bugün

"Darbe günlüğü" ve "andıç" yayınları ile ülke gündemini değiştiren, bir hafta önce ise polis tarafından basılmasıyla tekrar gündeme gelen nokta dergisinin, patronları tarafından gerekçe gösterilmeden kapatılmasıdır...

iki tane muhalif haberle kapatılma sürecini hızlandıran dergidir, maalesef, ülke olarak demokrasiyi hala tam olarak sindiremediğimizin kanıtıdır, kör göze parmaktır...
kimilerinin zil takıp oynamasına vesile olmuş hadise. zaten bu ülkede iki gıdım özgürlük, demokrasi, şeffaflık isteyen herkes birilerinin maşası ya da işbirlikçisi oluyor..
silahlı kuvvetler darbe yapsın, bütün toplum politikadan korksun (bkz: 12 eylül)
gerektiğinde balans ayarı versin (bkz: 28 şubat)
temsili demokrasi yerine kısmi demokraksiyle yönetilelim (bkz: mgk)
seçilmişler atanmışların önünde el pençe divan olsun,
genel kurmay gazetecileri tsk karşıtı ve tsk yandaşı diye ayırsın,
darbe hazırlıkları yapılıyor diye derginin biri manşet atsın ama soruşturma dergiye açılsın ve sebebi de halkı askerlikten soğutma olsun, neden yalan haber ya da asılsız iddia diye açılmaz ya da neden ismi geçen emekli generallerin hiçbirine tek bi soru sorulmaz...
demokrasi ve adalet bir gün herkese lazım olacaktır, bütün 70 milyon içerisinde tek bir kişi olsa bile fikir ve vicdan hürriyeti tanımazsanız yarın öbür bu kişi idare erkinin başına geldiğinde ortalığın amına koysa bile bişey söylemeye hakkınız olmaz.
asker ordu vatan millet filan evet önemli, ama arkadaş bu ülkede herkesin görevi belli ve herkes o sınırlar dahilinde işini yapsın, asker talimat değil malumat versin bu ülkeye...
kapatılma kararı, herhangi bir yargı organınca değil bizzat derginin sahibi ayhan durgun tarafından alındığı için hiçbir şekilde türk demokrasisini zan altında bırakabilecek bir durum söz konusu değildir. bu yüzden "demokrasi elden gidiyor çığırtkanlığı" yapmak da yersizdir.

muhtemelen, yalan belgelere dayanarak başlattıkları orduyu karalama kampanyasının altında kalacaklarını ve bu iftiraları yüzünden yüklü bir tazminata mahkum olacaklarını anlayıp, iftira kampayasının etkisi de göz önüne alınırsa tazminatı, dergiyi değil yedi sülalerinin mallarını satsalar ödeyemeceklerini bildiklerinden akıllarınca bir şark kurnazlığına girişmişlerdir.

aferin iyi düşünmüşler..
(bkz: nokta dergisine polis baskini/@tfcvbg)
çok iyi tiraj tutturmuş ve gerçekten de kaliteli habercilik yaparken, polis tarafından basılmış, bütün bilgisayarlardaki bilgiler kopyalanmış ve son sayısını polisler eşliğinde çıkarmış bir dergidir kendisi. o nedenle yüklü tazminat ödeyecek de o yüzden akıllılık etti götü kurtarmak için dergiyi kapattı mantığı en hafif tabiriyle ancak art niyetten kaynaklanabilir,
sosyopolitik bir dergiyi polisler eşliğinde hazırlamanın ne kadar eğlenceli bişey olduğunu idrak edemeyenler kıç büyüttükleri yerden ahkam keserler ancak.
daha dün malatya da incil dağıtacaklar diye boğazları kesilen insanlar var, ermeni sorunu üzerine okuduğu cümleyi anlamayan hakim ve savcılar ve pek tabi medya yüzünden ensesinden vurulan gazeteciler oldu bu ülkede. bu ülkenin sokaklarında boğaz kesenlerden, enseye kurşun sıkanlardan yığınla var, burda hiç bir halt bilmeden anlamadan askeri, devleti milleti yıpratıyorlar diye kıçını yırtanlar nokta dergisinin neden kapatıldığını anlayamazlar zaten, ben size söyliyim arkadaşlar dergi sahibi ve çalışanlarını bilmiyorum ama en doğrusunu yapmışlar, yarın öbürgün kafalarına kurşun sıkılacağına ya da boğazları kesileceğine sikmişim dergisini demokrasisini demişler iyi de etmişler, bu sokaklara ve sokaklardakilere fazla geliyordu zaten bu dergi.

bu arada yalan belge denilen şey yani gazeteci andıçı direkt genel kurmay başkanı tarafından doğrulanmıştır, yani evet biz bu belgeyi hazırladık, doğrudur dendi, soruşturma açıyoruz ama sadece sızdıranı bulmak için dedi.
dönemin genel kurmay başkanı hilmi özkök de darbe iddialarını yalanlamadı ve bu memleketin menfaatleri için şimdilik konuşmıcam, ne doğrudur ne yanlıştır diyemiyorum dedi...
yalan haber ve karalama mı demiştik?
dergiye nokta konmuştur.
ne var ki bunda. bu bizim ülkemizde zaman zaman tekerrür eden bir hadise değil mi zaten? zamanında da yeni şafak gazetesi bu polis baskınlarına maruz kalmıştı ama albayraklar biraz dişli çıktılar da ayhan durgun gibi yapmadılar. bu alper görmüş abimizin de kaderi sanırım bu. o zaman da yeni şafakta yazıyordu. hatırlarsanız kronik medya diye bir sayfa hazırlıyordu kürşat bumin ile birlikte.

olayın özüne dönülecek olursa, şemdinlide savcı gitti, darbecileri açığa çıkaran savcı gitti, e burda da oramiral örnek gidecek değildi ya? tabii ki nokta gidecekti. olayı ilk okuduğumda çok şaşırdım ve ilk aklıma gelen de şu oldu. kararı sahibi ver*miş.

hani nerde benim 14 nisancı, ulusalcı, demokrat halkım.
hani nerde benim şakşakçı basın kuruluşlarım.
hani nerde basın özgürlüğünden dem vuran kalemşörler.

yok yok bu ülke yine de bizim ve yaşayacağız ve dahi her gün bir yaş daha yaşlanacağız...

edit : derginin yayını durdurulmamış henüz. yalnız haberin içeriği epey bi ilgi çekici. bi haber organında patron ile yazı işleri bu kadar çelişkili olur sanırım. bunun sonucunu da benim söylememe gerek yok sanırım...

http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=235756
o değil de, alper görmüş'e yazık oluyor arada.
derginin konseptini , içeriğini ve misyonunu hiç beğenmeyip , dergiyi çıkaran kişilerden nefret etmeme rağmen derginin kapatılmasına ve yayın hayatının durdurulmasına sonuna kadar karşı çıktığım bir olaydır .

bir kaç kişinin yaptığı bir haberi koskoca bir dergiye mal etmek ( tıpkı ekşi sözlükte olduğu gibi ) orta çağda görülen düşünce biçimlerini andırmaktadır .
acaba ordu bizi yönetmeye ne kadar daha devam edecek ve ordu mensuplarını kim yargılayabilecek dedirten olaylardan biri. darbe girişimi ile ilgili haber yapıyorsunuz ve derginiz kapatılıyor. işte demokrasi. yazabilme özgürlüğünüz var ama sıkıyorsa yazın...
hepimiz demeyen kişilerin nelere maruz kalabilceğini gösteren durum.
http://www.turksolu.org/134/turkiye134.htm
bu adresten de okunabileceği gibi * fetullah'ın yayın organı olduğu aşikar olarak görülebilecek nokta dergisinin kapatılmasıdır.
iyi olmuş diyerek karşıladığımız olaydır. zira kendileri, silahlı kuvvetlerimizi karalama amacı gütmekten başka bir şey * yememişlerdir. demokrasi denilen, karalamaya karşı hoşgörüyle bakmaksa (bkz: zikerim öyle demokrasiyi)
zaten, bu derginin, fetullah'ın dergisi olması, kapatılması için yeterli bir neden.
emin olduğumu göstermek üzere (#1551506)
iki buçuk savaş stratejisi gibi bir riskten bahsedilebilinen bir ülkede, bu kadar önemli olması gereken tsk gibi bir kurumun ulusal prestijinin zedelenmesi ihtimaline karşı alınmış bir önlem olmakla beraber uluslararası konjöktürde yine tsk'mızın* yıldırılması olayına da engel olunmuştur.
Nokta dergisini isterseniz abd'den isterseniz iran'dan bile okuyabilirsiniz.
bu devletlerin vatandaşlarının aleni, apaçık bu tarz şeyi okumalarına ve sadece örnek olan bu olayın "herkes yaparsa" mantığıyla düşünürsek, artık magazine bile düşmesinin saçmalığına fazlaca türk vatandaşının kabullenebileceği sanılmamaktadır.
bir zamanlar gundemin nabzini tutan derginin düstükten haybeden sansasyon yaratma cabalarinin sonucunda olan eylem.
basın özgürlüğünün,spekülasyonlar yaratma özgürlüğü olmaması gerektiğini bir kez daha zihnimize çivileyen,buna rağmen özgürlüklerin sınırlanmaması gerektiğine inancımızı zedeleyen,"ispat külfeti iddia makamına aittir" gibi bir hukuk prensibi doğrultusunda ispat külfetini yerine getirmemenin nelere mal olabileceğini gösteren,neye kime hizmet ettiği belli olmayan,yurdumuza has geçmişte yaşanmış gelecekte yaşanması muhtemel olaylardan biri...
arkadasındaki pisliğin ortaya çıkacağından korkan çok güçlü kişilerin apar topar kapattığı yaptığı eylemdi. adamların ne kadar güçlü olduğunu düşünebiliyor musunuz? oha yani. ama bir nokta kapatıldı, bin taraf doğdu. vaktiyle o nokta dergisini kapatacak kadar güçlü olan kişiler şimdi kaçacak delik arıyorlar. türkiye eğer bu ergenekoncu ve tsk'nın içine yerleşmiş pislikten kurtulursa güzel günler görecektir.
tayyip in telefon kayıtlarını yayınladığı için sorgusuz sualsiz hapse atılan aydınlık dergisi yöneticilerini akla getiren hadise. acaba bunları içeri atan hangi güç?
diktatör denince kızıyorlar.