bugün

(bkz: günübirlik)
iyi sevişen kadını bulduğunuzda bir çok geceye yayılabilen eylem.
gece bir bar ortamında tanışılan ve "içime boşalma" diyerekten sevişen bir hatunun sabahında yataktan usulca çıkıp salonda duran bilgisayarın başına geçerken bir sigara yakarsın ve ardından dun geceden kalan sidik gibi biradan yudumlayıp, ortada kalan iç çamaşırlarına göz atarken "ben boole hayatın taa amına koyayım" deme sürecidir. demezsen de ben senın amına koyayım balyancho . son pişmanlık fayda etmez olan olmuştur iç geçirten bir hatunun tükürükleri yapışmıştır boynunuza ve tum vucudunuzla koca bir balgam gibisinizdir.ınsanın boğazında duran yaa mıdeye gidecek olan veya oral bir biçimde atılmayı bekleyen bi balgam gibi...

haftaya başka bir hatun bedeniyle buluşmak üzere ...

(bkz: sağlıcakla kalın)
(bkz: eşek sikmek)
anladığım ve yorumladığım kadarıyla; her iki taraf için de ''ücretsiz fahişelik''. anladığım diyorum çünkü yaşamadım ve bi fahişe olmaya da hiç niyetim yok. o değil de bi de bunu sözlüğe oraya buraya yazıp ilişkiyle rahatlatamadığı egosunu -ki bu tür ilişkilerde ego değil şey derdi vardır sanırım- tatmin etmeye çalışan insancıkları görmek ayrı bi sinirlenme nedeni.

benim bahsettiğim ''birisiyle beraber değilsen ne halt ye''dir ama fahişe zaten bu işi birlikte icra edeceği fahişenin * kimliğini bilmediğinden yani karşı taraftaki fahişenin * işteki-görevdeki bir sevgilisi/eşi var mı yok mu bilmediğinden sonuç ahlaksızlık ve insanlık yoksunluğudur. kaldı ki zaten fahişenin * beraber olduğu biri varsa zaten o fahişe * ne hali varsa görsün.
akşam akşam sinirlendirdiniz beni mınakoyim yaa. o değil de yaptığı suçu/fahişeliği * anlatıp bi seviştiğini duyurma merakı zaten ayrı sinirlik konu. şimdi bi bakınız vermeyeliyim ki ben de kendimi şeysel olarak değil de sinirsel olarak rahatlatayım.

<<<caps lock (bkz: iĞRENÇSiNiZ iBNELER) caps lock>>>
en büyük temsilcisi timsah olan yaşam tarzı.
(#3273881)
sürekli iyi niyet beslersiniz ve hep hüsran yaşarsınız. kız yine yapacağını yapar siz duman olursunuz. ve sonra oturur bir karar verirsiniz buna one night stand deriz. başlarda çok güzeldir ama zamanla bu da tatmin etmez ve başa geri dönersiniz. hayır alan memnun veren memnun ama bir yere kadar.
(bkz: uludag one night stand zirvesi)*
(bkz: your very first kiss was your first kiss goodbye)
gecenin sabahında son yapılacak eylemin 'aşık olmak' olduğu hadise.
en mantıklı birlikteliktir.

dır dır yok,kapris yok,niye aramadın yok...olaylar gelişir ve sabah sen yoluma ben yoluma bukadar..
(bkz: bir geceliğine gelip eve yerleşmek) durumuyla sonuçlanırsa geçmiş olsun.
altıncı nesil hoş gelmiş badi. uludağ brothers'ın forveti, gol silahı. ayrıca koşturmasın efenim sözlükte. *
4 yıldır yaşam şeklim. çarp yani 365'le nasıl 4 yıldır hayat zindan oldu bana gör.

edit: her dört yıldaki 1 günü'de es geçme sakın.
play station da oynanan pes oyununda l.1+x tuşuyla yapılan hareket.
aşktan yana yüzü bir türlü yüzü gülmeyen insanın felsefesi olması muhtemel ililşki anlayışı.
ideal ilişki.
abim bu kaçıncı gece
her gece bir ilktir ragıp
abi ben neden sayıyorum
sus ve saymaya devam et ragıp sen darülfünun'da profesörsün...
yürüyorum. öyle bo$, öyle kendiliğinden. dı$arı çıkar çıkmaz elimi cebime atıp sigaramı yakmak için çakmağımı bulamadığım andan itibaren sigara içen birini görmeyi umuyorum. yok ama. tek bir insanoğlu bile yok sigara içen..

saatler 17:02'yi gösteriyor.. ben, henüz tanı$madığım biriyle bulu$maya gidiyorum. deği$ik bir ruh halindeyim. heyecan ve garipseme arası. gitsem mi gitmesem mi çeli$kisinde hâlâ. ama götürüyor ayaklarım..

duraktayım. durağa gelmeden az evvel sigara almak için büfeden ağır kanlı hareketlerde bulunduğumdan kelli otobüsü kaçırmanın pi$manlığındayım. bu randevuma gecikeceğimin de göstergesi. elim cebime gidiyor. henüz yeni $arjdan çıkmı$ telefonuma doğru. bir yerde okumu$tum. yeni $arjdan çıkmı$ telefonlar yeni bekaretini vermi$ kızlara benzerlermi$; elinizde patlama olasılıkları aynı 'bekaretini yeni vermi$ kız' kadar ciddi imi$. hehe. i$te tam öyle bir anda telefonumu kullanarak bir risk alıyorum, patlamaya hazır bir bomba..

mesaj kısmına giriyorum, 'gecikicem, otobüsü kaçırdım' yazıp daha 2 saat önce telefon rehberime kaydettiğim numaraya $eyediyorum mesajı. 'iletildi' diyor telefonum..

büyük bir çabuklukla, 38 dakika sonra önündeyim sevinç'in. bekletilmeyi sevmeyen ruhum bu kez bekliyor. uzun süredir bekletmeye alı$mı$tı halbuki. bekliyorum bir 10 dakika.. geliyor.. bozuk ağızıyla ve türk olmasına rağmen boktan ötesi türkçesiyle 'selammm' diyor. 'selam' diyorum. 'ho$geldin'.

öpü$üyoruz. yanaktan. 'ee' diyoruz aynı anda. ikimizde salağız.

iki salak bir araya gelirse bir kaçınılmaz vardır karar verme a$amasında: selamla$tıktan sonra hayatlarımızla ilgili hiç de sikimizde olmayan sorular sormak. soruyoruz. dinlemediğimiz cevapları alıyoruz..

'nereye gidelim' diyor içimizden biri. yine kim olduğu meçhul biri 'farketmez' diyor. belki de ikisi..

içmenin genel sosyal aktivite olduğu, içmeyenin dı$landığı ya da dı$lanmadığı, benim öyle nitelediğim bir yere gidiyoruz.

'iki bira' söyleyip birbirimize bo$ bakı$lar atmaya ba$lıyoruz. istemsizce.. ardından bir arkada$ı geliyor.. muhabbetin en koyu çizgilerinde geziniyoruz. o ise sıkılıyor. bir süre sonra telefonuna mesaj gelmi$ gibi yapıyor ve acilen kalkması gerektiğini söyleyip kalkıyor. yalnız kalıyoruz..

bizse her nedense çok mutlu oluyoruz. 'frekans' mefhumu bu olsa gerek. bir anda orada 'mutsuzluktan haz alma abidesi' oluveriyoruz. hayatlarımızın ne kadar yıpratıcı olduğuna dair hemfikir olana dek içiyoruz. birbirimizi koruma ve kollama e$iğini zorlamaya ba$ladığımız, 'kayna$ma' sürecini ba$arıyla tamamlıyoruz ve son otobüs denen zıkkımın varolmadığı bir evrene yatay geçi$ yapıyoruz. bu arada mesaj geliyor gidenden: 'te$ekkür ederim'.

hiçbir $ey yapmadan te$ekkür almanın 'dayanılmaz hafifiliği'ni ya$ıyorum.

neden sonra sevilen $arkıların küçük nakaratları sırayla sarfedilmeye ba$lanıyor: sarho$luk bunun adı. matizlik. ve bu sırada kafalarımızda bu gecenin gidi$atıyla ilgili 'denk getirme' dü$ünceleri haiz olmaya ba$lıyor birbirimizden bağımsızca. hiç çaktırmadan 'denk getiriyoruz'. taksilere atlayıp eve gitmek ve hiç olmadı konak'a kadar yürüyüp bayku$ları kullanmak varken.

alsancak'ın o ıssız ve seks kokan sokaklarında sağa sola yalpa yapa yapa yürüyoruz. kıkırda$malar bizim fon müziğimiz.

tenha bir pansiyon buluyoruz nihayet. içeride ya$lıca bir amca hiç de memnun görünmediği i$ini icra ediyor: mü$teri beklemek. ucuz pansiyonun bir odasını arkasındaki tahta panodan anahtarı alıp bize uzatmak suretiyle sunuyor hizmeyimize. soğuk havanın çarpıcılığını tüm bedenimizde hissediyor olsak bile gecenin 3'ünde, tek bir lavabo ve alafranga tuvaletin lüksüyle kavruluyoruz odaya girdiğimizde.

bakı$ıyoruz $öyle bi'. ingilizlerin deyimiyle '..well..' buyurup kısa bir bakı$manın ardından dudak dudağa buluyoruz kendimizi. uzun öpü$melerin tükürük dansını seviyoruz. tuzlu ve kirli bedenlerin birbiriyle kotarılması çok sevdiğimiz bir aktivite oluyor.

gece boyunca içtiğimiz onca tekilanın boğaz yakan sızısında almadığımız hazların acısını $imdi çıkarıyoruz.

yatağın gıcırdamasını hiç kafaya takmadan ve yarın sabahı dü$ünmeden geçirilen bir gece bu.

ve kimin ne için bunu yaptığı dü$ünülmeden..

yakla$ık 52 dakika süren bir seksin ardından göz bebeklerimizin kan çanakları arasında bulu$ması gerçekle$irken birbirimize tebessüm bombardımanı yapıyoruz.

--

gün doğumunda aptal saptal romantizmlerin getirdiği muhabbetlerin devamı niteliği ta$ıyan horultuların arasına çalan telefon giriyor.

telefon önemli..

bu ilk ve son kez duyduğum bir melodi.

kalkıp gidiyor. gerçeklikten çıkmı$ım, rüya sanıyorum.. bir süre sonra uyanıyorum. yalnızım. kalkıp gidiyorum. telefon numarasını almamı$ım. adını bilsem de soyadını bilmiyorum. 'telefon önemli' diyorum..

telefonun melodisini bir bütün gün mırıldanıyorum..
yapılabilecek en güzel sporlardan biridir. gün boyunca iskenderin, kebabın, tatlının dibine vurup, kilo almayan bünyelerin sırrı bu sporda saklıdır.
(bkz: barney stinson)
Iste budur.
It was an ordinary night at least it started out that way

Two ordinary people sharing thoughts at the end of the day

Was it the wine that made her sparkle, made her shine?

I crossed that line, it was only meant to be

A one night stand, here I am with empty hands

Wasn't looking for love and I knew from the start, it was a one night stand

She was only passing through and it suited me just fine

Emotional attachment never crossed my mind

Was it the light that played a trick on my mind?

I crossed that line it was only meant to be

A one night stand, here I am with empty hands

Wasn't looking for love and I knew from the start, it was a one night stand

A one night stand, here I am with empty hands

Wasn't looking for love and I knew from the start, it was a one night stand

A one night stand, here I am with empty hands

Wasn't looking for love and I knew from the start, it was a one night stand
tek gecelik aşk masalı sonun kadar yalancıyım.
Tek gecelik ilişki olarak algılansa da bana bir takım elbiseyi hatırlatıyor. Sadece mezuniyet gecesinde giyinmek için aldığım birkaç askari ücret fiyatındaki takım elbisem tek gecelik bir elbiseydi.
yeni bir yazar arkadaştır hoşgelmiştir..

not : bu arada yeni değildir onu farkettim, ama nickaltında hoşgeldin yazısı bulamadım..