yanlış düşüncelerini topluma benimsetmeye çalışmış birinin boş düşüncelerine ve şiirimsi yazılarına hayran olmaktır..
zenginin cebine gözünü dikmiş solcuların mevcut durumu
düşüncelerine ,eylemlerine saygı duyup eserlerini benimsemek.onun gibi olabilmeyi istemek...* *
doların üzerinde resmi basılı benjamin franklini sevmekten daha saygın sevme eylemi.
belli bir zeka ve beğeni seviyesi gerektiren eylem..
provokatif başlıklara prim vermemeyi bilmektir. aynı zamanda, büyük bir ustanın şiirlerine, dili kullanmadaki maharetine saygı göstermek ve sevgi duymaktır da tabi.
tüm sözcükleri sevmektir. en küçük harflerine kadar.
pablo neruda yı da sevmektir.
edebiyattan anlamaktır...
kesinlikle belli bir seviyenin ustunde edebiyat anlayısına sahip olmak gerekir. *
nazım hikmeti sevmek,

demir kapının ardında durup, sevdiceğinin gelmediğini hissetmektir.

bahçesinde ebruli hanımeli açan bir evin hayalini kuran sevgilinin, isteğini büyük işler için yaratılmış ellerin çatamadan çatısını çalamadan kapısını bahçesinde ebruli hanımeli açan evin. sevdiğini zengin bir cücenin kollarına vermenin acısını yüreğinde hisetmektir.

sevgiliyi ekmeği tuza banıp yer gibi, geceleyin ateşler içinde uyanarak ağzını musluğa dayayıp kanarcasına su içer gibi sevmektir.

bulutlar geciyorken haberlerle yuklu agır, buruşuyorken hala gelmeyen mektup avuçta, yürek kirpiklerinin ucunda piraye diye bağırmaktır.

nazım hikmeti sevmek şiiri sevmektir.

nazım hikmeti sevmek ülkeyi sevmektir.
görüşünü sevmiyor olabilirsin, hatta kişiliğini de. ama şiirlerini okurken onu tüm bu duygulardan sıyrılıcaksın. bir şair, bir edebiyatçı olarak okuyacaksın onu. çünkü ancak o zaman şiirlerinden haz alabilirsin.
ülkeni gerçekten sevmektir. çıkarların için değil.

(bkz: arhaveli ismail in hikayesi)
(bkz: bu vatan bizim)*
(bkz: beyler bu vatana nasıl kıydınız)
'' nazım hikmet memleket, memleket nazım hikmet.
kafiye için yazmadık. hasret sana memleket'' demektir.
memleketini, oğlunu, kızını, ananın, bacını, atanı,karını, sevmektir.
toprağını özlemektir. hasrettir.
şiirden anlamaktır.
hayattan anlamaktır.
ince düşünmektir.
inadına, inadına sevmek gerekir.
şiirden anlamamaktır.
nazım hikmet'i sevmek sade kelimelerle kurulmuş kısa ve basit cümlelerin yakıcı hasretleri ölümsüz sevdaları nasıl anlatabileceğini bilmektir. savunduğu siyasi ideolojiyle taban tabana zıt olanlar bile onun bir memleket sevdalısı şair olduğunu kabul etmişken şairliğini, insanlığını sevmeyi sırf düşünceleri yüzünden tartışmak tamamen saçmalıktır safsatadır.
saygı duymaktır.
dünyanın en gördüğü en büyük $airi sevmektir. doğaldır.
nazımı sevmek, hışımla başlığa ayar vermek isteyip isbn'nin (#826621) yazdıklarına aynen katılıp, ekliycek bişeye gerek duymamaktır.
sıradan bir olaydır, bokunu çıkarmamak gerekir.
sevenlerine bakınca, sevmemenin daha büyük bir erdem olduğunu düşündürten olgu.
tercihsel bir meseledir.ideolojik de olabilir.
ağlamayı sevmektir.
öyküsüz bir odanın çalışma masasında bütün insanlığa yetecek kadar kahramanla omuz omuza dizdize çarpışmak,daha önce duyduğunuz bütün masalları kıskandıracak büyüklükte aşkları yaşamaktır.
omurganızın kaskatı kesilip, bütün hislere kapanmasıdır zaman zaman.
Türkiye üzerinden uçakla geçerken duygulanıp ağlayan bir insan sevilmez mi? Memleketimiz için bu zamana kadar ki en güzel şiiri yazan insan sevilmez mi?
Hapishanede o kadar derdi sıkıntısı hastalığı olan buna rağmen çevresindeki insanları yetiştiren bilgilendiren iş öğreten, sanat öğreten insan sevilmez mi?
Olmayana ergi yöntemini kullanırsak: Faşizmi, memleketinden uzak olup da hasretini cekmeyeni, kurtuluş savaşında verilen canlari kucumseyeni ve kurtuluş savaşı sırasında tam bagımsızlık siarindan uzak olanlari, NATO'ya katilmak icin yurdundan binlerce kilometre uzaga asker gonderen ve bunu futursuzca savunan zihniyeti, kısacası humanizmden bi haber, insaliktan uzak ve bilgisiz akabinde gereksiz insanlari sevmemektir...
Zor değildir, sevmek için super zeka olmanın gereksiz oldugu bir durumdur, hakkında bir kac bilgi edindikten sonra sevemeyecek insanin olacagi ihtimalini vermedigimdir, ya da dogrusu budur!
yaldızlı bir kazık çakalım
işçinin açlıktan kokan nefesine
mavi boncuk takalım
köylünün püskülsüz fesine
fakat hürmetle riayetle bakalım
ecnebi sermayesine.....
işçiyi çiftçiyi traş ederiz
perdah olmazlarsa telaş ederiz....
(yorumsuz)

kar kesti yolu
sen yoktun
oturdum karşına dizüstü
seyrettim yüzünü
gözlerim kapalı

gemiler geçmiyor uçaklar uçmuyor
sen yoktun
karşında duvara dayanmışım
konuştum konuştum konuştum
ağzımı açmadım

sen yoktun
ellerimle dokundum sana
ellerim yüzümdeydi