bugün

1968 yılında Alexander Dubcek yönetimindeki çekoslovakya'nın komunizme karşı bir dizi reform hareketini başlatması* ile başlayan döneme verilen addır. Prag Baharı, 1968 Agustos'unda leonid Brejnev yönetimindeki Sovyetler birliği ordusu ve Varşova Paktı ordusunun Çekoslovakya'ya girmesi ile kanlı bir şekilde son bulmuştur.
maalesef adı kadar aydın ve iç ferahlatıcı bitmemiştir.
her güzel şeyin içine eden güçler onu da kanla bastırmışlardır.
prag baharı prag zemherisine dönüşmüştür.
Alexander Dubcek'in halka daha fazla demokratik özgürlük vermek ve ekonomiyi kısmi olarak merkezilikten kurtarma çabası olarak tanımlanabilecek bu hareket ifade, yayın ve seyahat özgürlüğü gibi temel hakların genişletilmesinin yanında ülkeyi çek ve slovak halklarının yaşadığı bölgeleri baz alarak federal bir yapıya kavuşturmak gibi radikal düzenlemeleride öngörmüştür. Bu açılım tahmin edilebileceği gibi sovyetlerden ve diğer sosyalist blok ülkelerinden iyi karşılık görmemiş ve ülkeyi işgal eden varşova paktı birliklerince bastırılarak ülkenin doğu bloku içindeki konumu dikkate alınırsa sapkınlık olarak nitelenebilecek bu hareket daha doğmadan öldürülmüştür.

Çekoslavakya'da 1950'lerin sonunda Antonin Novotny ile başlayan Stalincilik ten arındırma işlemi diğer doğu bloku ülkelerinden daha yavaş ilerliyor ve nikita kruschev'in fikirlerini takip eden novotny, yeni bir rejimi ve devrimin tamamlanması gibi doktrinlerle hareket ediyordu. ancak tüm bunlar özellikle parti doktrininden bağımsız bir çizgi izlemek isteyen çekoslavak Yazarlar Birliği ve onun yayın organı literamy novini gazetesi olmak üzere Stalin dönemindeki baskının kurbanlarının beklentilerini karşılamaktan uzaktı.

1967 Haziranında aralarında Milan Kunderanın da bulunduğu bazı birlik üyesi yazarlar reform hareketlerini destekleyeceklerini bildirdi ancak birlik içinde bile çok az destek bulan bu girişim birliğin denetiminin kültür bakanlığına devredilmesiyle birlik üzerinde daha yoğun bir baskının kurulmasına yol açtı.

1960'ların başından beri sovyet modeli sanayileşme çabasının başarısız olması nedeniyle zaten ekonomik darboğazda olan ülke 1965 yılında uygulamaya konan yeni ekonomik modelin getirdiği yeniliklere ek olarak siyasi reformların da uygulamaya konması isteğiyle çalkalanıyor ve yukarıda görüldüğü gibi zayıf hareketler giderek güçlenmeye başlıyordu.

Bu gelişmelerle sürekli destek kaybeden novotny, 1967 aralığında ülkeyi ziyaret eden sbkp genel sekreteri leonid brezhnev tarafından da destek gören yerel slovak komünist partisi sekreteri Alexander Dubcek karşısında tutunamadı ve 22 Mart 1968'de daha sonra Dubcek reform girişimlerine destek olacak olan Ludvik Svoboda'ya bıraktı.

Reform sürecinin ilk sinyallerini Komünist çekoslavakyanın kuruluşunun 20. yılında yaptığı konuşmayla veren Dubcek 68 Nisanında daha fazla ifade, seyahat ve yayın özgürlüğü sağlanmasını, emtia maddelerinin serbest ülke içinde serbest dolaşımını ve hatta çok partili hükümeti mümkün kılacak düzenlemeler içeren reform paketini açıklayarak liberalleşme girişimini başlattı.Batı ülkeleriyle daha yakın ilişkiler gibi dış politikada da önemli değişimler öngören plan ülkeyi çek ve slovak uluslarından oluşan bir federasyona dönüştürmek ve serbest seçimler ise uzak hedeflerde koyuyordu.

Doğu Bloku ülkelerinde ilk başta değişik tepkilere yol açan hareket macaristan lideri janos kadar tarafından destek görse de, soğuk savaş sırasında doğu blokunun zayıflayacağından korku duyan leonid Breznhev ve diğer liderler tarafından çok hoş karşılanmadı. Dresdende toplanan varşova beşlisi(SSCB,polonya,bulgaristan,macaristan ve doğu almanya) reform girişiminin içeriğini ve amacını sorguluyor, çek tarafı ise bunun daha önce macaristanda yaşanan karşıdevrim tipi bir hareketle karıştırılmasından endişe ediyordu.

SBKP liderleri ve çekoslavak hükümeti arasında yapılan birebir görüşmeler de reform girişimlerinin hızını kesemeyince 3 ağustos'da beş ülke slovakyanın başkenti bratislavada toplanarak proleteryanın burjuva ideolojisine karşı verdiği sosyalist mücadeleye duyulması gereken sadakati vurgulayan tehditkar bratislava deklarasyonunu yayınlayıp görüşmleri sonlandırdı.

görüşmelerle tatmin olmayan sovyet liderleri ise askeri alternatifi düşünmeye başlamıştı bile. sbkp yönetimi doğu bloku ülkelerinin "uydu" olarak kalması ve merkezi doktrinden kopmaması için gerektiğinde askeri güç kullanmaktan çekinilmemesi gerketiğini savunuyordu.

Sonuçta beklenen oldu ve doğu blokuna bağlı 5 ülke, 21-22 ağustos gecesinde varşova paktının 200.000 askeri ve 2.000 tankıyla ülke sınırlarından içeri girdi. ele geçirilen ruznye havaalanı ise sovyet işgal birliklerinin havadan ülkeye taşınması için kullanılıyordu. 21 ağustos sabahı ülke tamamen işgal edilmiş durumdaydı.

Alexander Dubcek'in halka ve orduya direnmeme çağrısı yapmasına rağmen işgalin ilk safhasında 72 çek ve slovak varşova paktı kuvvetleri tarafından öldürüldü, yüzlercesi de yaralandı

sovyetler tarafından başlatılan dezenformasyon kampanyası, çekoslavak komunist partisinden yardım isteği geldiğini iddia etse de başta dubcek olmak üzere çekoslavak liderlerin böyle bir istekte bulunmadığı açıktı. yönetim kademesinde bunlar olurken korkuya kapılan çekoslavak halkı görülmemiş bir göç dalgası başlatmış ve varşova paktı birliklerinin önünden kaçan insanların sayısı 70.000'i bulmuştu ki bu sayı ileride 300.000'i bulacaktı. Ancak işgali takip eden ilk günler görece sakin geçecekti.

Bu işgal daha sonradan brezhnev doktrini adı verilecek olan ve kapitalizme doğru kayıp sovyet doktrinlerinden kopmaya cesaret eden doğu bloku ülkelerine sosyalist bloğun askeri müdahelesini gerekli ve haklı gören bir düşüncenin ortaya çıkmasına da zemin hazırlamış oldu.

işgalin hemen ertesinde jan palac isimli öğrencinin kendini yakması gibi işgal kuvvetlerine karşı direk saldırganlık içermeyen protestolar başlamış ve sovyetlerin reform hareketlerini serbest bırakması yönünde isteklerini bildirenlerin sesleri yükselmeye başladı. bu sıralarda dubcek'in moskovaya götürülüp daha muhafazakar bir reform paketini öngören moskova protokülünü imzalamasının sağlanmasıyla ilk hareketin önü tamamen kesilmiş görünüyordu. romanya lideri çavuşeskunun ve çeşitli avrupa ülkelerindeki komünist parti liderlerinin dubceke verdikleri destek ise pratikte hiçbirşey ifade etmiyordu.

Nisan 1969'da Alexander Dubcek görevini Gustav Husak'a teslim ederek kendisine verilen orman memurluğu görevine razı oldu.

Husak ise göreve gelir gelmez reformları geri çevirme ve ülkenin sosyalist blokla zedelenen bağlarını güçlendirme çalışmalarına başladı. ilk işi polis otoritesini tekrar güçlendirmek, reformlara açıkça destek veren liberal eliti partiden sürmek ve prag baharı sürecinde göreceli bir özgürlük elde eden basını tekrar sansür altına almak oldu. Ancak reform hareketleriyle oluşan federal yapıya dokunamadı.

1987'de sovyet lider Mikhail Gorbachev'in açıkladığı glasnost ve perestroika doktrinleri Alexander Dubcek'in insani sosyalizm doktrininden büyük esinlenmeler taşıyordu. zaten Prag baharı ve gorbachev'in reformları arasındaki fark sorulduğunda bir dışişleri bakanı arada sadece 19 yıl vardır diyecektir.
Sovyet askeri, tanka taş atan adamı kovalarken:

görsel
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar