bugün

Türkiye'de endemik olarak görülmekte olup, acil servise başvuran hastaların %90 kadarında varoolan son derece öldürücü bir hastalıktır. tanıyı doktor değil, hasta yakını koyar.

bu hastalık diğer hastalıkların aksine görüldüğü anda hastayı değil de doktoru öldürmesi ile ün kazanmıştır. hastalığa yakalanan hastada sorun yoktur. sedyede yatar kuzu gibi. hastalığa yakalanan hastanın yakınında aniden ve gereksiz yere gelişen "hocam bi serum taksak" cümlesini defalarca tekrar etme ve takılma nöbetleri ile kendisini gösterir bu hastalık. daha ileri safhalarda tekrar nöbetlerinin şekli değişir. yine hasta yakınında "serum iyi geliyor. serumsuz geçmiyor!" tekrar nöbetleri ile davam eder. bu arada doktorun gözü seğirmeye başlamıştır zaten. son evrede istekleri karşılanmayan hasta yakını kuduz olmuş gibi kudurur, saldırgan bir hale gelebilir. doktora saldırır, cam çerçeve kırar, küfür eder, mantıksız davranışların tümünü sergiler. ana haber bültenine malzeme olunur falan filan...

hastaya serum takılsa da ölmez, takılmasa da ölmez ama işte yurdum insanı doktordur her zaman. "serum = kutsal su" diyen abimiz her şeyi bilir, her tanıyı koyar. bu düzen böyle gelmiş, böyle gider...

not: tanıyı koyan adam, sana bir kamyon serum aldım. tanesi 1 liraydı. bilmem anlatabildim mi?
bi' de bu hasta yakınları serum diyemez, serun der veya seron der. sizin de malum şişeyi malum yerlerine sokasınız gelir ama işte el korkak alışmış bi' kere.