bugün

görsel
Resim güzelmiş.
görsel
tabiat ananın insanoğluna bahşettiği güzelliklerden biridir. bağrında yaşattığı bin bir canlıyı bir anne misali sarıp sarmalar. insanın kalbine yaşam sevinci aşılar, toprakta olduğu gibi ruhunu da çoraklıktan korur. insana saygısı olan ve insanı seven, aynı şekilde korur ve sever ormanı. en küçük bir dikkatsizlik ve en küçük bir ihmal, ormanın felaketi olabilir.
Son dönemlerde insan hayvanlarının gereksiz atıklar ve kötü niyetleriyle yok ettikleri , onlardan daha değerli yaşam kaynaklarıdır.
Fidanlar ağaca ağaçlar ormana dönmeli yurdumuzda.
Akp döneminde betona yenilmiştir.
türkiye'de yüzölçümüne göre en fazla ormanlık alana sahip il topraklarının yüzde 70,8'i ormanlarla kaplı olan karabük'tür. onu yüzde 67,6 ile muğla, yüzde 66,6 ile kastamonu takip eder.

ormanlık alanın en az olduğu il ığdır'dır. ığdır'ın yalnızca yüzde 0,03'ü ormanlarla kaplıdır. hemen sonrasında gelen iki ilden şanlıurfa'da bu oran yüzde 0,46, ağrı'da yüzde 0,54'tür.
400 ağaçtan oluşan bir orman yaklaşık 20 kişinin nefes almasına yetecek oksijeni üretir.
Korumak için ilginç önlemler aldığımız doğa harikası. bir dönemin çocuklarına baltalar elimizde şarkısı ormanları korumak için yasaklanmış.
görsel
şöyle minikleri de vardır. yerim...

görsel
türkiye gerçekten de ormanlarını en hızlı tüketen ikinci ülke mi http://dogrula.org/turkiy...inci-ulke-oldugu-iddiasi/
Bir ülkenin akciğerleridir. Ormanlar şaşırtıcı bir şekilde ağaçların bitişik halde dahi yetiştiği doğal yaşam alanlarıdır. Her insan için ormanları korumak bir vazife olmalıdır.
tek başıma kaldığımda bana ürkütücü gibi gelen yer.
--spoiler--
Türkiye'de ormanların yüzde 64'ünde erozyon yaşanıyor.
--spoiler--
Tüm dünyada her gün 400.000 hektarlık orman alanı yok oluyor. Türkiye’de her yıl 20,000 hektarın üzerinde orman alanı yok oluyor.
insana huzur verendir. ne zaman bir ormana gitsem veya sık ağaçların olduğu bir bölgede yürüsem içimi tarifsiz bir huzur kaplıyor. kurumuş ağaç yaprakları, nemli bir taban içimdeki bir mekanizmayı canlandırıyor sanki. toprağı sevmek lazım, saygı duymak lazım. bizi betonlara muhtaç eden modern dünya utansın.
Dünyadaki ormanların yaklaşık yüzde 25’i Sibirya’da bulunur ki bu alan ABD’den daha büyüktür. Bu ormanlar Rusya’yı dünyanın en büyük oksijen üretim merkezi haline getirmektedir.
görsel
otun ağacın ve hayvnların bol olduğu dinlenme mekanıdır.
küçükken ormanların içinde kaybolmayı çok severdim. o sonu bucağı gözükmeyen yeşil ve yükselen ağaçlar,
gittikçe yükselen dağlara tırmanmak veya sonrasında büyük bir hızla -elime aldığım iki sopayla dengemi sağlayarak- aşağı inmek hayatla dans etmenin ta kendisiydi benim için. her seferinde iki-üç adım sonrasını düşünür, sağlı sollu ilerleyerek zirveye varmanın tek yolunun yüksekliği takip etmek olduğunu bilir ve dağlara düz yolda yürür gibi çıkardım. tüm bu manevralar, kondisyon ayarlamaları ve seçenekler (çalılıkların arasında mı yoksa dik kayalıklardan mı gibi seçenekler) hayatın basit bir minyatür haliydi.
ve hepimizin bu hayatta başarılı olduğumuzu görmeye ihtiyacı vardı.
ülkemin dört bir yanını çevirmesini istediğim yaydığı oksijen ve dieğr yönden endüstri ormanı dediğimiz aynı tür ve sanayide kullanılan ve yerine yenisi dikilebilen türdür.
fantezi amaçlı kullanılabilecek mekanlardan.

derin ve tehlikeli.
ahmet haşim şiiri:

"Su değil, mevsimin havâsı akan,
Duyduğun; yaprağın, dalın sesidir.
Suda yıldızların parıltısıdır
Bu karanlıkta bâzı bâzı çakan."