bugün

görsel
En gülünç olanı da,
insanların sizi eskisi gibi kullanamadığında,değiştiğinizi söylemeleri..
Boş yapıyormuş öyle diyorlar.
kendisine göre demokrasinin kalbi olan bireysel özgürlük imkansızdır. insanlara asla kendilerini gerçekten ifade etme imkanı verilemez çünkü bu çok tehlikelidir. bu yüzden de her zaman kontrol edilmeli ve dolayısıyla huzursuz olmalıdır.

aynı zamanda kitlelerin sağduyu ile değil bilinçsiz bir şekilde hareket ettiğini öne sürmüştür.

insan geleceği hakkında kendisi çok karamsar olduğu için sürekli olarak alp dağlarında yaşamıştır.

amerika’dan nefret etmiştir ancak yeğeni (bkz: edward bernays) kendisinin kitaplarını amerika’da yayınlamış ve ona bir servet kazandırmış ama en büyük kaymağı bernays onun görüşlerinden yola çıkarak propagandanın mimarı oluşturarak yemiş ve amerika’da ciddi işler yapmıştır.
Nazi iktidarıyla kitapları meydanlarda yakılan adam. Kendisi bir filozof olmamasına rağmen felsefeye katkısı büyüktür.

Bahsettiği yineleme zorlantısı terimiyle sistemin sürekli geri dönmeye çalışan bi başlangıç durumunda olduğunu savunmaktadır. Örneğin bazı biyologların eski çağlardaki yerleşme yerlerini aradıklarını kanısına göre balıkların, yumurtlama döneminde artık her zamanki yerinden çok uzağa gidip zahmetli yolculuklar çekmesi de bir yineleme zorlantısıdır.
Hatta daha da ileri gidip bütün canlıların hedefinin ölüm olduğunu savunur.
beyond the pleasure principle kitabında insanın haz için yaşamadığının sürekli kabus gören askerlerden yola çıkarak farkına varmıştır zira insan kendisini mutsuz eden her şeyden uzak durur gibi bir doktrin yaygındı. ancak insanların kendisine acı vermeyi sevdiğini de gözlemleri Freud ve başka bir şey olmalı dedi insanı yaşatmak için. sahi insan neyle yaşardı? haz ile mi yoksa başka bir şey miydi bu? evet bu duygu ölümdü, yaşam da değildi çünkü insan aslında doğar doğmaz ölmeye başlıyordu. yani ilk haline dönmeye başlıyordu dolayısıyla insan ilerlemiyordu tam tersine geriye gidiyordu ilk bulunduğu noktaya, yani yok oluşa.

to be continued.
naziler iktidara geldiği zaman hiçbir kitabında ** dışında sansür kullanmadığı için berlin'de bir meydanda tüm kitapları yakılmıştır.
psikolojinin babasıdır.

bilinçaltı üstüne çok fazla tezi ve yorumu vardır. günümüzde hala onun dediklerinin üstüne çok fazla bir şey söylenememiştir.
Aklı fikri sexks olan bir sapıktır.
Mianereye kılıf uyduran sorunsal.
"...Düşün içeriğine yabancı ruhlar ilham vermediyse gördüklerimin hepsi varlığımın bir parçasıdır..."

(Mutluluk Dediğimiz Şey - Sigmund Freud, s.106)
Kendisi ile yapılan eleştirilerin çoğu evrensel bir psikolojiden bahsetmesidir. Zira bu evrensel psikoloji dinin ve etnisitenin insan psikolojisi üzerindeki etkisini göz önünde bulundurmaz. freud her ne kadar yahudi olsa da hiçbir zaman Yahudiliği ile karşılaşmadığın, ona bir yahudi gibi davranılmadığından dolayı bunları göz ardı eder. Freud aslında hiçbir zaman bir yahudi olmamıştır ona davranılış açısından. (bkz: Beyaz Otel) adlı kitapta bunu Thomas taraflı bir şekilde eleştirmiştir. Hatta daha da öteye gidip psikanalize (bkz: Metanarrative) demiştir.
''psikanalizin kurucusu''
psikoloji ile uzaktan yakından alakası olmayan çoğu insan bile duymuştur freud'un ismini.
ah freud ne de güzel söylemiş; ''köpekler arkadaşlarını sever, düşmanlarını ısırırlar. insanlar ise tamamen farklıdır: saf ve karşılıksız sevgiyi beceremezler. kişisel ilişkilerindeyse sevgi ve nefreti karıştırıp dururlar.''
Evrendeki en büyük gösteri, sen aklını keşfettiğin an başlar.
Sigmund Freud denince akla gelen,
Psikanalizin babası...
Puro bağımlısı...
Kokaini yapan ve bağımlısı olup kendinde ve sevdiği kadın Martha da deneyen...
Sevdiği kadın Martha ya
" Benim prensesim, en değerli hazinem" diyen ve bir çok
romantik mektuplar yazan...
Hastalarını hipnoz eden ve konuşturarak iyileştiren ünlü bir terapist..
öldürücü dozda morfin alıp huzur içinde ölmek istemesi...
Ve yazılacak bunlar gibi bir çok şey...
bazı insanlara ilkel ve salt bireysel gelse de benim gözümde psikanalist tespitleri son derece doğru dürüst insan.
Psikanaliz kuramlarını ilk ortaya attığında -pierre janet'den başkasını bilmeyen fransa başta olmak üzere- dünya genelinde meslektaşları kendisine sırt çevirdi. Aşırılıkla itham etti. Gelen tepki büyüktü. Şimdilerde kendisini duymayanı nevroz geçirene kadar dövüyorlar. Bazen yeni fikirlere öncü olmak yetmiyor, bulduğunun arkasında da durmak lazım.

Öte yandan Yeni bir akımın öncüsü olunca hatalar ve isabetsiz akıl yürütmeler de kaçınılmaz oluyor tabii. Rüya manalandırması ve ruhun mahiyeti mevzularında getirdiği açıklamalar yüzeysel kalmış. Mesela rüyalar bilinçaltı isteklerin açığa vurumudur diyor freud. Ruh ise ego ile süper ego arasındaki ayrım imiş. Bilinçaltının bölünmez akışını, rüyalarınsa bu akışın yansımaları olduğunu düşünmek genel vakaya daha uygun. Bu akış arzuyu kapsamakla kalmaz. bilinçaltının yargılamalarını, tecrübelerini, korkularını vb. tüm özelliklerini bünyesinde barındırır.
Peki ya ruh? Ruhun halleri arasındaki farkı ruhun bizatihi kendisine indirgemek neyin nesi? Kafamda deli sorular.

Not: jungspor
Keskin sözleri var diye her dediği doğru sanılan ama günümüzde atomun kek modeli gibi sadece psikoloji tarihinde artık adı geçen delileri en iyi deliler anlar mantğında bir eksik kuramcı.
sistemin kopegidir.
anadoluda yaşasa sofu olurdu.
hayatını isviçre'deki bir otelde bitirmeden önceki son bir yılını ağır uyuşturucu bağımlılığı altında geçirmiştir.

Ruh halini merak edenler jung ile ölmeden son 1 yıl önceki mektuplaşmalarının ingilizce halinin pdf formatını internet üzerinden bulabilir.
Adam yüz sene önce daha medeni bir şekilde eleştiriliyordu. Viktoryen dönemin taassubunu bilirsiniz. O zaman bile "ilgi orospusu" ya da "anasına halleniyor yea" benzeri eleştiriler almamıştı.

Çok tepki gördü, çok direnç gördü, yılmadı, çalışmalarını tüm idealistliğiyle sürdürdü. O zaman da bu gün de tam anlamıyla anlaşılmaya çalışılmadan eleştirilerin hedefinde oldu.

Senciyiz üstad senci!
Zengin bir zâta benziyo. Isim olmaz.
"Bir insanı kaybetmek istiyorsanız, onu çok sevin. Sevildiğinden emin olunca, insanlar nasıl da cüretkar oluyor."

Tam olarak öyle.
dünyayı değiştiren yüce deha. bugün kapitalizmin bu derece ağzımıza sıçmasının sebebi de bu adamdır. fakat günah keçisi ilan edilecek kişi değildir. sinema dünyası, sigara markaları psikanaliz teknikleri sayesinde gelişti ve tanındı. 1900lerde bir adam bir kıyafeti ömür boyu giyerken, bu adamın teknikleri kullanılarak insan tüketmeye alıştırıldı. böylesine muazzam bir şey yine insanoğlunun elinde kötüye kullanılmış oldu.

sigaranın penisi simgeliyor' demesi bile, kadınların bir eylemde "özgürlük meşalesi" diyerek sigara yakmalarına sebep oldu ve bu olay hem kadınlar için özgürlüğün yolunu açtı hem de sigara dünyada tüketimi artan bir ürün haline geldi.