bugün

her insanın takıntılı olduğu, ayar olduğu şeyler vardır.

misal benim en büyük takıntım banyoda duran yüz havlusunun ıslanmış olması. ayar olurum arkadaş o havlu kupkuru olmalı. ıslak olduğu zaman, çıkarım banyodan kendimi sokaklara atarım. trip yaparım kendi kendime. kimseye de söylemem bunu. eve gelirim surat beş karış kimse neden olduğunu anlamaz. böyle salakça bir takıntı. bir de burnunu karıştıranlara ayar olurum. birinin evinde, odasında, tuvaletinde ne yaptığı umrumda değil fakat bunu sokakta yapınca ben eririm.

neyse mevzu nerden aklıma geldi. bu sabah evden çıktım. yağmur, sis vs. geceden kalan sıtmavari hastalığın bünyemde bıraktığı etkiler sayesinde zaten baş ağrısı yapan sokakla iyice tavan yaptı. otobüse atlayıp arkaya doğru ilerleyip kendime bir pencere kıyısı bulduktan sonra kuruldum. otobüsün içindeki atmosferden kopup tamamen dışarı odaklanmak adına dışarıdaki objelerin şekil şemalleri üzerinde salakça fikirler gelişitiriyorken, zırt diye durağın birinde durduk. durmaz olaydık. teyzenin biri devletin duvarına yaslanmış bu a. koduğumun yerinde kimse yokmuş gibi keyifle burnunu karıştırıyor.

ya arkadaş nasıl bir toplumuz anlamıyorum. ben insanların yanında rahatlıkla osuranını, yere bir hayvan gibi tükürenini, yolda yürürken pipisiyle oynayanını, yanından geçen kadına başını kadının yürüme hızına göre aheste aheste çevirip o lanet olası boyna 180 derecelik bir dönme açısı kazandıranını gördüm de, bir kadının bu kadar rahat bir şekilde burnunu karıştırmasını görmedim. e onuda görmüş oldum. şimdi bu lanet olası manzara aylarca aklımdan çıkmayacak. aldık belayı.
elleriyle burunlarını iki yanından tutarak sümküren, çıkan malzemeleri de yere silken insandan daha itici olmayan insanlardır.
ağzının orasının burasının kokmasından daha iyi bir durumdur.
Terbiye konusunda noksanlığı olan insan tipidir. sokağa tükürmek, umarsızca sümkürmek de aynı terbiyesşzlik içinde değerlendirilebilir.
nasıl bir zevk aldıkları bilinmeyen ama gözlerinizin içine bak baka ve gözlerini sizden hiç ayırmayarak burunlarını karıştıran insanlardır.
malzeme ele gelince ayırırlar bi gözlerini gözlerinizden, ürünü kontol ederler; sonra yine gözünüzün içine bakarak malzmeden kurtulmaya çalışırlar. bu sümüğün yapıştığı parmakları birbirine sürttükleri uzun bir süreç de olabilir, bir kenara yapıştırıp veya üzerlerine sıvayıp hemen de kurtulabilirler.
nitekim değişik bir türdürler ve bunu alenen yapmaktan ve seyredildiklerini bilmekten değişik bir haz alırlar...
şuursuz varlıklardır bunlar. bildiğin şuursuz işte. bir de tombala torbasını*kaşıyan tipler vardır nerde olduğunun hiç önemi yoktur onun için.
iğrenç insanlardır. Bugün gördüğüm arabasının camından dışarı tüküren (keşke rüzgar bir oyun oynasa yüzüne geri yapışsa dediğim) diğer bir iğrenç insan modelidir.
bir kısmın; burnumu karıştırmıyorum, düşünüyorum. diye savubduğu harekettir. (kafasını kaşımak gibiymiş yani. )
(bkz: sondaj çalışması)
sokaklarda fütursuzca burnunu karıştıran hayvanlar olması gereken başlık.

tanım: adab ı muaşeret kurallarını bilmeyen hödüktür.
hem abin hem de ev arkadaşın olan bir insanın evde 24 saat yaptığı eylemden daha az iç burkan eylemdir.
(bkz: profesyonel tatakçı)
hadi yine iyisiniz bunun burundan çıkardığı sümüğü baş ve işaret parmağı arasında bir kaç kez çevirip diğer avcunun içine yerleştirerek misket vuruşu yaparak uzağa atma şeklini görmemişsiniz şükredin canlarım diyebileceğim harekettir.
(bkz: birleşik alman ilaç fabrikaları) hap imalatı.
güncel Önemli Başlıklar