bugün

Elimden bir şey düşürdüğüm zaman refleks olarak tekme atmak, bir önce kullandığım telefon nasibini almıştır bu istek dışı hareketimden.
pipetle kola içerken bir anda kolayı kafaya dikmeye çalışmak.

not: küçüktüm o zamanlar, harbiden.
merhaba nasılsın deyip tokalaşmak isteidiğin birine ;
''hadi görüşürüz moruk'' demek.
dört arkadaşım yolda yürürken, karşı taraftan gelen, birbirine benzeyen üç japon görünce, içlerinden biri aniden " lan bunların üçü de ikiz" der.
mağazadan çıktıktan sonra yönünü şaşırıp önce ters tarafa doğru bi iki adım atıp sonra dönüp doğru tarafa yönelmek.
klavyeden rakam girilecekken, telefonun yada hesap makinesinin tuşlarına basmak.
gece ışığı kapatıp açıp çıkmak.
telefonu açarken kim o, kapıyı açarken alo demek. sıkça yaptığım durumdur.
metroya son saniyede binmeye çalışmak.
arasında sıkışma olasılığının verdiği haz....
ohyşşş....
cep telefonumu kapatırken ekrana dokunmak yerine, masanın üzerinde duran sabit telefonun üzerine koymak.
Refleksleri hızlı olan kişilerin düşen nesneleri yakalamaya çalışması.
evin zili çaldığında telefonu alıp
-alo
-aloooooo
-orspu çocuğu
-kapalıymış lan. kim oooooooooo
bir diğeri de mouse yerine cep telefonunu tutup kımıldatamadığın imleçe küfür etmek. hem nası küfür.
çorapları çıkarıp çöpe atmak.

yemeği yedikten sonra tabağı çöpe atmak.
metroya/metrobüse girerken yandaki turnikeye akbil basmak. *
bir elde sigara diğer elde mp3 kulaklığının tekini tutup ; kulaklığı ağıza sigarayı kulağa götürmek.
işten eve dönüyorum. metrobüse binmişim. takmışım kulaklıkları şarkı dinliyorum. uykum da var bir yandan.
arada dalıyorum sonra ani bir frenle kendime geliyorum falan.
yine dalmışım ama bu seferki fren daha sert. epey sarsılıyorum bu defa.
etrafıma bakıyorum "lan rezil olduk mu" diye. tam o sırada hande yener'in hava alanı şarkısı başlıyor.
"hahaha ha ha" diye. bende o an ne olduğunu anlayamadan sanki bana gülüyormuş gibi "ne gülüon lan" diyiveriyorum.
yanımdaki eleman tip tip bakıyor. "demin olmadın ama şimdi rezil oldun" diye düşünürken tekrar dalıyorum.
çöpün başındayken gerekli malzemeyi atıp çöpün elde kalması bunlardan biridir.
misafirliğe gidildiğinde yanlışlıkla ev sahibine hoşgeldiniz denmesi, ne salaklıktır bu.
metroda dalgın dalgın dışarısını izlerken cama aniden gelen su birikintisinden korkup yüzü gözü silmeye kalkmak.
anne: kızım ben komşuya gidiyorum 5 dk ya dönerim.
kız: tamam anne
anne: yemeğin altını kapatırsın 15 dk sonra.
kız: tamam anne..
eldeki cep telefonunu aramak. Allah allah daha şimdi burdaydı nereye koydum acaba diye düşünmek. Ve bu sırada telefonun hala elde olması.
Yanlış numara tarafından aranan birinin telefonu kapatırken görüşürüz demesi. Telefonu kapattığınız anda ne kadar mal olduğunuzu anlarsınız.
Ayrıca market çalışanının telefondan sipariş verecek müşteriyle konuşması sırasında müşterinin hayırlı işler lafına selamlama sözcüğü gibi hayırlı işler diye karşılık vermesi. Anında anlarsınız yaptığınız mallığı ve kıvırmaya çalışırsınız.
sabah marketçiye iyi akşamlar denmesi.
oğuz adlı arkadaşa ulaşamayınca annesi aranır,
-alo ben oğuz... -oha lan ne dedim ben diye düşünülüp gülünür-
+dur bi dakka veriyorum. - *!#? -

lan hadi ben dalgınlıkla söyleyiverdim de, teyzeye noldu anlayamadım.
pazarda elinde parayla pazarcı amcamızın karşısında ona nispet yapar gibi anlamsız yere cepte para aramak.