bugün

birbirine zıt üç görüşü temsil eden üç edebiyatçıdır.
biri kürtçülük-ermenicilik-komünizmi, biri amerikancılık-ümmetçilik-arap milliyetciliğini, biri de türk milliyetçiliğini temsil eder.
Böyle şeyler yapmayın olm lan.
üstad ile atsız arasında seçime zorlayan versus.
Nazım'ın kültürel olarak ne kadar milliyetçi olduğunu, sovyetler'in Azerbaycan'daki asimile politikasına nasıl karşı çıktığını, Balkanlar'da ki Türkler'e nasıl akillik ettiğini bilmeden onu kürtçü, ermenici diye tanımlama gafletine düşmüş bir yazarın karşılaştırmasıdır.
nazım çok büyük milliyetçidir. mesela şöyle bir şiiri vardır:

--spoiler--
Trabzon'dan bir motor açılıyor

Sa-hil-de-ka-la-ba-lık!

Motoru taşlıyorlar

Son perdeye başlıyorlar!

Burjuva Kemal'in omuzuna binmiş

Kemal kumandanın kordonuna

Kumandan kahyanın cebine inmiş

Kahya adamlarının donuna

Uluyorlar

Hav... hav... hak... tü
--spoiler--

öyle bir milliyetçidir ki "beni stalin yarattı" demiş ve stalin öldüğü gün sovyet radyolarına çıkmıştır.

malum stalin zaten çok sever türkleri, doğu karadenizi hiç istememiştir yada kırım tatarları ve ahıska türklerini çok el üstünde tutmuştur değil mi ?

işin özüne gelirsek necip fazıl amerikan hayranı, nazım hikmet rus köpeği, nihal atsız ise türkçüdür.
Nazım nerde, ne zaman "beni Stalin yarattı" demiş çok merak ediyorum. Ayrıca nazım'ın sovyetler'e ilk iltica ettiğinde sovyet yazarlar birliğinde yaptığı konuşmayı okumanızı tavsiye ederim, rus köpeği dediginiz adam sovyetler'e adım atar atmaz eleştirmeye başlıyor, rejime tehdit olarak algılandığı için uzun yıllar pasaport dahi verilmiyor. "Ivan Ivanovic var mıydı yok muydu?" Oyununda sovyet bürokrasisini ve Stalin'i eleştirdiği için oyun Sovyetler'de yasaklaniyor, bu olaydan sonra nazım sovyet rejimiyle iyi geçinmeye çalışmış. Stalin öldüğünde ise radyolara çıkmamıştır, yazarlar birliğinin baskısıyla Stalin için bir şiir yazmıştır sadece ki şiiri okursan gayet plastik, zorlama yazıldığını görürsün. Nitekim ben nazım için kültürel açıdan milliyetçidir dedim. Tamamen siyasal ve toplumsal eleştiri barındıran bir şiirle bunu çürütmeye çalışmak abesle iştigal. Bu da nazım'dan gelsin.

Akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
Bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
Koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
Ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
— demeğe de dilim varmıyor ama —
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!
atsız ı çok okudum adam tam anlamıyla şu

görsel
kendisi çok savaşçıdır ancak milletini sevdiğine şüphe yoktur.o yüzden hakkında onun uşağı bunun yancısı denmez.

nfk dönemin muhafazakar zihniyetini yansıtır.abd uşağı diyenleri de vardır.

nazım hikmet ise gomünüsttür.buna da rus uşağı diyenler de vardır.
bi de bu adamın bissürü aşkı maşkı var pirayesinden vera tulyakovasına kadar ama bir de biz başka severdik o yüzden başka sevemedik diyişi var.uvv mama.

tabii olarak atsız yarışı almaktadır.