkek stajyere verdiğim tüm işler verilen iş dışında her şeyle ilgili iken, kızlara verdiğim her iş muntazam inci gibi dizili oluyor. şirkette stajyerleri getir götür dışında kullanan ender kişilerden biri olarak yeter artık deme sınırındayım.
sneijder diye okudugum baslik. nasil bi psikolojiye soktuysa herif beni.
çırağın afillisi. koskaca savcı adayı çırah olur mu lan. stajyerdir o.
tıp fakültesinde 4.sınıf olduğun andan itibaren önlüğünün yakasına iliştirdiğin isimlik şeysinde isminin önündeki "Dr." ibaresinin önünde yer alan ünvandır. * Ne doktordur kendileri, ne de öğrenci, arada kalmış nesildir. Bir de her yerde olduğunun aksine onlara maaş falan da verilmez, bilginize.
en çok yanlış yazılan kelimedir.
fransızca da köle demektir. *
diş hekimliğinde stajyerseniz üstüne para verirsiniz. malzemeler falan sizden. ekstra olarak da herkesten azar yersiniz. böyle güzel bir meslek işte.
iş öğrenecem diye girdiği şirkette üst düzey devrecilerin gazabına uğrayıp misal grafiker diye girmişse çaycı olarak çıkacak tecrübe arayan kişi.
işçilerden çok çalışıp, para alamayan gruptur.
kim yer stajer esprisini staj yaptığınız kurumdaki çaycılardan çokça duyabileceğiniz kelimedir.
Özellikle Hastahanelerde bütün işi yapan ama adamdan sayılmayan itilip kakılan talıhsizler ordusuna verilen genel isim.
bunlar beni çocuk yapmaktan soğuttu. iş yerinde bi lise stajyerimiz var facebooktan eklemiş; ilk başta profili tc ile başladığı için kaybetti zaten neyse sonra kabul ettim profiline bi bakayım dedim fotoğrafları, beğenileri, paylaşımları falan ne bileyim insanda yorum yapma hevesi bırakmadı akşam akşam.
lise 4 boyunca, üniversite 1 sonunda, üniversite 2 yazında yapmış olduğum günü geçin saatlerin geçmediği gerekli mi? gereksiz mi ? sürekli tartışılan bir olay. Demek ki bir bildikleri var da çıkartmışlar dedirtiyorlar o bildiklerini ne zaman öğreneceğim çok merak ediyorum.