bugün

dücane cündioğlu'nun Şiir paletlenince isimli yazısından bir tanım ile:

"Pot kırmak, doğrunun zamansızlığıyla, mutabakatsızlığıyla alakalı bir keyfiyet. Söylenmemesi gerekeni söylemek. Doğru olsa bile, söylenmemesi gerekeni. Söylenmemesi gereken şeyi, söylenmemesi gereken kişiye, söylenmemesi gereken zaman ve mekanda. Bir dikkatsizlik, bir patavatsızlık hali. Bir tür nezaketsizlik. Kısacası: kabalık"
hata üstüne hata eklemek. birde aklına gece uyumadan önce gelmesi... sabırlar dilerim.
bir hatayı düzeltmeye çalışırken daha büyük bir hata yapmak.
Arada sırada yaptığımdır. Biraz utandıktan sonra geçiyor. Evet
düşünmeden konuşup, konuştukça sıçıp sıvamaktır. özellikle birbirleriyle yakınlıkları bilinmeyen insanlar hakkında ve yaşlarıyla ilgili yerli yersiz konuşmanın sonucudur.

sevgilinin iş için gelen misafirleri havaalanından alınacaktır. sonunda buluşulur, selamlaşma ve kısa yollu tanıştırılma safhasından sonra yola çıkılır. yol boyunca havadan sudan, işten güçten sohbet edilir. istanbul trafiği yüzünden yol uzadıkça uzar ve muhabbet kısır döngüye girer. bu esnada misafirlerden biri muhtemelen yeni bir sohbet konusu açmak adına arkadan o can alıcı soruyu sorar;

- x bey, hanımefendi kızınız mı?

ardından gelen derin sessizlik anı.
en olmadık insanlarla konuşurken sürekli yaptığım şey. toparlamaya çalışırken daha büyük potlar kırıyorum bir de.
gaf yapmaktır.

bir yere çaktırmadan bak dediğimde öküz gibi dönüp bakmayan arkadaş bulduğum gün her şey farklı olucak.
- kızın çok güzelmiş, hiç sana benzemiyor.

düşünmeden konuşmanın sonucu.
http://9gag.com/gag/5133495
tam anlamıyla kırdı geçirdi.
Çok tatlı bir bebek, torununuz mu?

Kadın: Hayır, ben hiç evlenmedim ki. *
+ hocam spermin yapısında glukoz varsa tatlı olması gerekmez mi? halbuki değil
- otur kızım otur..**
bir ortamda en tuhaf adamın yapma ihtimali yüksek eylem, her zaman olmasa da iki dakika önce gözlerinden anlaşılır pot kıracağı.
- Begüm göğüsle.. şey gözlerin çok güzel.
- Ne dedin!?
- Şey gözlerin diyorum gözlerin çok güzeller ikisi de hemde...
- Şşşraaaghh..
- ....
Gözlerin çok güzel demek isterken göğüslerin çok güzel demek.
(bkz: ben)
bir insanın(içinden) kendine ''kendimden nefret ediyorum'' dediği an

patronuna yaranmak için akşam yemeğine davet eden işçi..
kapı çalar..(çikçikçikçik çiiiiiiiiiiik)
işçi: - ooooo hoşgeldiniz efendiiiiim...
patron:- hoşbulduk..evladım.
işçi: - erkek kardeşinizi getirmeniz büyük süpriz efendim..
patron:- ne?.. efendim!?!
işçi: - bıyık en az onada yakışmış ama sizinkiler kadar gür değil..
patron: - ne bıyığı?
işçi: - erkek kardeşinizin bıyığı efendim.. oda üzülmesin canım! siz bizim için farklısınız!
patron: - o benim karım!!!!!
işçi: - hsktr.!!!! aslında ben şey diyecektim.. daha önce mankenlik ajansında çalıştımı diyecektim ama...!!
ve sonuç olarak işçi işsiz bir işçi olarak hayatına devam eder..
dakikalar önce kıralını gerçekleştirdiğim eylem.
15 yıldır ailesinden sigara içtiğini saklayan arkadaşımın annesine, "o zaten sigarayı da bırakacak ekiekiekieike" diyerek ağlara taktım topu.
dakka 90+3
bir konuşmada üst üste olunca çok daha komik olduğuna şahit olduğum olay.

bir inşaatın önünden geçilmektedir. bir şirketin reklam tabelasında "sıva boya badana" yazmaktadır. gelişen dialog şu şekildedir;

+ne yazıyor lan şurda?
-şey... sıda baya bodana.
+olum düşünmeden önce iki kere konuş.

(bkz: ayar vereyim derken ayar olmak)
kimi zaman bi yerde yanlış kelimeyi kullanmaktır..
geçen cocuklar düet yapıyolardı. aa bak bu kızla bu cocugu eşleştirmişler dicegime bu kızla bu cocugu çiftleştirmişler dedim.
O an içinden geleni söyleyip veya yapıp sonrasında içinden "hass.." demektir.
bir arkadaşın doğum gününde oturulmaktadır, başka bir arkadaş da selen adındaki sevgilisini beklemektedir, zira doğum günü sahibi dahil olmak üzere herkesten "selen gelse de muhabbet etsek çok eğlensek." şeklinde sesler yükselmektedir. bu heyecanlı bekleyiş bazı erkek arkadaşları heyecanlandırmıştır. bu arada selen ortama teşrif eder, selen tam sevgilisine sarılmak üzereyken aradan bir kişi:

- bu mu lan selen? bunu mu bekliyoruz biz bi' saattir?!*
thor ve üç arkadaşı o an yapılacak en mükemmel şeyin okey oynamak olduğuna karar vererek masaya oturmuşlardır.
bu üç arkadaştan ikisi dişi, biri de bu dişilerden birinin erkek arkadaşı olacak dingildir.
derken erkek arkadaş sahibi dişinin cep telefonu çalar. akabindeki diyalog şöyle:

erkek arkadaş: kim arıyo yine ulan?
kız arkadaş : bengü arıyo hayatım, yok bişey
o sırada telefon açılır, thor'un eski kız arkadaşı olan bengü artık okey masasındaki her diyalogu duyabilmektedir.
thor : bang bang, shoot em up
erkek arkadaş: hohahaha skid row... çatır çatır metal
kız arkadaş : çok ses var duyamıyorum seni hayatım kem küm öyle mi cicim vs

telefon kapanır.

kız arkadaş : hayvansınız siz, samimi söylüyorum
thor, kaldığı yerden: 18 enlayf yuugaadit
ortamdaki diğer dişi: bittim ben dağıtın taşları

işte pot böyle kırılır. *
(bkz: patavatsızlık).
söylenmemesi gereken bi'şeyin uluorta söylenmesi durumudur.
çok sık yaparım kendime engel olamıyorum.

misal olarak;

-bak nasıl olmuş? (dantelli, nakış işlemeli çeyiz için yapılmış zımbırtıyı göstererek)

-bu ne aysel teyze yaa... bayatladı bunlar, kimse kullanmıyor artık bunları. uğraşmasanıza bunlarla...

-aaa çok uğraştım ama bunları yapabilmek için ben.

-iyi güzel de aysel teyzeciğim, bana kalsa ben kullanmam bunları...
hatta evde sandık içinde dolu var bunlardan, onları da evlenince satmayı düşünüyorum hihohahaha

-yani beğenmedin mi sen şimdi bunları ?

-ıı ııh..

-ama ben bunları sana yapmıştım...

-bana mı? höööö!!!
Beyaz'ın bir kaç programda bir yaptığı eylem.
öğretmenlere karşı kırıldığı vakit sırf bu yüzden notların düşürülebiceği korkusunu iliklerde hissettiren, heyecan, endişe ve hatırlandığında huzursuzluk getiren iştir.