bugün

kesinlikle böyle birşey olduğuna inanıyorum.

yaşı yetenler hatırlayacaktır, ilk olarak 94 yılında belediye başkanlığı seçimlerine refah partisinden katıldığı zaman kendisi,
çok ciddi rakipleri vardı.

bedrettin dalan, zülfü livaneli ve ilhan kesici en önemli rakipleriydi, bu kadar önemli isimlerin aldığı oylar göz önüne alınınca %25 gibi komik bir yüzdeyle koltuğa oturdu.

(ilhan kesici Anap'la girdiği seçimde %22 alırken, zülfü livaneli %20 almış , bedrettin dalan dyp ile girdiği seçimde %15 almıştı.)

bu o zamana kadar ve ondan sonra da en düşük yüzde oldu belediye başkanlığı için.

belediye başkanlığı döneminde de şansı yaver gitti, 97 yılında Halkı din ve ırk farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik etmekten hapse girdiğinde, insanlar tarafından şiir okudu diye hapse girdi olarak değerlendirilip ciddi destekçi kazandı, çünkü insanımız mazlum ve mağduru her zaman sever, sevdi, sevecek.

bu şekilde parti kurulması için belki de türkiye'nin en uygun koşulları oluştu ve 2001 de adalet ve kalkınma partisi kuruldu.
ben dahil çok kişi oy verdi bu partiye. ve 2002'de %34 ile yüksek beklentilerle iktidara geldi.

bu da bir şanstı çünkü meydan boştu. fazilet partisi kapanmış , kurulan saadet partisine katılmayanlar ile bu parti kuruldu, belki de recep tayyip erdoğan'ın yaptığı en iyi şey bir düşman yaratıp buna açtığı savaş ile yandaş toplamasıydı.

bu kural o zaman da işe yaradı. ve o zamanlar eski geri kalmış fazilet partisi yerine muhafazar olarak ilan edilen adalet ve kalkınma partisi iktidara geldi.

bünyesinde her sağcı partiden kesim barındırdığı için çok oy alması kaçınılmazdı, öyle de oldu, fazilet partisi, doğru yol partisi, anavatan partisi taraftarı pek çok insandan oy aldı.

aldığı siyaset yasağı yüzünden aktif rol oynayamayan erdoğan'ın yasağı cumhuriyet halk partisinin de desteği ile yapılan anayasa değişikliği ile aşıldı.

2003 de siirt seçiminde milletvekili seçildi.
2007 yılında niyeti cumhurbaşkanlığına çıkmaktı ama ülke genelinde yapılan cumhuriyet mitingleriyle bu engellendi,
bunun neticesi olarak ergenekon operasyonu başladı, pek çok kişi gözaltına alındı.
istenen yerlere istenen atamalar yapıldı ama yine de halkın tepkisi karşısında abdullah gül cumhurbaşkanı oldu.

burada yaratılan düşman ergenekon oldu, halka yine mazlum edebiyatı yapıldı ve gidilen erken seçimde büyük yüzde 46 ile seçimden çıktı.

aslında kapatma davası ile çok şeyin önüne geçilebilirdi ama erdoğan'ın şansı yine yanındaydı.

2008 yılında partiye kapatma ve abdullah gül ve erdoğan'ın aralarında bulunduğu 70 den fazla kişiye 5 yıl siyasetten men istemiyle dava açıldı.

burada da şansı(?) yanındaydı..

10 üyenin 6'sı kapatılması
4'ü hazine yardımının kesilmesi yönünde oy verdi
sonuç olarak hazine yardımı kesildi ancak kapatılmadı.

burada mahkeme başkanı haşim kılıç'ın rolü büyük.

6 kişi kapatılsın 4 kişi hazine yardımı kesilsin derken nasıl olup da kapatılmadığı ama hazine yardımı kesildiğini düşünüyorsanız, inanın bunu ben de bilmiyorum..

ilerleyen süreçte pek çok kere hayali veya gerçek düşmanlar yaratıp onlara karşı savaştı erdoğan,
hepsinden de başarıyla çıktı anlayamadığımız bir şekilde.

mağdur edebiyatı yaptı, mazlum edebiyatı yaptı, mağlup oldu, ama bir şekilde üste çıktı.

son gezi olaylarında da kendisine düşman olarak halkı seçti, ama ilginç bir şekilde evinde zor tuttuğu %50'si onu kurtardı ve cumhurbaşkanı oldu.

ben o kadar fazla insanın gerçekten ona oy verdiğine inanmıyorum.
okuyan, araştıran, bilen, duyan, gören herkes trafoları, seçimlerin nasıl olduğunu, gördü.
ama malesef artık az kaldık, azınlıkta kaldık.

artık suriye'liler bizden değerli, çünkü biz temiz siyaset istedik,
bakara makara diyenlerin, kol saati alanların, rızaların, zerrabların, gemiciklerin,
milyarlarca yenen yiten giden biten paranın hesabını sormak,
dur demek istedik.

aslında bağırdık, ama susturulduk,
sesimiz gür çıkmadı, çıkamadı,
yine seçim var, yine yeni yeniden acaba diyoruz,
ama zor ,
şerefli insanlar şerefsizler kadar cesur olmadıkça bizim kazanmamız zor.
Ak partiye oy verene serefsiz diyenlerin oldugu bir memlekette sabretmek zor.