kimyada sembolu se olarak geçer.
Son derece toksiktir; fakat vücutta önemli birçok fonksiyonu da vardır.
Mitokondride ATP biyosentezinde, koenzim biyosentezinde, immünolojik olaylarda rol oynadığı ileri sürülmüştür.

Selenyum, indirgenmiş glutatyonu hidrojen peroksit karşısında oksitlenmiş glutatyona dönüştüren glutatyon peroksidazın, tiroid hormonu moleküllerinden iyodu uzaklaştıran iyodotironin deiyodinazların önemli bir komponentidir.
güçlü antioksidan bir mineraldir. vücudun pek çok işlevinde gereklidir. hücre zarı ve vücuttaki peroksit radikalleri ve hidrojen peroksite karşı korunmasında yararlıdır.
eklemlerin korunmasını, retina sağlığının devamını ve kan damarlarının korunmasını sağlar.
e vitamini ile birlikte kardiyovasküler (kalp-damar sağlığı) devamına yardımcıdır.
dokuları doymamış yağ asidi oksidasyonunun zararlarından korur. son yıllarda bazı çalışmalarda tümörlere karşı etkili olarak da kullanılmıştır.
selenyum düzeyi düşük hastalarda daha hızlı tümör gelişimi gözlenmiştir.
sigara içenler ve daha önce kalp krizi geçirenler selenyumdan daha çok faydalanacaklardır.
(bkz: ace plus selenyum)
ismini ay tanrıçası selene den alan element.

(bkz: selena)
Metal kökenli bir elementtir.

Oksijen grubundadır.
enzim aktivitesinde de görev alan ve insanda bulunan element.
Çalışmalar selenyumun çeşitli kanser türlerine karsı koruma sağladığını ortaya çıkarıyor. Bu amaçla yapılan en geniş araştırmaysa PRECISE (Prevention of Cancer with Selenium in Europe & America - Avrupa ve Amerika'da Selenyum ile Kanserin Önlenmesi) adıyla başlatıldı. Bu çalışmada Avrupa ve Amerika'da yasları 60-74 arası 42.000 sağlıklı insanin katılımıyla kontrollü-plasebo yöntemi uygulanması planlaniyor. 5 yıllık bir süreci kapsayacak çalışmanın ilk sonuçlarının 2004'de alınması bekleniyor.
Bundan önceki NPC (National Prevention of Cancer) çalışmasında 1312 hasta üzerinde plasebo kontrollü deneme yapıldı. Araştırma sonucunda günde 200 mcg selenyum alımıyla plaseboya karşı prostat kanserinde %63, akciğer kanserinde %47, kolorektal kanserde %58 azalma bulundu. Cilt kanseri vakalarindaysa selenyum plaseboya karşı herhangi bir sonuç vermedi. Genel olarak tüm kanser türlerinde ortalama %37 azalma bulundu. Selenyumun bu korumayı doğal öldürücü hücrelerin (natural killing cells) üretimini arttırmak, hücre yapısında mutasyonları engellemek gibi çeşitli mekanizmalarla sağladığı anlaşıldı.
Bu ve benzeri çalışmalar bilim dünyasına kanserden korunabileceğini gösterdi. Selenyum eksikliği vücudun genel savunma mekanizmasının zayıflamasında önemli faktörlerden birisi olarak görülmektedir. Bu önemli mineralin takviyesi kansere yakalanma riskini azaltmaktadir.
Selenyumun biyolojik olarak aktif formu organik selenyumdur. Inorganik selenyum vücut tarafından çok hızlı bir şekilde atılır. Doğada bitkiler inorganik selenyumu organik formuna çevirirler. Ancak modern tarım yöntemleri, kimyasal maddelerle ilaçlamalar, erozyon vs. gibi nedenlerle topraklardaki doğal mineral seviyeleri gittikçe düşüyor. Selenyum da miktarı en hızlı azalan minerallerin basında geliyor. 1997'de British Medical Journal'de çıkan "Selenyum: Harekete Geçme Zamanı" başlıklı yazısında araştırmacı M.P. Rayman son 22 yılda besinlerle alınan selenyum miktarında %50 azalma olduğunu belirtiyor. Rayman'a göre ayni dönemde görülen kanser, kalp hastalıkları ve kısırlık vakalarındaki artış önemli bir uyarı. Selenyum eksikliği riski daha yüksek olan kişilerse şunlar;
Az yada düzensiz beslenen gençler
Sigara içenler (sigara vücuttaki selenyum miktarını azaltır)
Selenyumun koruyucu etkileri hakkındaki bilgiler her geçen gün artıyor ve PRECISE çalışmasının sonuçlarının, selenyumun genel sağlığın korunması açısından önemini bir kez daha ortaya çıkarması bekleniyor.