bugün

salak bi dizi.
(bkz: yanlıslıkla sevgilinin babasini öldürmek)
(bkz: hay elinin ayarini sikeyim)*
çok yaratıcı bir senaryoyla kurgulanmış masal gibi sevimli mi sevimli bir dizi. birbirine dokunamayan aşıkları gördükçe yüreği parçalanıyor insanın bu aşk böyle kaç sezon sürebilir buna yürek dayanmaz.
masal tadında izlenesi dizi. komik unsurları yakalayabilmek için iyi izlemek gerekir.

--spoiler--

ben nedense chuck'ın öldüğüne inanmıyorum. olive'ın dediği gibi ölü taklidi yapmış olabilir. neden buna inandığımı da bilmiyorum. görelim bakalım.
--spoiler--

edit: sadece bir tanım ve bir kişisel teori içeren mesaj da eksileniyor. hatalı yer gören mesaj atsın. arz ediyorum.
tatlandırmak için şeker katılmasına gerek kalmamış meyve salatası. *
benim merak ettiğim bu derece olağandışı bir konuyla nasıl bu derece doğal bir şey yapılabilmiş. herkes doğal ortamda dizi yapıyor, yok hastane yok mahkeme hatta ev. ama hiçbiri pushing daisies kadar doğal olmuyor. neden?
ayrıca müziğiyle beatles sevdirmiş dizidir. taksim taraflarında "I wanna hold your haaaaaand" diye böğüren biri görürseniz o benim, üzerinize alınmayınız, yolunuza gidiniz.
ne zaman izlesem chuck ı gördüğümde corpse bride ı aklıma getiren dizi. çabuk dönsünler üzmesinler bizi.
sevgiliyle izlendiğinde, öküzlüğünüzün ayyuka çıkacağı dizidir.
*
en sevdiğim cnbce dizisi, ilk izlendiğinde ne tırt bir senaryo ne salak ne saçma falan denilebilir bu dizi için, ama 5 dakika sabırla izlerseniz turtacı ve chuck'ın masum aşkı, dizideki masalsı hava sizi sarıp sarmalayacaktır.
ekleme: en sevdiğim diye bir şey söylemek doğru değilmiş daha güzelleri de çıkabiliyormuş. *
ilk dokunuş hayat verir , ikinci dokunuş öldürür. Masal kıvamında bir dizi.
kafaları normal ölçülerde çalışmayan senaristlere sahip bir dizi. özellikle aşk hususunu bu kadar etraflıca ve onun o binlerce kez kırılmış saygınlığını çiğnemeyerek işlemeleri de enfes. dizinin her bölümünde müthiş bir romantizma var, turtalar ve çeşni niyetine serpilen cinayet çözme meselelerinin ardında.

ve en mühimi de, şunu anlamışlar; aşkın mükemmelleştirilmesi için onun bir uzvunu kesmek şarttır. yani her türlü şartın uygun olduğu ortamlarda asla yetişmeyen, solan bir bitki gibi, "arızalı" durumların duygusu olan aşkı anlatıyorlar. her zaman bir eksik, bir engel olmalı ki insan değerini bilsin hissettiklerinin. pek hoş, tebrik ediyorum yazan arkadaşları.

aslında sadece sevmek meselesinde değil, her türlü şeyde önümüze çıkacak herhangi bir engel, varmayı planladığımız şeyi sadece daha da mükemmelleştirir gözümüzde. hatırlıyorum, simyacı'da da böyle bir şey vardı, bir hayalin peşinde koşmak ama elinde onu gerçekleştirmesine yetecek imkanlar da olmasına rağmen onu gerçekleştirmemek. bir yol olmalı, mühim olanın varmak değil, sadece gidiyor olmak olduğu bir yol.

pushing daisies o yola köprüler kuruyor işte. daha önce hiç haberim yokken bugün rastgeldim ve iki bölümünü de büyük bir zevkle izledim, aylar üstüne tv izliyorken üstelik. sağol cnbce. şimdi, katırdan tüm bölümleri indirmek zamanıdır.

ayrıca; dizinin altyazısının çevrilmesi de eminim çok zor. çünkü arkaplandaki amca birazcık kafiyeli anlatıyor hikayeleri.
--spoiler--

4 ağustos 2008 saat 20.00'daki pushing daisies bölümünün sonunda inanılmaz bir gerçeği öğreniyoruz. chuck'ın halası olarak bildiğimiz lily, chuck'ın annesi çıkıyor. bunu da kafası güzelken yüzen bir denizkızı olarak gördüğü olive'a söylüyor.

--spoiler--
dokunmaktan korkmayan kadının asla dokunamayacağı çocukluk aşkı ile ilgili harika bir dizidir.
birbirini seven iki insanın, birbirlerini fiziksel olarak hissetme olanağından yoksun olsalar da tutkularını, aşklarını, sevgilerini nasıl yaşadıklarını gösteren mükemmel bir dizidir.
24 saat izlenilebilecek bir dizi. *
ayrıca (bkz: emerson cod)
"selena" adlı türk dizisini saçma bulup, "pushing daisies" adlı diziyi şahane bulanların izlediği dizidir.
oysa mantıkları aynıdır, ingilizce ve alt yazısı var diye şahane olan dizidir.
tanıtımı çok güzel olan ve renklerin çok güzel kullanıldığı dizi.
o ikisi nasıl bir son beklediğini, senaristinin beyninin saatin hangi yönünde çalıştığını kestiremedigim dizi.mizah, belki biraz romantizm ama nereye kadar. ailecenek bekliyoruz.
ciddi anlamda masal tadında bir dizi idi, an itibariyle tarafımdan izlenip bitirilen finaliyle son bulmuştur,-2. sezon 13. bölüm-

tabi ki abc'nin yayınlamadığı, internette de bulunamayan son üç bölümünü, son üç haftada yayınlayarak şahsımı yine sevinçlere boğan cnbc-e'ye teşekkür etmek gerek,

turtacı, chuck, olive ve diğerleri. hoşçakalsınlar.

--spoiler--
mutlu sonlarla biten dizide,
chuck turtacı ile birlikte teyzelerine geri dönmüş,
emerson cod yazdığı kitap sayesinde kızına kavuşmuş,
olive ise aradığı aşkı bulup makarnacı dükkanı açmıştır.

daha mutlu sonla bitemezdi herhalde, çünkü turtacı doğaüstü yeteneğini kaybetmeyeceğine göre, bu iki aşığın birbirlerine dokunması mümkün olmayacaktı ve turtacının "artık senin mutluluğunu kendi mutluluğumun önüne koyuyorum" demesi de kaçınılmazdı,

yine de onu bunu boşverin de, düşünüp duruyorum, yalnız turist charlotte chuck charles'i kim öldürdü? kız faal-i meçhul cinayete kurban gitti yahu.*
--spoiler--
olaganustu yaratıcı bir senaryoya sahip,hayranlıkla takip ettiğim dizidir.tuhaf bir gulumsemeyle izlememe neden olan, biraz fantastik biraz romantik,kurgusu,ısıgı,renkleri muhtesem bayıldığım dizi.
bir idiomdur pushing daisies. anlamı da ölmek ve mezarda olmak demektir. *
bitmesine gerçekten üzüldüğüm dizidir. salı akşamlarını şenlendiriyordu. emerson cod a da ayrı hastaydım.
aşırı doz romantizm içerdiğinden pms dönemindeki dişilere izletilmesi sakıncalıdır.
her izlediğimde canımın fena halde tart istediği renkleri, konusu, kurgusu ile 6 sene sonra tekrar izlemeye başladığım renkli cnbc-e dizisi.
vakt-i zamanında izlediğimiz değişik konulu dizilerdendi.
(bkz: özlemek)
eski bir cnbc-e dizisi.
konusu, kurgusu orijinal. macera ile romantizmin bir arada tasarlandığı ender güzel dizilerden.
her izleyişimde elmalı turta yiyesim gelirdi.
thranduil'le başlayan lee pace takıntımla keşfettiğim, the piemaker ile the girl named chuck'ın aşkını anlatan masal gibi şeker gibi ya da turta gibi* dizi. özellikle rahibeyi uyandırdıkları bölüm dizinin romantik olduğu kadar kaliteli bir komedi de olduğunu gösterir.

bir bakın linki: http://www.youtube.com/watch?v=lhf0pdf0V8w