bugün

postmodernden daha çok "postenflasyon" şiiri havasını veriyor.
Pandemoniumda bir garip Râb

Renklerin Râbbi!
Duydun ki renklerime haciz göndermişsin
Ve sessizlik diyarına sürüklemek istiyormuşsun beni.

Nebulaları ve Quark’ı yaratan rabbim
Yüzümü çevirdim sana! Altın bir buzağıyı secde ettim.
Hadi yâr denizi! Al beni yanına!

Irzıma geç Râbbim!
Çarmıha ger ve
Göster bana bütün erkini!

Pigmentlerin Rabbi!
Theophile değilim ben.
Astaroth!

Üçgenlerin Râbbi!
Ait olduğum yeri biliyorsun.
Ey Münzevi Râbbim!

Çobanların Râbbi!
Agnes’i feda et uğruma!
Dirilt ibrahim’i!

Oh Lord! Oh Yah!
Thy word is a lamp unto my feet
And a light unto my path.
Benim doğduğum köylerde
Meyhane ve cami birbirine yakındı
işte kafam bu yüzden karıştı
Anla biraz.

Benim doğduğum köylerde
un satan adam
"Buraya park eden orrospu çocuğudur." yazmıştı.
Evet çift r'liydi.
Ben mizahı ilk kez böyle tattım,
gülümse biraz.

Sen Carslberg kadar tatlı ve yeşilsin.
Benim doğduğum köyler de yeşil şişelerle doluydu.
Sen de iç o Danimarka birasını,
iç biraz.

Benim doğduğum köylerde
bir cümle yankılanıyordu ansızın:
imam Hatipler Kapatılsın.
Pişti mutfakta geldi kokusu
Bakamadım tadına
Evde bir vanilya kokusu
Ne az ne çok kabartma tozu
Hayattan koptum keke tutundum

Kocam sever at yarışı
Okey, batak ve hız tutkusu
Kumar borcu çoktur it kurusu
Ne yapalım kaderim böyleymiş
insanlardan kaçtım, keke tutundum.
yine yorgunum bu sabah
sanki bulutlar üzerime yüklenmiş gibi
omuzlarımda bir ağırlık
babam görse keşke şu halimi
dökülse dilinden, konuşsa birazcık
"sen mi taşıyacaksın bu dünyanın yükünü?"
"bırak, koş gel yanıma ufaklık."
şiir battaniyenin altında
Şimdi giderken kafama sıkmaya
Hayat seni yorsun sen takma kafaya
Sakın sevme düşme bu hataya
Aynı benziyorum juan mata'ya.
karadenizin buz gibi suları varmış
hoyrat mı hoyrat kadınları varmış
o hoyrat kadınların kösele gibi pıttıkları varmış
köseoğlu sucuğu gibi sıçarmış eskiler
hey gidi günler dedim
giden sen oldun, öğrendim
bak gene lira düştü, dolar yükseldi
ben gene altınla tarumar oldum.
Ne oldu zoruna mı gitti
giden gider, kalan sağlar bizimse eğer
ne vakit maçkadan geçsem martılar falan filan
nerede o eski ramazan bayramları
ortalama bir sevgiyle sevdik
ortalama sevinçler
ortalama bir ayrılık oldu
ortalama bir acı

ne olacak işte
gözlerin, gülüşün falan
farklı geliyordu
ortalama bir farktı bu
her sevilende görüldüğü kadar
her sevenin gözündeki kadar

sen, sen olmaktan çıkıyor
ben, ben olmaktan çıkıyor
sonra ortalama bir yerde
pembe pembe buluşuyorduk

sonra;
gelincikler falan işte...
gelincikler ya... işte ne olacak
ne olacak ki yani
hem yılanlar dolaşır
uzun uzun otlar
ve gelinciklerin altında

ay ışığı, mum, en sevdiğimiz yemek
kaleler, miğferler, burçlar...
ortalama meydan muharebeleri
ortalama antlaşmalar
ortalama pişmanlıklar
burç demişken işte
burçlarımız pek uyuşmuyormuş
yükselenimiz de ortalama

uzun uzun sohbet etmek
bazı şarkılarda denkleşmek
şarkılar ki
en güzel olanları
ayrılıklar ve aşk acısı,
yiten umutlar ve hayal kırıkları,
şarkılar ki
bu ayrılık ve acılardan
ortalama kalplerde aşk doğurur
şarkılar ki
ortalaması olmayan

ortalama zevkleri büyütmek
ortalama zıtlıklardan
ters kutuplarla ilgili çıkarımlar
ne olacak ki yani

sonra insan... tuhaf insan
ortalama bir tuhaflıkta
gidene mi ağlar
gitmesine mi ağlar
düşünde kurduklarına mı
yıkılana mı
kendine mi
ortalamada kalmışlığa mı?

gelincikler falan işte...
bugün günlerden pazertesi,
sen gideli çok oldu unuttum.
yeni dumanımın ertesi,
fırında simit bile bulamadım.
martıların ince çığlık sesi,
kanadım kırıldı takamadım.
yırtar atar yüreğimi kisvesi,
sana bakmaya kıyamadım.
(bkz: dadaizm) saçmalama sanatıdır . Zirve noktası dadaistlerle yapılmış şiir türüdür . Bide garip akımı mı ne vardı taklitçi bir grup şair bunları şiar edinmiş.
bir esinti dalga dalga,
yarım yamalak oldu bu tam yatarken salağa,
ne demek ne anlamak mı asıl olan,
gel bana biraz,
sonra biraz daha.
hiç haz etmem eski şarkılardan içinde sen yoksan,
benliğimin her tarafı ağrıyor yüreğim parçalandı bir parçası noksan.
dün varsa bugün bugündür yokluğunda dün ertesi gün,
dünüm bugünüm geleceğim sensin bana verdiğin gün.

rumuz: romantik abaza
düşüncelerim hiroşima kadar zayıf düştü
bir anda toz bulutuna dönüştü bilinçaltım
hiç yapmadığım birşey denedim bugün
çabalamak mesela.

tanrı son sıraya bıraktı
aşkı mutluluğu..
acı ilk sırada.
şehvet saçan kırmızı dudaklarınla-darıl bana-
unutursam doğum günümü,
annemi babamı şaşırma.saçmalıyorum sadece.
ölüm idam şekli ise o davete iple gelir
makberime elemi gelipte dikme benim
izbe kader sis gibidir, sesimle silme beni
ne anlatıyor bu siktiğimin postmodern ibneleri.
sende yok ki mitokondri
piyanist'teki adam andri birodi.
Şaşmaz gelir kör domalir
sen benim gülüm idi.
düşüncelerim hiroşima kadar zayıf düştü
bir anda toz bulutuna dönüştü bilinçaltım
hiç yapmadığım birşey denedim bugün
çabalamak mesela.

tanrı son sıraya bıraktı
aşkı mutluluğu..
acı ilk sırada.
şehvet saçan kırmızı dudaklarınla-darıl bana-
unutursam doğum günümü,
annemi babamı şaşırma.saçmalıyorum sadece.
yatmışım uzanmışım sırt üstü
sigaramın izmariti küllüğe küstü
o değil de şimdi aklıma geldi
hırvatistan maçında nasıl açılmıştı rüştü.
bir lokma eppeğe
bir yudum su içmeye
yine de şükretmeye
razıysan gel benimle!

edit: bazı agideşler çalıntı felan demiş kaynakle gelin lan.
Solgun tebessumlere inanmayanlara ,
Dudaklarimdaki uçuk maviyi sattim ,
Omuzlarimi merdiven korkuluklarina astim bu gece,
Kalbim ceplerinden düşüyor artik..
Geceden kalmissada huzunler,
Ariyorsada seni bu gozler,
ve gitmek kolaysa,git,
Sanmaki bu salak seni bekler,

Aradigin aski bulamadiginda,
Seni seven bir ben sandiginda,
geri kalanlarin olsada hatirina,
siktir git birdaha gelme.

dunya donecektir elbet,
kahpelik verdigin bir senet,
isteyen alsin bozdursun,
Kedi-kopek seni doyursun.
gece oldu
Yine bugün
Gözüm doldu
Yine bugün
Çiçek soldu
Yine bugün
Önüm yoldu
Yine bugün
Giren koldu
Yine bugün.
kitap aldım geçen gün
"sessiz harfler" adı.
Okudum hüzünlenirken,
Koydum sonra laptopumun üstüne.
Yarısına gelmişim nerdeyse.
Bitecek yakında.
Bitecek.
Bu yabancılık da bitecek.
Ben göremesem de bitecek.
Bakkaldan uzun parliement aldı, geceleri uzundu.
Sabahları soğuk olurmuş kumsallar, soğuktu yatağının solu.
Pille çalışırdı vücudunun sol tarafı, tv kumandasında pil bile yoktu ve bu yüzden tekrar kaçırdı en sevdiği diziyi,
öyle ya onu kaçırdığından beri hiçbir şeyi yakalayamaz oldu.
Merak etme mutlu son, adam yayından kaldırıldı kadın 9 canlı.