bugün

türklerin savaşta meşhur olduğu kadar, diplomaside meşhur olan millet. incelendiğinde bu özelliklerinin hala devam etmekte olduğunu görebilirsiniz.
Med Devletine M.ö. 550' de son vermişlerdir.
M.Ö. 550'de Persler Büyük Kiros (ya da II. Kiros ya da II. Keyhüsrev) önderliğinde birleşerek kuzeydeki Medleri yıkmış ve bir devlet haline gelmişlerdir. Bundan sonra Keyhüsrev fetih hareketlerine girişmiştir. Bu fetihlerde ise Babil, Fenike gibi zengin yerleri fethedip ülkeyi zengin bir krallık haline getirmiştir. Ermenistan'ı, Lidya'yı ve Krezus'ünservetini ele geçirip tüm Anadolu'yu hakimiyeti altında birleştirmiştir. Anadolu'yu ele geçridikten sonra Babil üzerine saldırmış ve orayı da fethedip kendini Babil kralı ilan etmiştir. Bundan sonra ise Mısır'a saldırma hazırlıklarına başlamış, kuzeydoğuyu sağlamlaştırmak için iki kabileyle savaş yapmış ve bu savaşlar da kabileler direniş göstermişler, Büyük Kiros de bu savaşta hayatını kaybetmiştir.

Yerine ise oğlu Kambis geçmiştir. Kambis devrinde Mısır fethedilmiş, Kartaca'ya kadar Pers ordusu ilerlemiş, ancak Kartacalıları geçememiştir. Kambis döneminde iranlı kabileler ayaklanmışlardır, bunlar Gomata isimli bir Med rahibinin başını çektiği mecusiler dir.

Kambis Mısır dönüşü ölmüş, yerine ise ünlü Pers imparatoru I. Darius geçmiştir. ilk olarak kabile isyanlarını bastırmış ve çeşitli alanlarında devrim niteliğindeki hareketlere girişmiştir. I. Darius da fetih hareketlerine girişmiş, doğuda Hindistan'a dayanmıştır imparatorluk sınırları. Kafkasya'ya doğru iskitlere karşı da sefer yapmış, ama başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Daha sonra batıya yönelip, Trakya, Makedonya ve Ege'ye saldırıp buraları ele geçirmiştir. Bunun üzerine Spartalılar, Darious ve oğlu Kserkes'e karşı Salamis Deniz Savaşı'nı yapmışlardır. Salamis Deniz Savaşı'nda elde edilen ganimetlerin bütünü Büyük iskenderin fethinde ele geçirilmiştir.

ikinci Artakserkes döneminde devlet hızla çözülmeye başlamış, imparatorluk'ta ayaklanmalar olmuş, Mısır bağımsızlığını ilan etmiştir. isyanlar güçlükle bastırılmış, ama daha sonra üçüncü Darius döneminde Persler imparatorluğu'na Büyük iskender son vermiştir.

Anadolu'ya hakim olan Perslerin satrapları ülkeyi imar etmek için çaba göstermişlerdir. Bu çalışmalar sırasında Bodrum'da yapılan Mausoleum (Mozole kral mezarı) dünyaca ünlü eserlerden biridir.
(bkz: pers) *
Pers sözcüğü farsçadan gelmektedir. Pers farsça; ihtişama layık olan gibi bir anlama gelmektedir.
dünya tarihine yön vermiş bir ırktır. pers sözcüğü farsçadan gelmemektedir, zira farsça diye birşey yoktur. tam tersi fars sözcüğü persçeden gelmektedir. kavmin adı pers, dili ise persçedir. arapça'da "p" sesi olmaması nedeniyle farsça olarak yerleşmiş ve osmanlı'ya da o şekilde geçmiştir...
iran'a hakim olan eski bir kavimdir. m.ö. 2000 yılında, kuzeyden gelip, Orta iran'a yerleşmişlerdir.

perslere mecusiliği yani ateşe tapma dinini Hindistan'dan kavulan Zerdüşt öğretmiştir. iyilik tanrıları "ized" ya da "ormürzd" idir. Kötülük ve karanlık tanrıları ise "ehrimen" idir.

makedonyalı iskender tarafından yıkılmışlardır.
hoşgelmiş yedinci nesil insanı.*
(bkz: #8398340)

ona buna laf edene kadar git benzeşme, yumuşama falan bir şey öğren yazarı. insanlar en azından türkçe yi düzgün kullanarak övünüyorlar hacı.
(bkz: #8700441)

başı sağ olsun...
(bkz: #8700441) başı sağ olsun. allah kalanlara uzun ömür versin.
başı sağolsun. candır, dosttur...
başı sağolsundur. allah rahmet eyleye..
Vakti zamanında iran'dan doğup neredeyse bütün dünyaya yayılan imparatorluktur.

MÖ.1300'lerde Avrupa'dan çıkıp Kafkaslar üzerinden iran'ın içlerinde Zagros Dağlarına kadar ilerleyen ve buradaki insanlarla kaynaşan Medler ve Persler Hint-Avrupalı bir kavimdir. Persler ile ilgili bilgilere Asur anallarından (yıllıklarından) ulaşırız.

iÖ. 1300 yıloarı, Yunanistan ve Adalar Denizi'nden Anadolu'ya doğru olan göçler sayesinde bütün ön Asya, Akdeniz ve iran'ın demografyası değişmiştir. Frigler'in Anadolu'a geldiği, Hititlerin ve Truva'nın yıkıldığı dönem bu dönemdir.

Kuzeyden Kafkaslar yolu ile iran'a giren Persler Asur yıllıklarından öğrendiğimiz kadarıyla ilk olarak iran'da Zagros Dağları'nda, Medler ise Ekbatana'da yerleşmişlerdir.

Medler 8. Yy. ın sonlarına doğru toparlanıp bir krallığın ilk temellerini atmışlardır. Başkent Ekbatana olmak üzere kral Kyaxares zamanında güçlenip iskitler ile birleşerek Asur imparatorluğu'na son vermişlerdir.

Asur imparatorluğu'nun ortadan kalkması ile iyice güçlenen Persler, Medler ile iyi ilişkiler içindeydi. Hatta Med Kralı kızını Pers Prensine vermiş ve bu evlilikten, sonraları "Büyük" unvanını alacak olan Kyros doğmuştur.

Kyros'un tahta çıktığı günler (MÖ.559) , o zamanın uygarlık dünyası olan Ön Asya,Doğu Akdeniz ve Ege Bölgesi için kaderlerin değişmeye başladığı bir çağın başlangıç günleriydi. iyi bir asker olan Kyros önce disiplinli bir ordu kurdu. Ardından Med ordusunu bozguna uğrattı. Böylece iran'dan başka Ön Asya ülkelerini de içine alan Halys Irmağı'na kadar uzanan Büyük Pers imparatorluğu'nu kurmuş oldu. Kyros Sülalesi'nin ilk kralı olduğuna inanılan Akhaemenes nedeniyle, imparatorluğu yönetmeye başlayan bu sülaleye "Akhaemenidler" adı verildi.

Kyros'un en büyük amacı, batıya doğru genişleyerek Akdeniz limanları ve Anadolu kervan yolları üzerinde tam bir kontrol sağlayarak Eski Çağ dünyasının tüm ticaretini Pers ülkesinde toplamaktı. Bu nedenle Halys Irmağı'na (Kızılırmak) kadar yürüyüp Alyattes yönetimindeki Lidya Krallığı ile karşı karşıya kaldı. iÖ. 590 yılında başlayan ve 5 yıl süren savaş, 28 Mayıs 585günü meydana gelen güneş tutulmasının iki taraf açısından da tanrılar tarafından gönderilen bir barış çağrısı olarak yorumlanmasıyla sona ermiştir. Savaş sonrasında yapılan ve kız alıp vermeler ile güçlendirilen antlaşmaya göre, Halys Irmağı iki devlet arasında sınır olarak kabul edildi.

Persler Sardeis'i hiç beklenmedik bir anda eline geçirerek tüm Ön Asya ve Yunan dünyasına hakim oldu. Asya'daki Yunanlılar Sparta Kralı'ndan yardım isteyerek ufak tefek bir iki isyan çıkarsalar da fazla zorluk çıkarmadan teslim oldular. Sadece Lykia bölgesindeki Xantoslular teslim olmayıp direndiler. Eşlerini ve çocuklarını akropolde toplayıp yaktılar ve kendileri de Persler ile çarpışarak öldüler.

Büyük Kyros ele geçirdiği bölgeleri Satrap adını verdiği askeri valilerce yönetmeye başladı ve ion-Lydia Satraplığı'na komutanlarından, savaşlarda büyük bir başarı gösteren, Harpagos'u atadı. Kısa sürede kurulan böylesine büyük ve güçlü bir imparatorluğun oluşmasında Kyros'un izlediği liberal ve yumuşak bir siyasetin de büyük etkisi vardı. Bu hoşgörü politikası diğer Pers krallarınca da uygulandı ve sonuçta imparatorluğa son verecek olan Makedonyalı Büyük iskender'e de örnek oldu.

Büyük Kyros'un yerine geçen büyük oğlu 2. Kambyses, Mısır'ı imparatorluğuna bağladı. Böylece ilk kez Eski Dünya tek bir imparatorun yönetimine girdi. Kambyses, Mısır'da bulunduğu sırada, öldürttüğü kardeşi Bardiya'ya çok benzeyen bir rahip olan Gaumata tahta çıktı. Bu haber üzerine başkente dönmeye çalışan Kambyses yolda öldü. Pathia Satrabı'nın oğlu Darius, Gaumata'yı devirdi ve kendini kral ilan etti. Pers Krallığı'nı dönemin en güçlü devleti durumuna soktu. Devleti yeni baştan örgütleyerek idari reformlara gitti. Devletin kısa sürede büyümesinden ileri gelen aksaklıkları giderdi. Büyük Kyros'un kurduğu satraplık sistemini geliştirdi. Bu devletin 200 yıl kadar yaşamasını sağladı.

MÖ. 513 yılında Ege Denizi kıyısındaki bazı yunan devletlerinde ayaklanma haberleri üzerine Darius, dikkatini Anadolu ve Yunanistan'a çevirdi. Büyük bir ordu ile Anadolu'yu aşarak istanbul Boğazı önündeki Khalkedon'a gelen Darius, artarda dizilmiş gemilerden kurdurduğu köprüyle ordusunu karşıya geçirerek Trakya'ya kadar yürüdü. Hatta Makedonya'nın bile bir bölümünü işgal etti.

Darius'un Avrupa'ya ayak basışını izleyen yıllarda ionya Satraplığı içine giren Yunan kent devletlerinin huzursuzluğu siyasal bağımsızlığın elden gitmesinin yanı sıra, ekonomik durumun da giderek bozulması üzerine artmıştı.

Batı Anadolu'da Miletos Tiranı himayesindeki birçok ion Kenti başkaldırdı. isyanlar Bastırılamayınca Pers orduları Efesos'a kadar gelip isyanı bastırdılar. Ama Byzantion, Kıbrıs, Karia ve Helespontos kentleri yeniden ayaklandı. Olay adeta bir Batı Anadolu Kurtuluş Savaşına dönüştü. Kısa zamanda Büyüyen olay müttefik donanmasının yakılmasıyla bastırıldı.

Darius, oğlu Xerxes'e çok büyük bir imparatorluk bırakarak öldü. Xerxes geçti ve hemen Mısır'daki ayaklanmayı bastırdı. Ve hemen Yunanistan'a doğru karadan ve denizden yürümeye başladı. Persler kısa sürede karadan Atina'ya geldiler. Kenti yakıp yıktılar. Bununla birlikte Pers Donanması Salamis Körfezi'nde bozguna uğradı. Sonuçta Pers başkomutanı öldürülerek savaş kesin olarak Yunanlılar tarafından kazanıldı.

Sparta kralı Pausanias bu büyük zafer anısına Delphi'teki Apollon Tapınağına 3 ayaklı bir altın kazan armağan etti. Kazanı birbirine sarılmış 3 yılandan oluşan bir sütün taşıyordu. Kazanın üzerinde savaşa katılan kentlerin isimleri yazıyordu. Daha sonra bu kazan Constantine tarafından Constantinapolis’e getirildi.

Bu zaferin ardından bağımsızlık peşinde olan Yunanlar boş durmadı. Mykale adasında karaya çekilmiş olan Pers donanması yakıldı ve ion kentleri bağımsızlıklarını ilan ettiler. Pers ordusu buraları yeniden ele geçirmekle uğraşmadı. Helenlerin komutanı unvanını taşıyan Sparta kralı Pausenias, donanmanın başına geçerek Karia ve Kıbrıs'ı Perslerden kurtardı. Ardından Marmara'ya giderek Byzantion'u ele geçirdi.

MÖ.477'de Atina, Pers tehlikesine karşı Attika-Delos Deniz Birliği adını taşıyan siyasal bir birlik kurdu. Kısa sürede bu birliğe pek çok Yunan kenti katıldı ve bazı başarılar sağlandı. Bu prestij kaybından sonra Xerxes öldürüldü ve yerine oğlu Artaxerxes geçti.

ilerleyen zamanlarda Persler zayıflamaya günden güne topraklarını yitirmeye başladılar. Yöneticilerin güçsüzlüğünden yararlanan satraplar başkaldırdılar. MÖ: 334'te ise Büyük iskender ülkeyi ele geçirdi.

Pers Krallığı mutlak bir yönetime sahipti. "ülkeler kralı" adı verilen Büyük Kral, tüm dünyanın egemeni sayılırdı. Tanrı'nın yeryüzündeki temsilcisi kabul edilirdi. Yetkileri sınırsız olsa da devlet işlerinde akıl danışacağı bir kurul da vardı. Bu kurul imparatorluktaki 7 büyük boyun başkanlarından oluşuyordu.
Para basmak yalnızca imparatorun yetkisindeydi.

Büyük kral eyaletlere bölünmüş imparatorluğunu, eyaletleri yöneten genel valiler aracılığıyla yönetirdi. Asur imparatorluğu'nun eyalet sistemine benzeyen satraplık sistemini Büyük Kyros'un Medlerden benimsediği sanılır.

Perslerde çok büyük ve güçlü bir ordu vardı. Ordunun çekirdeğini Persler ve Medler oluştursa da satraplık kuvvetleri de orduya dâhildi. Fakat Pers ordusundaki ulusal öğelerin zamanla azalmasıyla Yunanlılardan oluşan paralı askerler orduda ağırlık kazandılar.

Pers devlet örgütü, eğer dıştan gelen bir güç tarafından yıkılmamış olsaydı, belki daha yüzlerce yıl yaşayabilirdi. Pers devlet örgütü Makedonia Kralı Büyük iskender tarafından bazı konularda benimsenmiş, iskender monarşisinden Helenizm Dönemi krallıklarına ve oradan da Roma imparatorluğu'na kadar geçerek Avrupa'a uzun süre devam etmiştir.

Pers Devleti'nin tüm Anadolu'yu uzun süre egemenliği altında tutmasının en önemli sebebi çok uzun ve düzenli bir yol ağının varlığıdır. Heredot'un verdiği bilgilere göre, yaklaşık 2500 km uzunluğundaki bu yol 90 günde aşılabiliyordu. Yol boyunca kervansaray niteliğinde 111 konaklama merkezi vardı. Yol güvenliği her eyaletteki satraplar tarafından sağlanıyordu. Bu yüzden Persler hızlı bir iletişim ağına sahipti. Birçok atlı haberci yolun farklı noktalarında duruyor ve haberi hiç durmadan birbirlerine ilete ilete ulaştırabiliyorlardı.

1, Darius tarafından kurulan Kral Yolu ve diğer yol şebekesi ticaret yaşamını da canlandırmış, Kimmer ve iskit saldırılarının yarattığı kargaşa ortamıyla birlikte durmuş olan Anadolu karayolu ticaretine yeniden önem kazandırmıştır. Persler ayrıca, MÖ. 515 yılından itibaren Lydialılar'ı örnek alarak altın ve gümüş sikkeler bastırmışlardır.

Perslerin idari alanda getirdikleri başarı, fethedilen ülke halklarını kültür ve ekonomi bakımından kendilerine benzetmeye çalışan, daha sonraki Romalılarınkine benzemez. Persler bunları uzlaştırıp Eski Çağ uygarlıklarının bir sentezini oluşturmaya çalıştılar. Pers kralları yerli dinlere ve tanrılara karşı büyük bir hoşgörü göstermekle birlikte yabancı ulusların Pers imparatorluğuna ısınmasını sağlamışlardır.

Pers imparatorluğu altındaki her ulus kendi dininde serbestti. Ama Pers dini Zerdüştlüktü. Anadolu'da Pers Dini etkisini en çok Ateş Kültü ile göstermiştir. Bu kült özellikle yanardağların merkezinde olan Kapadokya'da önem kazanmıştır.

not: tamamen ders notlarımdır.
Dünya tarihinde önemli bir yeri olan ulus. Nitekim tarihleri oldukça eskiye dayanmakla birlikte hala mevcudiyetlerini sürdürüyor olmaları bile birçok açıdan önemli bir göstergedir.
(bkz: #13142595) yazısı ile şaşırtmıştır.
en sevdiğim yazardır.
imparatorlukları büyük iskender tarafından yıkılmıştır.

sonrasında sasani devletini kurmuşlardır lakin ikinci islam halifesi ömer bin hattab bu devlete son vermiştir.

o günden beri türk ve moğol devletlerinin egemenliğinde hayatlarını sürdürmüşlerdir.

günümüzde ise bağımsız bir pers devleti kurmuşlardır.
görsel
Yunanlılar ile savaşırken.
en az bizans gibi kürttürler.
ahameniş part sasani gibi imparatorluklar kurmuş. bilimin, sanatın, islamın ışığıyla yeşeren kadim bir millet.
iran'da,medler'den sonra hakim olan imparatorluk. zerdüşt olan persler,ülkeyi "satraplık"denilen eyaletler şeklinde yönetmişlerdir. persler'e büyük iskender son vermiştir. asya seferi sırasında,makedon tohumları bu coğrafyaya atılmıştır. farslar'ın ve farsça'nın,hint avrupa kökenli olması böyle açıklanabilir.
Kürt diyen var lan olm ne mal adamsınız

Pers demek fars demektir Arapça da p harfi olmadığı için kendilerine fars denmiş bize de fars diye geçmiştir.
Gereksiz bir bilgi ama yine de yazmak istiyorum

Persipolis antik kentinde sütunlarda bulunan fildişi taşıyan elemanlar Etiyopyalı,hörgüçlü develer ile resmedilen arap,başı delikli şapka takan arami ve tabi ki sonda mısırlı bir Kıpti ve berberi var en ortasında da Pers imparatoru oturuyor.
Fars ile Pers aynı şey

Araplar p harfini söylemediği için fars demiş bizim dile de öyle geçmiş.
Şimdiki farslar olan topluluk

(#36941207) senin bu dediğin yunanlar bizans ile alakası yok gibi bir anlama geliyor.