bugün

kapkaranlık bir sokak, buğulu sarı ışık veren bir sokak lambası altında; sigarayı çekmek ile süregelen nazareth'in de star şarkısında geçen hayal.
bazı geceler yaptığımdır, hele bazen insanın yanından bir cenaze arabası yada ambulans veya devriye gezen bir polis arabası geçer hafiften bir tırsma basar insana.
istanbul'da hele hele beyoğlu sokaklarında çok zor olan eylem. Insan yığınından geçilmiyor sokaklar anasını satayım. Ama yinede güneşli günlere göre daha az insan olduğu için yağmurlu ve karanlık günleri daha çok severim.
hasta olacağınızın ve size çorba yapacak birinin olmayacağının belirtisi.
yağmur damlalarının ruhunuzu arındırdığı, yağmur sesinin en dinlendirici müzik gibi geldiği, temizlenen yolların, ağaçların daha bi güzel gözüktüğü, dünyanın en berrak hale geldiği bu mükemmel zamanları değerlendirmek için müthiş fırsat olduğunu iddia edenlere; hıamınızıa sizin. sonu zatürre ile sonuçlanacak eylem.

çok olmadı, bi kere eve girdiğimde halka filmindeki samara'nın gelişi gibi önce kapının altından sular girdi sonra ben geldim lan. sıçayım romantizme.
Sıcak yatağımda yatıp bu başlığı okumak işte hayat böyle bir şey ayrıca hasta olunur lan yürümeyin sevgili yazarlar.
herkesin çok sevdiği ve bir çok kişinin yapmadığı uygulama.

şarap falan eklerler nasıl bir fantezidir arkadaş bu.
yapmayi cok ister ama korkarim gecenin bir vakti yagmur da yagiyor yani sokakta kimsecikler yok. korkunc yani.
Hem ürperti yapar ve hem de üşürsünüz.
bide sessizse ne güzel bağırırım.
Gayet normal olandır.

Fazlasıyla yaparım deşarj eder insanı.
Ilık, yağmurlu bir gecede yalnız yürümek kadar hoş bir eylem değildir.

Dişler takırdaya takırdaya, ıslak kedi yavrusu gibi sokaklarda olmanın neresi hoş olabilir ki allasen?
Mazoşist miyiz?

Kahrolsun üşümek!