bugün

paranoid şizofreni tıbben tanımı yapılmış olsa da yeterli değildir.Bu bir hastalık mıdır ? bir lütuf mudur? önce bu açıdan değerlendirilmesi gerekmektedir.Bu yazımda bu konuya farklı bir bakış sunmayı umuyorum.öncelikle sebepsiz sonuç olmayacağı için gözlemlerimden bir kaç örnek vereyim.1 şizofreni sebebi örneğidir:eğer size aileniz levent ismi koyduysa ve siz bir çay ocağında garsonluk yapıyorsanız kesinlikle bunda büyük bir problem vardır çünkü sizin denizde olmanız gerekir bir örnek daha eğer sizin isminiz bir alim ismi ise o ismi taşımak için ilime yönlendirilmeniz gerekmektedir aksi taktirde bir şizofreni sizi bulur evet yanlış anlamadınız şizofreni sizi bulur çünkü Shizo=manyak freni=fren anlamı taşır Latincede.sen bir manyaksın çünkü bu dünyaya geliş nedenini inkar etmiş oluyorsun.Şimdi başka bir bakış açısına geçiyoruz.sen yolda yürüyorsun ve başka biride yürüyor aranızda duvar var ve yürüme hızınıza göre çarpışma kaçınılmaz o anda ikinizi de görebilecek koordinatta bir şizofreni(manyakları frenleyen) var çok zeki olduklarından hemen kazayı engellemek için harekete geçiyor ancak yöntemi anlık oluyor mesela birinizi durdurup adres soruyor v.b o anda diğeriniz hızında kesintiye uğramadan devam ediyor ve kaza olmuyor.Kısacası şizofreniler olmasa dünyada kaos olur kimisi onlara Hızır der kimisi süper kahraman ancak şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki şizofrenilerin yalan konuşma yetisi yoktur.Bu bağlamda şizofrenleri değilde kendinizi sorgulayın çünkü kapitalizmin kölesi olmak,mevki makam, rahatlık ve dertsiz bir hayat için kendi hesabınıza koşturuyor durumdasınız.
Şizofreninin en tehlikeli halidir, uzak durulmalıdır.
ergenlik dönemimde şizofrenmişim de haberim yok şimdi neyim acaba umursamamazlık memnuniyetsizlik sevinememe üzülememe vs.
ruhsal enfeksiyon korkmana gerek yok. Problemin sadece anksiyete bozukluğu.
(alıntıdır)

Paranoid Şizofreni (PS), Dünya'nın pek çok yerinde, en yaygın olarak görülen şizofreni tipidir. PS sahibi kişileri çoğu zaman saptamak zor olabilmektedir, çünkü bu kişiler oldukça dengeli gibi görünen bir psikolojiye sahiptirler. Duygusal sorunlar, konuşmayla ilgili problemler ve katatonik belirtiler neredeyse hiç göstermezler. Ancak klinik olarak incelendiklerinde çoğunlukla paranoya sahibi, yanılgılara sahip, genellikle halüsinasyonlar gören bireylerdir. Halüsinasyonlar sesli veya görüntülü olabilir.

PS hastalarında görülen genel semptomlar şu şekildedir:

1) Takip edildiğine dair hisse kapılma

2) Özel olduğuna, özel bir görev için Dünya'ya gönderildiğine, kendisine özel bir görev verildiğine, vücudunun aslında doğaüstü olduğuna inanma

3) Kıskançlık

4) Emir veren ya da tehdit eden sesler duyma

5) Aslında olmayan kokuları ve tatları aldığını hissetme

6) Düşünsel bozukluklar ve bir inanca saplantılı bir şekilde bağlanma, ritüelleştirme

7) Gerçek olmayan, yanılgısal veya sanrılı düşünce ve inançlarını başkalarına yayarak kendisini öne çıkarma, lider konumuna geçmeye çalışma

8) Kendisine ya da görüşlerine ters çıkan kişilere karşı saldırganlık; genel saldırganlık, öfke hali

9) Kendi kendine konuşma, kişilik bölünmeleri



PS, aralıklarla nükseden ya da kronik (uzun süreli) bir hastalık olarak belirebilir.

PS hastaları, tedavi altına alınmazlarsa psikoza girerek gerçek ile bağlarını tamamen yitirirler. Hastalık farklı kişilerde farklı şekillerde ortaya çıkabilir ama genel olarak iki tipte görülür:

Kişi, kendi içerisine kapanır. Bu kişiler genellikle kendilerine verildiğine inandıkları görevleri yerine getirememe korkusuyla kendi içlerine kapanırlar ve genellikle depresif bir ruh haline sahip olurlar. Dikkatli analiz edilmezlerse tipik depresyon hali ile karıştırılabilir. Hatta PS genellikle gelip giden türde olduğu için kişilere yersiz yere manik depresif teşhisi de konulabilir. Ancak halüsinasyonlar, yanılgılar ve yukarıda verilen diğer semptomlarla teşhis konulabilir.

Diğer grup ise kendisindeki bu üstünlük iddiasına bel bağlayarak kendisini ortaya çıkarma, lider konumunda olma, diğer insanları bu özel görevi amacıyla manipüle etme şeklinde davranışlar gösterir. Bu kişilerde, sürekli hayal görme hali, sürekli özel olduğuna inanarak bu "özel" oluşlarını ispatlama ve tatmin etme merakı, kendisi gibi düşünenler bularak ya da etraflarındaki insanları ikna ederek kendilerinin özel oluşunu kabullendirmeye, ispatlamaya çalışırlar. Kendilerine verildiğine inandıkları özel görevleri yerine getirmek için organize olmayı hedeflerler. Kimi durumda kendilerinin "kutsanmış" ya da "özel görevle Dünya'ya gönderilmiş" olduklarını da sandıkları için, yüksek ego durumu da gözlenebilir.

Kısaca PS, farklı kişilerde farklı etkiler yaratabilen, çok tehlikeli bir zihinsel hastalıktır. Tedavisi ömür boyu ve genellikle akıl hastaneleri içerisinde sürer. Psikoterapi ve ilaç ile tedavi edilir.

http://www.evrimagaci.org...ia-paranoid-sizofreni-668
Şaka bir yana, bir kişide olduğunu düşündüğüm hastalık.

Ben tanıyorum da siz tanımayabilirsiniz. Fazla üstelemeyin, söylemem.
ülke dahi yönetebilirler.
sözü psikoterapistler alsın.
Yalandan iftira edilmiş hastalık. Bekletilirsin, oyalanırsın, sana verilen randevulara saatinde gidersin, randevu veren gelmez, yalnız paranoid şizofrenler asla pişman olmazlar. Pişman olmamanın hastalık olduğunu düşünen varsa kendini affetsin bize bulaşmasın. Pişmanlık daha büyük bir hastalık tedavisi yok. Heheehe.
Adından da anlaşılacağı üzere, tedavisi için çok fazla para harcatan hastalıktır. Bilimsel tanımlarını yukarıda arkadaşlar detaylıca yapmışlar.
genelde enneagram mizaç tiplerinden 6 numaranın maruz kaldığı hastalıktır.

6 numaranın mizacının genel tanımı sadık sorgulayıcı.
2013 senesi falandı, şizofreni olma korkum vardı. aklım gidiyordu aklımı kaybedeceğim diye.
şimdi düşünüyorum da kaybetseydik farkında olmazdık, biz daha mutlu olurduk kanımca.
Sadece aşırı kaygı güvensizlik değil, gerçekleşmesi zerre mümkün olmayan şeylere tüm benliğiyle inanmaktır paranoya. Şizofreni boyutu ise ilerlemiş hâlidir. Kişi halüsinasyon görmeye başlamış demektir.
hastaların birçoğunun intihar etme girişiminde bulunduğu ve intihar ettiği bilinir. bunun nedeni belki de şizofreninin en berbat ve en çok cinayete ya da başka canlılara zarar vermeye neden olan türü olmasıdır. genelde dışarıdan nedensiz gibi görünen birçok cinayetin altından çıkması muhtemeldir. kendine, düşüncelerine, hareketlerine ve sonuçlarına engel olamayan birey çareyi kendi hayatına son vermekte bulur.
bu konu sözlük ortamında değil, psikoterapistle teke tek konuşulmalıdır.
(bkz: paranoyak şizofren)
Annemin hastalığı. Böyle biriyle yaşamak çok zor. Düzelme ihtimali de yok. Ömür boyu bakicaz uğraşcaz işte. Sürekli oldurulecegini düşünmeler, takip edildiğini düşünmeler, sabahtan aksama kadar balkonda bağırmalar, bıçak alıp komşuların kapısına saldirmalar, kurallara asla uymamalar, suça meyilli olmalar... Üstelik bu tedavi olmuş hastanede yatmış hali.
Kaç kere mahkemeye çıktı ama hepsinden yirtti cezai ehliyeti yok çünkü.
Başında olmasak öldürüp atarlar bi yere herkesle uğraşıyor çünkü.
takip edilme hissi de bu hastalığın bir parçasıdır.
(bkz: said nursi)
yakınen tanıdığım birinde var.bazı zamanlar türk kahvesi yapıp götürdüğümde çaktırmadan fincanların yerini değiştirdiğine bile şahit oluyorum.
Bu şizofreninin en ileri versiyonudur. Çok ama çok zor bir akıl hastalığı. Bir de çok zeki oluyorlar.
Tehlikeli bir bileşim.
kendini tehlikede hissetme, aşırı şüphecilik, sesler duyma, imkansız şeylere inanmak.
Ergenlerin aşık olduğu hastalık . Youtube yorumlarında bolca rastlanır bu gereksizlere. işte yok ben şizofrenim paranoyağım manyağım hayali arkadaşım var onunla konuşuyorum falan o havalı sandığın özendiğin şizofreni hastalarının neler çektiğini sadece hastanın kendisi ve ailesi bilir. Ayrıca bir rahatsızlığa özenmek dünyadaki en ezikçe hareket olabilir oğlum hastalık lan bu nasıl bir kafadasınız anlamış değilim.
Serin hikaye.
Psikiyatrik hastalıkların en en kötü olanlarından biri. Diğeride zaten çoklu kişilik bozukluğu. Böyle insanların evlenip çocuk yapması işin en acı kısmı. Ben doktoruma söyledim "bipolar olduğumu bilseydim ne evlenirdim ne de çocuk yapardım" diye ki doktorumla konuştuk 2. Çocuğu yapmayacağım. Çok isterdim ama hastalığımın çocuklara geçme ihtimali çok kötü. Umarım oğluma geçmez. Bende kocamı 2 kere karakola 1 kere savcılığa şikayet ettim atak döneminde. Bu hastalıklarla yaşamak çok zor. Tabi kimse bizi çekmek zorunda da değil de seviyorlar sahiden demek ki.