bugün

aşkı hak eden ve onun hakkını veren biri olmadıkça gereksiz harekettir.
ben utanmam söylerim denilesi durumdur. evet...
bunu söylediğiniz kişi özgüvensiz ve sevilmeye layik olmadığına derinden inanan bir insansa egosu o an tavan yapar ve sizi küçük görmeye başlar. hayırlısıdır,doğru kişi olmadığını anlarsınız.
ne kadar güzel bir şey. ve insan sevdiğine seni seviyorum demiyorsa, onun yaptığı ne kadar ayıptır, ne kadar nahoştur.

sevdiğim insana kadın erkek fark etmez, çat diye seni seviyorum, iyi ki varsın" derim. hiç alakasız ha, böyle oturmuşuz 2 kadeh çay içiyoruz bir şeylerden bahis ediliyor diyelim, derim "seni seviyorum ha" tokalaşırım, kalkar öper, sarılırım.

içimde hiç kalmayacak ve söyleseydimlerim olmayacak, ben ölünce geride kalanlar, "beni severdi ve söylerdi" diyecekler.
utanamadan, sıkılmadan ve çekinmeden yapılması gereken durum.

ah mirim ah! Niçin insanlar karşısındaki insanlara, onları sevdiklerini söylemek için beklerler ve son anı beklerler? Niçin insanlar, daha erken ve zamanında yaşayacakları duygu yoğunluğu ve mutluluğu geç vakte bırakırlar?
kıymeti bilinmeyen bir cümledir. malesef sürekli kullanılır.
13 harf, 2 kelime, 1 aptal...
ne kadar acı, genelde sonu böyle olur malesef...
içtenlikle söylendiği zaman karşındakini dünyanın en mutlu insanı yapacak olan cümledir.
hissederek söylenildiğinde sevgilinizi en çok mutlu edecek, büyülü bir cümledir.
zordur eğer gerçekse.
diyemeyip içinde patlamasındansa, söylerim karşı taraf düşünsün.
kendine güvenmeyi gerektirir.
zor bi iş değildir ama bazen sıkı göt ister..
Ağzınızı açıp "seni" ve "seviyorum" kelimelerini ardarda söylerseniz. Seni seviyorum demiş olursunuz.
Ne kadar çok sevsen de söylerken zorlanılandır.
söylenebilecek biri olduktan oldukça zevk veren bişey.
geçmişte çok sevilen birine bugün de seni seviyorum diyebilmekten daha az değerli olan tanımdır. sevmek, tamam; ama ne zamana kadar. pazara kadar mı, yoksa mezara kadar mı? bugün "seni seviyorum" diyebiliyorsan ne mutlu; fakat aradan yıllar geçecek, o yıllar bir sürü dert tasa getirecek ve o derdin tasasın arasından sıyrıla sıyrıla geçireceksin ömrünü. gün gelip de sıkıntılar geride kaldığında, yani hayat seni törpülediğinde, halen duyguların sağlam mı hayata karşı, eşine karşı, annene babana, çoluğuna çocuğuna karşı...
söylenilen kişi uzaktaysa zordur.
duyguların hakimiyeti ile aslolandır.
Çok zor çok... tabi kaşarın birine diyeceksen kolay...
(bkz: seni seviyorum)
doğru olanı gerçekten, yürekten hissedilerek diyebilmektir. çok kişi tarafından öylesine ağız alışkanlığı, laf olsun torba dolsun diye sarfedildiğinde ziyan olan iki kelime.
cümleye anlamını kaybettirir. hayalimizde yaşattığımız kadar güçlü olmaz dile getirince, söner, büyüsünü kaybeder.
diyememekten daha öenmli bir durumdur aslında.
bunu gercekten içten söylediğinizde içiniz umut, yüreğiniz sevinç dolar.
bir yetenek değil insani bir ihtiyaçtır aslında. en azından seni seviyorum diyebileceginiz birileri vardır hayatınızda.
kimileri hor kullansa da aslında o kadar kıymetli bir seydir bu iki kelime yerinde kullanırsanız gercekten hissettiğinizde o iki vücud tek vucud o iki ruh tek ruha dönüşür.
zor değildir sadece hissetmektir.
aynı zamanda dünyanın en büyük sakızıdır.
alıskanlık haline getirmiş yapıskan, zehirli bünyeler vardır.
ama bu tiplere rağmen o ilk an ki güzelliğini hiç kaybetmez.