bugün

Utanç verici bir duruma düşmekten, onaylanmayacak bir davranışta bulunmaktan, alay edilmekten, rezil olmaktan, eleştirilmekten, reddedilmekten, beğenilmemekten, olumsuz olarak değerlendirilmekten duyulan korku.
bu isim de bir de kitap vardır efendim.
insan içine çıkmaya korkan er kişi.
bir iş bulup çalışarak kesinkes çözülebilecek durum.
yolda yürüyorsunuz..etraf kalabalıklaşmaya başlıyor...o da yetmezmiş gibi herkes üzerinize doğru geliyor...bu insanlar niye hep bana bakıyor niye?!!! ferahlamak için bir kafeye girip oturup çay ısmarlıyorsunuz acayip çaysamışsınız.. ancak ordakiler de sizi seyrediyor.. ulan dudak payı da ayırmamış şerefsiz diye hisleniyorsunuz çaymene..parayı çıkarıp suratına fırlatır bir edayla mekanı terkediyorsunuz biniyorsunuz bir taksiye evinize gitmek için, taksici de pek bi pezemenke benziyor lan diye düşünüyorsunuz... sonra eve gelip pijamalarınızı giyip tv karşısına kuruluyorsunuz tv de sizin beyninizi kuruyor...böle devam eder gider...
Sosyal fobinin alti aylik prevelans çalismasi ortalama olarak yüz sahista %2-3 civarindadir. Epidemiyolojik çalismalarda, kadinlar erkeklere göre bu bozukluga daha çok yakalanmaktadirlar.Fakat klinik örneklerde bunun tersi de gözlemlenmektedir. Bunun nedenleri bilinmemektedir.

Sosyal fobinin baslangiç yasinin pik yaptigi dönem 13-19 yaslari arasidir. Buna ragmen 5-35 yaslari arasinda da baslayabilmektedir.
önlem alınamazsa zamanla şizofreniye dönüşebilecek hastalıktır.
insana intiharı düşündüren, özgüvenini azaltan ve bakkala gitmekten alıkoyan saçmalık. çekilmez çile; geçmek bilmez sinir krizleriyle, buluttan nem kapılan.
sevgili edinmeniz imkansızdır bu rahatsızlıkta. eğer bir yazarsanız zirvelere katılamamak şeklinde tepki gösterirsiniz. ani patlamalar filan yaşarsınız, sonra bu hareketi yargılarsınız ve başkalarının da yargıladığını düşünürsünüz.

çalan telefonlar kulağınıza ateşli bir ok gibi saplanır, kapı çaldığında nefesinizi tutup evde kimse yokmuş gibi yaparsınız. bir de taksimde yürürken anketörün biri size geldiğinde onu geri çeviricek gücü bulamazsınız kendinizde. ne sorsa kısa kelimelerle cevap verirsiniz.

otobüste biten akbilinizden sonra çevreye "akbili olan var mı? basim parasını veririm." şeklinde bir soru sorma içgüdüsü gelir içinize, sonra bi siktir git dersiniz kendinize.

sultanahmet civarında gezerken sizi turist sanan ve "hello bacım" şeklinde gelen adamlara açıklama kesinlikle yapamazsınız; "no,,mm i am..no" gibi birşeyler fısıldar uzaklaşırsınız.

lokantada peçete isteyemez ve ketçaplı bir ağız ile dışarı çıkarsınız. karşıdaki insanın ses tonunu her saniye başı tartarsınız, "acaba kızdı mı lan" diye düşünürsünüz. msn'de yazışırken karşı tarafın "eee sustun?" yazdığını farkedince "hadi canım" dersiniz. tabi içinizden. hatta msn'i açıp gün boyu çevrimdışı takılırsınız.

normalde sizi mikseler okumayacağınız otobüsün duvarındaki iki kelimelik uyarı yazılarını, karşınıza biri oturduğunda sanki roman okurmuş gibi yol boyunca okursunuz.

ve evet intihara tam meyilli ilginç bünyelerdir.

en kötüsü de benim gibi bunların farkında olup tedavi olmayışınızdır. bi gidin tedavi olun, valla.

ayrıca oturmaya gittiğiniz kişide yediğiniz tatlıdan ikinci tabak isteyemezsiniz. halbuki ne güzeldir o tatlı. inşallah unutmaz teklif eder ben de "e şey taam alırım" şeklinde düşündürür.

edit: bitti nan eskidendi o. şimdi de eve sokmakta zorlanıyolar.
(bkz: sosyofobi)
kalabalık bir ortama girdiğinizde bütün bakışların üzerinizde olduğunu ve incelendiğinizi sanmanıza,tedirgin bir şekilde etrafa kaçamak bakışlar fırlatmanıza akabinde de dışardan bakan bir insanın hakkınızda 'deli' diye düşünmesine yol açar.
Bir gruba katılmaktan veya bir topluma girmekten mahrum olma bireyde uzaklaştırılmış ve itilmiş olma duygusu doğurabilir.Bireyin bu durum karşısında canı sıkılır veya huzursuz olur bu durum bireyde sosyal fobi başlangıcı oluşturabilir.
http://www.mcaturk.com/mc...Aninda_Neden_Kilitleniriz?
Bu hastalığa sahip kişiler genelde içlerine kapanık olurlar. Belli bir topluluk önünde konuşamazlar, yeni girilen bir ortamda kendilerini gösteremezler. 3-4 aylık basit bir ilaç tedavisiyle bu hastalğı atlatmak mümkündür. Hem de öyle bir atlatıyorsun ki sosyallik paçalarından fışkırıyor. (bkz: kendimden biliyorum)
öyle tehlikeli bir psikolojik rahatsızlıktır ki, beyine sızarak insanı obsesiflik ve paranoya alemine gömer.
gençliğimin deliveren dönemlerinde bana hayatı zehir etmiş hastalık. ne zaman ki garsonluk yapmaya başladım, o zaman kurtuldum. bu hastalığı yenmek istiyorsanız, ilaç tedavisinin yanında bu illete inat, sosyal ortamlara girmeli, insanlarla diyolog halinde olmalısınız. yoksa herşeyi içinize atar, kendi kabuğunuzda yaşamaya mahkum olursunuz. unutmayın, herşey sizin elinizde. (bkz: ben de öyleydim)
sosyal ortamlarda başkaları tarafından inceleme altında tutulduğu endişesi duyulması, performans gösterilmesi gereken durumlarda eleştirilme ya da küçük düşme korkusunun yaşanması gibi belirtiler veren bir Anksiyete bozukluk.

belirtileri;

* Çarpıntı
* Titreme
* Terleme
* Kaslarda gerginlik
* Midede rahatsızlık hissi
* Göz temasından kacınma
* Göğüste sıkıntı hissi
* Sıcak ya da soğuk basması
* Başta ağırlık hissi - Başağrısı.
* Konsantrasyon eksikliği.
* yüz kızarması.

sosyal fobinin galeyana geldiği durumlar;

* Topluluk önünde konuşmak.
* Bir işle uğraşırken seyredilmek.
* Başkalarının önünde yemek yemek-içmek.
* Otorite konumundaki kişilerle temas etmek.
* Misafir kabul etmek.
* Başkaları ile tartışmak.
* Toplulukta telefonla konuşmak.
* Tanımadığı kişilerin gözlerinin içine bakmak.
* ilgi odağı olmak.
* Başkalarının önünde yazı yazmak.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Sosyal_fobi

not: google'de aratınca şok oldum. adamlar elli tane site kurmuş bea. helal oldun diyor alkışlıyorum. çünkü hastalığı yenmenin en temel şartı hastalığı iyice tanımaktır.
belirtilerin büyük bir kısmı kişide kendini göstermesede bir kaç belirtide hayatı cekilmez kılabilir. sosyal fobik vakalar genelde ayrıntılara cok dikkat ederler ve deyim yerindeyse iletişim halinde olduklarında: ayrıntılar içinde boğulmus olurlar.
henüz bir sonuca ulaşamadığımız psiklojik rahatsızlık.
genellikle aileleri tarafından elalem ne der sözü ile büyütülmüş çocuklarda oluşan psikolojik bir rahatsızlıktır. sosyal ilişki gerektiren durumlarda titreme ve terleme gibi belirtiler görülür. tek başıma yenmeye çalışarak hata yaptığımı düşünüyorum. yıllarımı aldı. bir psikologa gidip, ilaç tedavisi ile birkaç ayda iyileşenler mevcut.
(bkz: aurorix)
allahın belası bir fobi. eskiden de bu kadar var mıydı bilmiyorum; fakat son zamanlarda sıklıkla adı geçmekte.
Türkiye'de yaşayan herkeste bulunduğunu düşündüğüm fobi.
insanı zor ve biçare bırakan psikolojik rahatsızlıklar. yapılabilecek her türlü eylemden kaygı , tasa, endişe duyan kişidir. eleştiriye kapalı kimliklerdir, kendine özgüveni yoktur.
anlatılması zor bir durumdur. içinden çıkılamaz. hayata ve yaşamaya küsersiniz. herkes sizi içine kapanık, çekingen biri olarak görür ve öyle kabullenir. bu da sizi rahatsız eder ve zamanla insanlardan iyice uzaklaşırısınız. ilaç ile sosyal terapi ile tedavi edilebidiği söylenir. Armağan Çağlayan'ın 11 yıl bu hasatalıkla mücadele ettiği ve iyileştiği rivayetleri vardır.