türkçe söz yazıp okuyan şehrazat için;

http://www.youtube.com/watch?v=cQmedHC8Sz8

daha güzeli sözsüz olanı için;

http://www.youtube.com/watch?v=Ufl5FmhNYLI *
çaresizliği hüznü anarşiyi dostluğu en güzel anlatan şaheser film.
kitabının yanında filminin esamesi okunmaması gereken eser. yalın olduğu kadar sürükleyici, insanı empati kurmaya, hayatını sorgulamaya iten, tanıdığım herkese okumasını tavsiye ettiğim ve en az on defa okuduğum kitaptır. bir şaheserdir gözümde.
anlatımıyla, oyunculuklarıyla, müzikleriyle hülasa her şeyiyle tam bir sanat eseridir bu film; hem bir güzellik yaratma, hem de bir bakış açısı sunma açısından. bir defa izleyip geçilemeyecek ve hayata anlam katan filmlerden.
henri charriere'nin özlüklük uğruna vermiş olduğu mücadelesini anlatan olağanüstü bir başyapıttır.romanını yanında filmi de yapılmıştır lakin filmi izlemeden önce kesinlikle kitabın okunmasını tavsiye ederim.
en iyi kitap uyarlama filmlerden olup. hapishaneden kaçış öyküsünün sadece esaretin bedeli filmi olmadığını çok öncesesinden göstermiştir.
en iyi 3 te yer alır. belki de en iyisi budur.
steve mcqueen ve dustin hoffman'ın başrollerinde yer aldığı henri charriere nin yazdığı kitaptan sinemaya uyarlanmıştır. kitap ise gerçek hayattan esinlenerek yazılmış bir kitap. kitapla ilgili ilginç detaysa kitabın yazarının başından geçiyor olay. papillon ise fransızca kelebek demek.

--çok hayvanı spoiler dikkat--

neyse filme gelirsek papinin haksız yere hapse atılması ki hapisten ziyade biraz da sürgün fransız guyanası okyanusun ortasında küçük bir ada hapishanesi. hapishanede papinin can dostu dega(dustin hofmann) ile olan dostluğu. papinin canı pahasına arkadaşı degayı korumasını kaçış planlarını anlatıyor. kaçarken karşılaştıkları cüzam hastalıklarıyla karşılaşmasını papinin azmini cesaretini ve hiç yılmadan peşinden koştuğu özgürlüğü. kaçılamaycak hapishane yoktur, azim ve cesaret vardır...
not: papi 25 yaşında hapse girmiş 38 yaşındayken kaçıp 68 yaşında vefat etmiştir.

--çok hayvani spoiler dikkat--
1973 abd yapımı film olup henri charriere'in yazdığı gerçek hayat hikayesini anlattığı kitaptan sinamaya uyarlanmıştır. kitabı okumuş filmi izlemiş biri olarak söylenecek tek söz muhteşem olduğudur. filmin müziği jerry goldsith'e ait olup bazı türk filmlerindede rastlamak mümkündür. ayrıca şehrazat tarafından türkçe söz yazılarak şarkısı yapılmıştır. filmin son sahnesinde kelebek adadan uzaklaşırken çok dikkatli bakarsanız hindistan cevizlerinden yapmış olduğu salın bi dalgıç tarafından desteklendiğini fark edersiniz...
herkese renkli günler
prison break dizisi ve the shawshank redemption filminin babasıdır. başkada sözüm yoktur.
steve McQueen'in ve dustin hoffman ın başrolünü oynadıkları muhteşem ve pek bilinmeyen bir film. ayrıca ölmeden önce izlenmesi gereken bir film.
inancın, iradenin, insanın iç güzelliğinin, vicadanın sesinin, yaşama ve özgür olmak tutkusunun, umudun, dostluğun, sadakatin bu kadar güzel anlatıldığı bir eser daha bulmak çok zordur. insanın, her izlediğinde içinden birşeyler kopar ve güzel, yeni tutkular hayaller doğar. http://www.youtube.com/watch?v=0tEmF6MWu_U&feature=youtube_gdata_player çaldığı sahne ise kayışın koptuğu andır
dustin hoffman'in oyunculuğunu döktürdüğü sıradışı film. kitabının da şimdi olduğunu öğrendim. ilk fırsatta alıp okuyacam. kurgusu bu kadar mükemmel bir film olamaz. bu arada gerçek yaşanmış bi hikayeden alınmış olunduğunu da belirtmek isterim. kesinlikle izlenmeli. dostluğun, bağlılığın önemini bizlere sunmuştur.
müziği de ayrı bir hoştur.
gerek oyunculuklarıyla, gerek kurgusuyla ve müziğiyle tam bir başyapıt.
--spoiler--
sırf steve mcqueen'in filmin sonundaki "hey you bastards!i'm still here!" diye haykırışı için bile izlenmeli.
--spoiler--

ayrıca bunu seven bunu da sevdi:

(bkz: the shawshank redemption)
taksim balo sokak, haydar rock bar'ın en üst katında bir mekan. kaliteli elektrosoft, reggae, trip-hop falan dinleyip 7 tl'ye 50cl şişe tuborg alabiliyorsunuz. gidin için.
150. sayfasında oldugum kitap.

çeviriden midir yoksa kitabın kendisinden midir zaman zaman sıkıcılaşıyor fakat konunun güzelliği, mekanların çekiciliği kitabı okunur kılıyor.
kitabını bitirdikten hemen sonra filmini izlediğim yapıt.

dustin hoffman'ın harika oyunculuguyla birlikte, kitaptan bir çok olay ve kişi filmde geçmiyor.

bir çok kısmı değiştirilmiş fakat sonu aynı.

güzel film, 2 bucuk saat olması yanıltmasın. sıkmıyor.
steve mcqueen reizin oynadığı müthiş film, keşke daha önceden izlemiş olsaydım.
özgürlük için kaçışın yenilişin, tekrar kaçışın ve tekrar yakalınışın üçüncü denemede başarıya ulaşmanın filmi.

samuel beckett mottosu gibi.
ankara olgunlar sokakta bulunan, bir biraya verdiğim en yüksek tutar olan 11 tl şu an kasasında olan mekan. ayrıca gittiğim zamandan mıdır nedir bilmem ganyan bayisinden pek farkı yoktu. açıkçası 2 bira içip hesaba 20 tl uzattığımda 2 lira daha vereceksiniz denmesine değdi mi diye soracak olursam kendime, değmedi.

ayrıca birası sıcak ama interneti fiber.
ızılderililerin bahşettiği heaven sent hayatı elinin tersiyle geri çevirmesinden itibaren oldukça sıkıcı geçen hapishane maceralarının anlatıldığı henri charriere romanıdır. filmi de bir o kadar hayal kırıcıdır zira romanın en heyecanlı yeri, kızılderili maceraları, filmde klasik müzik eşliğinde, 10 dakikada, ayrıntıya girmeden anlatılmıştır.
Başrollerini steve mcqueen ve dustin hoffman ' ın paylaştığı fransız sömürgesi altındaki bir adada hapishaneden kaçmaya çalışan mahkumların hikayesini anlatan film. özellikle steve mcqueen rolüne çok yakışmış tabiri caizse cuk diye oturmuştur role. güzel sürükleyici dram filmidir.
Henri CHARRIERE'nin yaşamadığı olayları kendi başından geçmiş gibi romana aksettirdiği yönünde bir takım iddialar var bu kitap hakkında. günahı boynuna, ben söyleyenlerin yalancısıyım.

olaylar kimin başından geçerse geçsin, müthiş bir başyapıttır kitap olanı. filmi de fena değildir ancak kelebeğin iç dünyasını yansıtmakta doğal olarak kitap çok daha güçlü. ölmeden önce okunması gereken eserlerdendir, 800 küsür sayfa akar gider.
(bkz: sözlük yazarlarının film tavsiyeleri)
filmi var diye okumaya başladığım kitap.