bugün

dünya görüşümün, fikirlerimin yeşermesinde, yolunu bulmasında çok büyük bir payı olan aykırı siyasetçiydi erbakan. onu tanıdığımda daha küçüktüm, siyaset nedir bilmiyordum, aklım almazdı öyle şeyleri. zamanla büyüdüm, bize dayatılanları fark ettim ilk önce, yaşadıklarımızın aslında birileri tarafından hayatımıza sokulduğunu gördüm. erbakan öncelikle bir dava için çıkmıştı yola, onu kendime yakın buldum. zamanla ne kadar önemli bir iş yaptığını, kendisine saldıran kitlelerden gördüm. bugün ben dünyaya daha farklı bir gözle bakıyorsam, olaylar ve oyunlar hakkında daha çok şey biliyorsam erbakan'ın rolünü görmezden gelemem. nur içinde yat erbakan, mekanın cennet olsun.
insanların bilip bilmeden hakkında atıp tuttuğu kişidir. Kendisi her şeyden önce bilim adamıdır, Alman savunma sanayisine mühendislik bakımından çok katkıda bulunmuştur, ne yazık ki böyle bir değerden Türkiye yararlanamamıştır. Kendisi Türkiyenin son 20 yılında en büyük memur işçi zammını vermiştir, üstelik kaynak sorunu bile olmamıştır çünkü faize giden hortumu kesip, gelen parayı işçi memura vermiştir. Şu olayı ibratle erbakanın ağzından okuyun.

"Hükümeti kurduktan sonra devletin geliri nedir gideri nedir ortaya döktük, bir baktık ki, izmirdeki Tedaş firması kar ediyor, elde ettiği karı gidip bankaya yatırıyor, diğer taraftan erzincandaki karayolları müdürlüğü zarar etmiş, zarar eden firma gidip faizle kredi çekerek zararı kapatmaya çalışıyor. Kar eden kurum %30 ile bankaya para yatırırken, zarar eden kurum %60-70 ile kredi alıyor, biz ne yaptık? Kar eden kurumun karını zarar eden kuruma aktardık, böylece faiz ödemekten kurtulduk"

Erbakanı götüren de budur işte, çünkü kendisi faiz sisteminin çanına ot tıkamıştır, godaman sermayedarlar ve onlardan beslenen bir takım güçler, bilhassa israil gibi islamın türkiyede yükselmesini istemeyen dış güçler, onu bitirmiştir, Erbakan faiz rantına dokunmasaydı, o günkü gazetelerin hedefi olmayacaktı.

Zamanında Erbakanı desteklemeyip, şimdi de kimsenin memur işçi maaşı az diye ağlamaya hakkı yoktur, Erbakan o hükümeti sürdürseydi, acaba 21 şubat krizi yaşanır mıydı, bankalar batar mıydı? Türkiye büyük bir değerini kaybetmiştir, Allah rahmet eylesin.
an itibariyle şarap nehirine kadeh daldırıp,hurilerin memelerine para sıkıştırdığı duyumunu aldığım kişi.para demişken (bkz: kayıp trilyon)
salı günü fatih cami den naaşı kaldırılacak olan siyasi lider.
allah ondan razı olsun ve gani gani rahmet eylesin .
trilyon kaybetme hastalığı vardı.
http://i.imgur.com/7NFiK.jpg?2504
ALLAH RAHMET EYLESiN, MEKANI CENNET OLSUN.
ONU BU HiKMETLi, iLK SÖYLENDiĞiNDE HERKESiN GÜLDÜGÜ AMA ZAMANLA BiRER BiRER GERÇEKLEŞEN VE GERÇEKLEŞECEK OLAN SÖZLERiYLE HATIRLAYACAĞIZ:

--spoiler--
ilmi tespitler ve tarihi gerçekler, insanlığın kurtuluşu için tek çarenin islam dini olduğunu gösteriyor. Tek millet olan ırkçı emperyalizme karşı, iSLAM ÜMMETi BiRLiK OLMALIDIR.

"Müslümanlıkta birlik vardır; Biz değil Türkiyeyi bölmeyi, iSLAM BiRLiĞiNi KURMAKTAN SÖZ EDiYORUZ."

"Fakir-fukarayı düşünmek bir Müslüman olarak vazifemizdir... Bunu temin etmek için de, Adil Düzen gerekir. O itibarla, bir yandan tek bir ümmet olduğumuzu dikkate alarak, iSLAM BiRLiĞi'Ni BiR AN EVVEL KURMAMIZ GEREKTiĞiNi idrak etmemiz lazım."

"MÜSLÜMAN TOPLUMLARIN BATILI TOPLUMLAR KARŞISINDA ÖZGÜR, EŞiT VE BAĞIMSIZ OLABiLMELERi, YER ALTI VE YER ÜSTÜ SERVETLERiNi SÖMÜRÜDEN KORUYUP REFAH VE KALKINMALARINI GERÇEKLEŞTiRMELERi ANCAK iSLAM BiRLiĞi iLE MÜMKÜNDÜR."

"Yeryüzünde yaşamakta bulunan her biri farklı tüm inançlar, kültürler, ırklar, diller, renkler, toplumlar, bireyler bir arada, kimse kimseyi dışlamadan, yok saymadan, asimile etmeye çalışmadan, ötekileştirmeden hakkaniyete riayet ederek yaşamak durumundadırlar;
Bütün bunlar YENiDEN BÜYÜK TÜRKiYE LiDERLiĞiNDE, iSLAM BiRLiĞi TEMELiNDE YENi BiR DÜNYA VE ADiL DÜZEN KURULMASI iLE MÜMKÜNDÜR.
BUGÜNKÜ TÜRKiYE BU MiSYONU HAKKIYLA YERiNE GETiRECEK MADDi VE MANEVi GÜCE, DONANIMA, TARiHi BiRiKiME VE TEMiZ BiR SiCiLE SAHiPTiR."

"Manevi huzur olmadan maddi huzuru bulmak mümkün değildir. Peygamber Efendimiz sadece islam alemi için değil bütün insanlık için bir kurtuluş müjdesidir. ADALETLE YÖNETiLEN BARIŞ VE HUZUR DOLU BiR DÜNYA, ANCAK O'NUN GETiRDiĞi iLAHi PRENSiPLER ÜZERiNE iNŞA EDiLEBiLiR."

"KENDiMiZi KURTARMAK YETMEZ. BiR MÜSLÜMAN OLARAK BÜTÜN iNSANLIĞI KURTARMAKLA MÜKELLEFiZ. HUZUR, BARIŞ, REFAH VE ADALET DOLU BiR SAADET DÜNYASINI KURMAKLA YÜKÜMLÜYÜZ. HAYRA MOTOR ŞERRE FREN OLMALIYIZ. YANLIŞIN YERiNE DOĞRUYU, ÇiRKiNiN YERiNE GÜZELi, KÖTÜNÜN YERiNE iYiYi, SÖMÜRÜNÜN YERiNE ADALETi, KAOSUN YERiNE HUZURU, KAVGANIN YERiNE KARDEŞLiĞi HAKiM KILMAK iÇiN GECE GÜNDÜZ ÇALIŞMALIYIZ!"
--spoiler--
patates dinine mensup olmadığından dolayı cennete gidecektir, hatta varmıştır şimdiye. badem gözlü olmasın kafidir, her zamanki gibi badem bıyıklı kalsın.

not: duyduk ki kaddafi beraber geçirdiği renkli çadır günleri hatrına peşinden geliyormuş.
şaka gibi haber ile öğrendim, hiç ölmeyeceğini düşündüğüm adamdı.
kendisiyle ilgili ''28 şubat'tan önce öldü bak allah'ın işine'' tarzı yorum yapan 10.000'inci kişiye, altın kaplamalı dildo hediye edilecekmiş.
emeklilere yaptığı zamlar, cumhuriyet tarihinde ilk defa bütçenin fazla vermesi, kayıp trilyon davası...tarih onun nasıl biri olduğuna karar verecektir. allah rahmet eylesin.
allah rahmet eylesin. artık günahının, sevabının hesabını diğer tarafta verecektir. kimseye laf düşmez bu saatten sonra.
eski başbakanlardandır. mekanı cennet olsun. rahmetli babamın ifadesine göre emekliler onun zamanında gördüğü zammı hayatlarında görmemişlerdir. ama yine de numan kurtuluşa sahip çıkmasını isterdim neyse yakınlarına sabır ve başsağlığı dilemek düşer bize.
"kadayıfın altı kızaracak" lafıyla kulaklarıma yer etmiş ve türk siyasetinde önemli bir yeri bulunan siyasetçi. onu yaptı bunu yaptı aslında şöyleydi gibi laflara değinmeyeceğim. aramızdan ayrılışıyla Türk siyaseti bir baş kahramanını daha kaybetmiştir. Allah rahmet eylesin. Sanırım sıra Demirel'de.

(bkz: ecevit)
(bkz: erbakan)
(bkz: demirel)
eski refah yeni akp yanlısı dedeme başınız sağolsun demek için çevirdim numarayı ve dedem açtı telefonu;

ben: dede başımız sağolsun necmettin erbakan hoca vefat etmiş.
dede: amin yavrum amin, darısı sizinkilerin başına. *
birisi badem mi dedi? susturun şu densizi.

insandır, ölmüştür ve her ölüm gibi bu ölümün tadıda ekşidir. hiç bir insan evladı başka bir insanın ölmesini isteyemez ya da bu durumdan zevk alamaz. lakin erbakan öldü diye arkasından methiyeler düzecek ya da göz yaşları dökecek kadar da cahil değilim.

demokrasilerin hafızası zayıf olur, denmiş, lakin bu kadarı biraz fazla, bu bunaklığa girer.

erbakan dediğimiz zat, süleyaman demirel, alparslan türkeş, turgut özal gibi bu ülkenin sosyal dinamiklerini felce uğratmış insanlardan birisidir.

hayırlı işleri yok mudur? bozuk saat bile günde iki kere doğru zamanı gösterir...anlayana.

uzun yıllardır türkiye'de yaşanan ötekileştirme durumunda bu zatın büyük rolü vardır. "bu geçiş tatlı mı olacak, kanlı mı olacak" lafı bugün halen kulaklarımda çınlamaktadır.

bir de anlayamadığım, memurlara yaptığı yüksek oranlı zam ile bugün yüceltilmeye çalışıyor. sessiz kalamayacağım bu konuda;

bre dürzüler! bre zır cahiller! nereden geldi o para, en ufak bir fikriniz var mı? erbakan o dönemde karşılıksız para basarak yaptı bu yüksek zamları. bak! karşılıksız diyorum. o dönemde yapılan zamların bedelini türkiye uzun yıllar boyunca yüksek enflasyonla savaşarak ödedi. o dönemleri bilenler çok iyi bilir. enflasyon oranlarında tek haneli rakamlara inmek marsa ayak basmak gibi bir hayal haline gelmişti. bilmeyenlerde bugün burada "adam memura yüzde bilmem kaç zam yapmış" gibi akıllara ziyan yorumlarda bulunuyorlar. bu nasıl bir cehalettir anlayabilmiş değilim.

erbakan'ın en güçlü olduğu dönemler...ben konya'dayım, erbakanın kalesinde. bizzat şahit oldum bir gençliğin beyninin nasıl yıkandığına. cemaatleriyle, yurtlarıyla, abileriyle, ablalarıyla cümle değerleri kullanarak nasıl yıkandı o beyinler bir bilseydiniz, bir görseydiniz. ben gördüm, yaşadım. o yurtlarda kalan, o abilere, o ablalara giden arkadaşlar okula gelip nasıl eleştirirlerdi cumhuriyeti, atatürkü, demokrasiyi bir duysaydınız. bunlar benim görebildiklerim. peki göremediklerim? kapalı kapılar arkasında yaşananlar?

bugün bu ülkede mevcut olan köhne zihniyet nereden geliyor sanıyorsunuz. bir anda mı peydah oldu? gökten zembille mi indi? yok arkadaş bu işler senin düşündüğün kadar kolay değil.

bu gün taraflı tarafsız herkesin kanına dokunduğunun düşündüğüm bir sorun var bu ülkede; baş örtüsü. ben bu yüzden eğitim gibi en insanı hakkını alamayıp, evlerine tıkılıp kalan onlarca insan tanıdım. hepsi de güzel insanlardı, hiç bir art niyeti olmayan, kendilerine göre inançları yaşamak isteyen insanlardı. peki nereden geldi bu sorun? baş örtüsü ne zaman sorun olmaya başladı? kim yaktı bu insanların başını? keşke şimdi erbakan döneminde ki gazete manşetlerini, erbaknın söylemlerini, konuşmalarını sizlerle paylaşabilseydim. ama ben hepsini biliyorum. konya valiliğinin önünde yaptığı ve binlerce insanın dinlediği konuşamasını da canlı canlı dinledim ben. nasıl saldırıyordu cumhuriyete bir görseydiniz. şeriat diyordu...peh! belki bugün başınızı önünüze eğip susardınız.

lütfen kimse beni "din düşmanı" diye yaftalamaya kalkmasın. benim söylemek istediklerim çok farklı. anlamadıysan boşver, düşünme üzerinde, unut gitsin. ama ben yaşananları unutmayacağım, unutturmayacağım. bu ülkenin insanları hamur gibidir. nasıl yoğurursan o şekle girer. erbakan çok kötü yaptı bu işi, ya da yapmaya çalıştı. bu ülkenin insanını kandırdı, kullandı. devleti kullandı, devletin kaynaklarını kullandı. kayıp trilyon derler, duydunuz mu. bu ülkenin varlıklarını, bizim paralarımızı kendi yandaşarına dağıttılar. abiler demiştim hani, hepsinin güzel evleri vardı; dayalı döşeli ve her evde o dönmenim en güzel şeyi olan 16-bit atarier vardı. hatırlayanlar bilir. bizim hayallerimizi süslerdi onlar. oynamak için giderdik. "önce namaz kıl sonra atari oyna" derlerdi. nasıl almışlardı o atarileri; çok pahalıydı aletlerdi o dönem için. neyse. hatta geçtiğimiz günlerde çıkan torba yasa ile sıyrılacaktı kayıp trilyon davasından lakin ömrü vefa etmedi. keşke etseydi, orası işin insanı boyutu.

daha yazacak, konuşacak çok şey var lakin uzatmaya gerek yok. erbakan öldü diye sevinecek kadar insanlığımı kaybetmedim. allah rahmet eylesin, demek boynumuzun borcu lakin unutmamak gerek bazı şeyleri. bugünden geçtik zaten yarını kurtarmak isttiyorsak unutmamak gerek. unutunca olmuyor çünkü, birisi gidiyor onun yerine diğeri geliyor ve genel olarak gelen her daim gideni mumla aratıyor. itirazı olan?
şu anda ülkenin yönetici kadrosu onun açtığı yoldan ilerleyenlerdir. zamanında hocaya karşı olanlar, onunla uğraşanlar, küçümseyenler ise çoktan siyaset meydanından silinmişlerdir. sevenlerini allah cennetinde kavuştursun.
(bkz: #10943941)

bugün şu entryi girmemden yarım saat sonra vefat etmiş kendisi.
idamın oylandığı gün oylamaya katılmamış. kesin daha mühim bir işi vardır.
her neyse insandır neticede allah rahmet eylesin.
türkiye nin bu hale gelmesini sağlayan din istismarcısı.her neyse,ölünün arkasından kötü konuşmamak gerekir.
türkiye'nin gerçek bağımsızlığı için yıllarca mücadele etmiş, mücahit erbakan olarak tanıdığımız bilimadamı , türkiye siyasetine damgasını vurmuş önemli bir liderdi. allah razı olsun, allah rahmet eylesin ! . (bkz: ilk yerli otomobil) (bkz: ilk yerli motor fabrikası)
allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun.

değerli bir insandı. siyasetçi kimliğini bir yana bırakacak olursak türkiye'de yetişen en önemli bilim adamlarından biriydi.
zamanında "bu düzen değişecek. ama tatlı mı değişecek, tatsız mı. kanlı mı, kansız mı" sözünü sarf eden rahmetli olmuş siyasetçi.
yanlışıyla doğrusuyla bir hayatı tamamladı, allah rahmet eylesin. sevenlerinin ağladığı bir günde nefret dolu cümleler yazmak insanlığımıza yakışmıyor. aynı tavrı ecevit öldüğünde habervaktim okuyucu yorumlarında görmüş ve büyük bir tiksinti duymuştum, bunun da ondan farkı yok.
şimdi türkan saylan'ın arkasından atıp tutan hayvanlarla aynı seviyeye düşmüş olacam belki ama kimse bu adamı kahraman ilan etmesin.
sen tut devleti çarp, sonra yaşlıyım hastayım diyerek af çıkart, sonra tekrar siyasete dön. erbakan ölünce önümüzdeki seçimlerin sonucunun nasıl değişeceğini düşünün. eski saadet-yeni akp'liler tekrardan saadet partisi'ne dönebileceği için, tayyip-gül ikilisi dört dönüyordur.
kısacası; allah rahmet eylesin demiyorum. allah nasıl hakediyorsa öyle yapsın. iyiyse iyi, kötüyse kötü.
keşke hep bilimadamı olarak kalsaydı da bu ülkeye daha faydalı olsaydı.
şimdi göreceğiz, kefenin cebi var mı yok mu. varsa kayıp trilyonlar oraya sığar mı? yoksa diğer evrenden eft mi yapar. (eft=evrenlerarası fon transferi)