bugün

sevmeyi bilmek, mutlulugu aramaktır, sevmek demek sex demek degildir, sex sonuctur ve makbulü nikahlı eşinle olandır.

sevmeyi bilmek, sevgigin her ne ya da kim ise, hakkını vermektir, gerektigi gibi sevmektir, hırpalamadan, bencillik etmeden, karşıdaki kişinin saygınlıgını zedelemeden.

bir söz vardır, ayı nın balagını sevdigi gibi sevmek, insana yakışmaz, insan sevdigine zarar vermez. sevmeyi bilmeyen ölsün.
"insanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor.

Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için

Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.

Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.

Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için.

Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için.

Unutulmaktan korkuyor, dünyaya bir şey vermediği için.

Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için." *
paylaşmayı bilmektir.
Bir ninniyi kıskandıracak kadar güzel sesiyle çakıl taşları arasından sızıp
gelen su, çimenler, dağ çiçekleri, ceylanlar, kuşlar, denizler, yeni doğmuş
süt kokan bebekler, güller, toprak, rüzgarda nazlı nazlı devinen yapraklar,
ağaçlar, kısacası her şey. Ne yana baksam her şey bana insanları anlatır.
insanların inceliğini, duyarlılığını, insancıllığını, sevecenliğini
ululuğunu, yaratıcılığını, sanatçılığını.

Dünyada bunca yıkım, kıyım,zulüm,ihanet ve kötülükler olmasına rağmen, yine
de insanlar hakkında kötü düşünemiyorum. insanları öylesine güzel, öylesine
derin, anlamlı, zarif incelikli düşünüyorum ki, onları güneş gibi sıcak,
toprak kadar vefalı, su kadar temiz, çimenler gibi zarif, ceylanlar kadar
güzel, kuşlar gibi özgür ve verimli bir toprak kadar ağır ve olgun
düşlüyorum.
Ya güller, gülleri anlatacak kelime bulamıyorum, o üstün gururlu, minnet
nedir bilmeyen, kendinden güzelliğinden emin, güller bana daima genç kızları
hatırlatır. ince, hassas, kızararak bakan, soluveren, hemencecik küsen,
kırılan, tatlı bir söze gülümseyişe hemen açıveren yüreğini. Güller ki her
yaprağı bin bir mana bin bir renk, ahenk ve ifade dolu.

Önemli olan yaşamayı bilmek ve yaşarken de paylaşmayı, dünyada her insanın
yaşam hakkına saygı duymayı, insanları anlamayı ve en önemlisi de hoşgörüyle
bakmayı savunmak ve sevmesini bilmek. Her şey son derece hassas ve basit.
Zor görünse de. insanları diğer canlılardan ayıran özellikler de bunlar olsa
gerek

Bence bu dünyada ihtiyacını duyduğumuz ve muhtaç olduğumuz en önemli şey
sevgi, dostluk ve hoşgörüdür. Küçücük bir tebessüm ve tatlı dil,
karşımızdakine verebileceğimiz en güzel hediyedir, unutmayalım. insanlar
sevmeli, şartlar ne olursa olsun insanlar sevmesini bilmeli. Hayata hoşgörü
ile bakılınca olaylara pek çok şey yumuşuyor. Bunu hepimizde biliyoruz
mutlaka, ama yinede söylemeliyiz birbirimize, hatırlatmalıyız. Çünkü yaşamın
tadı ayrıntılarda gizlidir, yaşamak sevmektir, hissetmektir, anlamaktır.
*
bir sanattır. sevebilen kişi, duygularını konuşturabilecek kadar yeteneklidir. sanki gözlerinde alt yazı geçercesine anlatır sevdiğini.
Gidiyor birileri, ben gidemem. Kimsesiz bırakamam arkamdakileri ama gidiyor birileri.. Zor, çetin ama keyifli yolculuklarım oldu. Kolay vazgeçmedim, savaşmadan terk etmedim ama gidiyor birileri..

Bu ömür denilen macera, içinde zorlu sınavlar barındırıyor. Acıtarak, kanatarak belki ama öğretene kadar uğraşıyor seninle. Aklın almasa da, gönlün razı gelmese de çekeceksin, ödevin bu senin ama gidiyor birileri..

Ne kolay iş bu vazgeçmek, ben öyle geriye bakmadan, vefayı silip atarak, minnet duymadan, bütün yaşanmışlıkları yok sayarak gidemem ama gidiyor birileri…

Unutmak dediğin şu akıl oyunu, ne kadar kolay yeniyor kalbi, ruhu ki, hiç ardından yük almadan gitmeyi başarıyor birileri, kolay mı? Kolay demek ki!

Bir gözyaşı nelerden sonra damlıyor gözden, gözyaşı diyerek geçme, içinde kim bilir neler saklıyor? Arkamda ağlayan bir çift göz varsa, silmeden gidemem ben ama gidiyor birileri..

Söz verip cayamam, arkadan vurup kaçamam, ihanetin hançeri nasıl kanatır bilirim, kimseyi o hançerle yaralayamam, yalana sığınıp aldatamam, kızarsam söylerim, sevmezsem gösteririm, seversem can veririm, mangal gibi yüreğim vardır ama mangalı nereye koyacağımı da iyi bilirim. Sözümü, gözümü döndürmem, içimi açtıysam, dost bildiysem, arkasından sövmem ama yapıyor birileri..

Ayrılığı da severim, adam gibi gidebilmişse sevdiklerim. Ayrılığın da buruk tadını doyasıya yaşarım, değerse karşımdaki. Ağlamayı da bilirim aslanlar gibi, kahkaha da atarım içimden geçiyorsa. Maske takmam yüzüme, göründüğüm gibi olmaya uğraşmam, olduğum gibi görünmeyi bilirim ama bilmiyor birileri…

Aman diyene el kaldırmam, kapıma gelenin suratına çarpmam, teşekkür edenin, özür dileyenin üstüne basmam. Önce insan olurum, sonra kadın, yeri geldiğinde bir erkekten daha erkek ama olamıyor birileri…

Kimseye yük olmam, gönül koymam, kolay kırılmam, naz yapmam, kadir kıymet bilirim, elma da derim alma da ama diyemiyor birileri…

Kendimden başkasını kandırmam. En çok sevdiklerime kanarım, bundan da utanmam. Düşerim kalkarım, üzülürüm, sevinirim, yürürüm, koşarım, ne varsa içimde dilimdedir, gizli hesap yapamam, tuzak kuramam ama yapıyor birileri…

Sevmeyi bilirim doyasıya, aşkı tanırım, aşka kanarım, aşkla yoğururum kalbimi büyürüm, sevdadan başka ne büyütür kalbi bilemem. Sevginin olmadığı yerde nefes alamam. Bir gönül ancak aşkla tanışınca gerçekten atmaya başlar, o yüzden çok severim ama sevmiyor birileri… Yazık!.....
Uzun bir süre önce birini çok sevdiğimi düşünüyordum. Onun için kendimce çok büyük fedakârlıklarda bulundum, değer verdim. Garip huyları vardı. Gece sizi uyandırıp bir matematik sorusu sorar ya da olmadı 5 sene sonra kendini nerede görüyorsun der, uzun uzun cevaplar ister, ardından tekrar uyurdu. Herkes bu adamın tavırlarını çok sevimsiz bulmasına rağmen ben şirin olduğunu düşünüyordum. Tuhaf bir şekilde herkese karşı da onu savunuyordum. Bir şekilde uzaklaştık, hayatlarımıza devam ettik, aradan birkaç aşk geçti tekrar karşılaştık. Eski günlerin hatrına bazı şeylere göz yumabiliyorsunuz ama öyle bir an geliyor ki, ben burada ne yapıyorum, bu sevimsiz adam da kim, ben bu adamı mı sevmişim zamanında diyorsunuz!