bugün

izlenilen filme çoğunlukla heyecan katan, film bittikten sonra bile etkisini gösteren, ancak ehil ellerden çıkmadığı zaman çoğunlukla sadece filmin sonuna kadar filmle hiçte doğrusal ilişkisi olmayan gerçeklerin film sonunda izleyiciye yedirilmesi mantığına dayanan bir şey oluveriyor.ki örneğin sihirbaz filminde edward norton'ın oyunculuğuna bayılsam da, filmin final sahnesinde yönetmenin o dakikaya kadar filmin genel gidişiyle hiçte alakası olmayan şeyleri,yani filmin bütün düğümünü bir anda ortalığa salıvermesi beni hayal kırıklığına uğratmıştı.

zira böylesi filmlerde olması gereken filmin sonunda hiçte düşünmediğimiz, filmin kurgusunu bile zorlayacak şeylerin filmin sonu olarak karşımıza çıkması değil, olası sonların seyirci tarafından irdelenmesi, seyirciyi düşündürtmesidir. sanırım aksi durum yönetmenin seyirciye parmak atması gibi bir şeye dönüşüveriyor.
güzel kurguyla sonlanmış ise gayet şık duracak
fakat yok illa ilginç olalım bunlar şok olsunlar diye de yapılınca baygınlık veren şaşırtmaca.
(bkz: son sahnede salonun elektriklerini kesmek)
kahramanı öldürmek, aşıkları ayırmak gibi atraksiyonlara verilen söz.
kurgusu olan filmlerde gözükebilecek durum (bkz: saw)
tahmin edildiği kadar basit olmayan olay. yönetmen seyircinin tahmin ettiği biçimde yapmamaya çalışacaktır son sahneyi, yani zıttını yapacaktır. seyirci de yönetmenin bu şekilde düşündüğünü tahmin edip zıttını bekleyebilir. yine yönetmen bu cinliği seyircinin tamin edebileceğini göz önünde bulundurarak filmin sonunu taaa en başta beklenen biçimde bitirmek üzere tasarlar.. uzar gider bu. seyirciyi şok etmek deyip de geçmeyin.
çoğu türk yönetmenin yapmaya çalıştığında kasıntı bir hava estiren ve de şaşırtmayan olay.
(bkz: ters köşe)