bugün
- sigara içmenin insana verdiği zevk8
- icardi190527
- hamas bir terör örgütüdür15
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- vatandaşlık farkı alan otel24
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır34
- futbolcu ismiyle nick almak12
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız19
- anın görüntüsü13
- icardi1905 silik olsun kampanyası19
- şehirler arası aşk yaşamak9
- true'nin porno arşivi kaç gb8
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- artificialintelligence9
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım15
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
entry'ler (223)
doğru/yanlış ortaya çıkmadan salyalar saçarak herhangi birisine saldırmak. bunu yapanlar bir kadını döven bir erkekten ne kadar farklı olduklarını zannediyorlar ki acaba?
erotizm desen erotik olmayan, komiklik desen komik olmayan, müzikalite zaten barındırmayan liseli eglencesi.
elektrik ve doğalgaza iki hafta içinde iki kez yüklü zamlar yapmadan önce açıklanması gereken mücadele programı...
aklı başında her fenerbahçelinin allah korusun diyeceği olaydır. bu tip insanların değil fenerbahçe türk futbolunda dahi olmaması gerekir.
fenerbahçe saldırırmış gibi görünürken beşiktaşın oyunu kontrol ediyormuş gibi görünmesine rağmen oyunu fenerbahçenin kontrol ettiği maçtır.
buz gibi golün verilmediği maçtır.
gereken yerlerde kartları çıkarmayan dandik hakemin yönettiği maçtır.
buz gibi golün verilmediği maçtır.
gereken yerlerde kartları çıkarmayan dandik hakemin yönettiği maçtır.
kötü şeyler yaşandığında yaşayan kişinin umarsızlığını yüzüne vuran tabir.
ayet erkeklere, eşlerinin kendilerini aldattığı veya ailelerine ihanet ettiği durumlarda, onlara sırasıyla öğüt verilmesini, yataktan uzaklaştırılmasını ve en son olarak "fadribuhünne" kelimesinden türeyen "darb" edilmesini söylüyor. kimi tefsirciler darbın dövmek kimileri ise uzaklaştırmak/terketmek olduğunu söylüyor.
birçok kelimede olduğu gibi arapçada darbın da onlarca anlamı var. bunlardan birisi gerçekten uzaklaştırmak birisi de dövmek.
benim inancım bilinçli müslümanın bu konuda kendisinin karar verebileceği yönündedir. adalete güvenen, allahtan korkan insan kimseyi dövmez.
şu başlık altına, ne dövmesi canım nerden almışım o hakkı ben vs yazanların 9/10 unun aldatıldıkları zaman o girdilerini hatırlamalarını umarım. çünkü hepsinin de birer canavara dönüşeceğinden şüphem yok.
: konu ayetle desteklense bile başlığın kadınları dövme özgürlüğü olması ahmet çakar tabiriyle takiyyedir. ortada bir özgürlük yoktur. hele altında islam dininde makbuldür yazılması çamur atmaktan ve cahillikten başka birşey değildir.
birçok kelimede olduğu gibi arapçada darbın da onlarca anlamı var. bunlardan birisi gerçekten uzaklaştırmak birisi de dövmek.
benim inancım bilinçli müslümanın bu konuda kendisinin karar verebileceği yönündedir. adalete güvenen, allahtan korkan insan kimseyi dövmez.
şu başlık altına, ne dövmesi canım nerden almışım o hakkı ben vs yazanların 9/10 unun aldatıldıkları zaman o girdilerini hatırlamalarını umarım. çünkü hepsinin de birer canavara dönüşeceğinden şüphem yok.
: konu ayetle desteklense bile başlığın kadınları dövme özgürlüğü olması ahmet çakar tabiriyle takiyyedir. ortada bir özgürlük yoktur. hele altında islam dininde makbuldür yazılması çamur atmaktan ve cahillikten başka birşey değildir.
ayağım iyileşmediği için katılamayacağım zirve. bol goller dilerim. ama hepsini beşiktaş takımına atmayın yazıktır. *
evimizin önünün polis dolacağı anlaşılan cenaze töreni.
"get out of here" da dizisinin sıkça tekrarlanan eğlenceli repliklerindendir, elaine'in söyleyişi pek güzeldir.
Osmanlıca farklı bir dil midir?
Osmanlıca, Osmanlı imparatorluğu döneminde kullanılan ve Arap harfleri ile yazılmış Türkçe'dir; ayrı bir dil değildir. Bazı yazarların eserlerinde aşırı derecede Arapça ve Farsça kullanarak kitaplarını anlaşılmaz hâle getirmelerinden hareket edenler Osmanlıca'yı farklı bir dil gibi takdim ederler. Devletin resmî yazışmaları incelendiği zaman elkablar çıkarıldığında kullanılan dilin anlaşılmasında fazla bir güçlük yoktur. Ancak ortaya yeni çıkan bir problem Osmanlıca'yı anlamayı iyice zorlaştırmıştır. Bu da son 30 yılda dildeki sadeleşme sonucunda günlük yaşamda kullandığımız kelime sayısının azalmasıdır. 1970'li yılların başında kullanılan Türkçe ile Osmanlı döneminde kullanılan Türkçe kıyaslanırsa arada fazla bir fark olmadığı anlaşılacaktır.
Erhan Afyoncu "SORULARLA OSMANLI iMPARATORLUĞU III"
Osmanlıca, Osmanlı imparatorluğu döneminde kullanılan ve Arap harfleri ile yazılmış Türkçe'dir; ayrı bir dil değildir. Bazı yazarların eserlerinde aşırı derecede Arapça ve Farsça kullanarak kitaplarını anlaşılmaz hâle getirmelerinden hareket edenler Osmanlıca'yı farklı bir dil gibi takdim ederler. Devletin resmî yazışmaları incelendiği zaman elkablar çıkarıldığında kullanılan dilin anlaşılmasında fazla bir güçlük yoktur. Ancak ortaya yeni çıkan bir problem Osmanlıca'yı anlamayı iyice zorlaştırmıştır. Bu da son 30 yılda dildeki sadeleşme sonucunda günlük yaşamda kullandığımız kelime sayısının azalmasıdır. 1970'li yılların başında kullanılan Türkçe ile Osmanlı döneminde kullanılan Türkçe kıyaslanırsa arada fazla bir fark olmadığı anlaşılacaktır.
Erhan Afyoncu "SORULARLA OSMANLI iMPARATORLUĞU III"
osmanlı türk, arap vs. gibi isimleri etnik anlamda değil o insanların yaptıklarıyla beraber anardı. örneğin adi fransızlar ermeni tasarısını onayladı cümlesinde tasarıyı onaylayan fransızlara adi denilmiştir.
"Bazı Osmanlı tarihçilerinin eserlerinde, Türkler için etrâk-ı bî-idrak, yani idraksiz Türkler denilmesinden hareket eden bir kısım araştırmacılar Osmanlı imparatorluğu'nun Türk devleti olmadığını iddia ederler. Bu tutarsız bir yaklaşımdır. Osmanlı tarihçilerinin eserleri incelendiğinde Türklerle ilgili bu şekildeki ifadelerinin etnik kimliği değil sosyolojik ve siyasi bir durumu belirtmek için kullanıldığı görülür. Ayrıca bu ifade ile kötülenenler, genellikle devlete karşı çeşitli hadiselere karışmış veya Şah ismail'e katılmış olan Türkmenlerdir. Düşman olarak görülen bir devlete yapılan bu katılımları aşağılamak için Osmanlı tarihçileri bu tür ifadeler kullanmışlardır. Türk ve Türkmen isimlerinin olumsuz ifadelerle anılması sadece Osmanlı dönemi tarihçilerine özgü bir davranış değildir. Selçuklu tarihçilerinin de Türkmenler hakkında bu şekilde olumsuz sözleri vardır.
Osmanlı döneminin bazı tarihçileri bu olumsuz ifadeleri Türk kimliğini değil köylü ve göçebeleri kötülemek için kullanırlar. Özellikle yarı göçebe hayat yaşayan Türkmenler devlet düzenine ayak uyduramamaları ve yerleşik hayata zarar vermeleri sebebiyle eleştirilmektedir. Osmanlı tarih yazarlarının eserlerinde bu tür ifadeleri başka milletler için de görmek mümkündür. Örneğini göçebe Araplara, Arab-ı bed-fial (kötü işler yapan Arap), Arab-ı, bed-rey (düşüncesi kötü Arap), Arab-ı Şekavet-şiar (eşkıyalığı adet haline getirmiş Arap) denilirdi. Buradaki millet isimleri etnik bir mana ifade etmekten ziyade bu toplulukların yaşam tarzını gösterir. Nitekim Fatih Kanunnâmesinin bir ceza bahsinde geçen "Türk veya şehirli olsa" ifadesi Türk kelimesinin göçebe Türkmenler ve köylüler için kullanıldığını açık bir biçimde ortaya koymaktadır. Osmanlı tarihçilerinin eserlerindeki Türklerle ilgili olumsuz ifadeleri gündeme getirenler, aynı kitaplardaki olumlu sözleri görmezden gelmektedirler. Aslında hiç kimsenin bir şeyi incelediği yoktur. Yıllardan beri hiçbir araştırma yapamadan, Osmanlılar, 'etrâk-ı bî-idrâk' diyerek Türkleri aşağılarlardı, sözü tekrarlanır. Tarih kitapları incelendiğinde Türk ve Türkmen isimlerinin aleyhine olan ifadelere genellikle Osmanlı yönetimine karşı mücadelelerde rastlanır. Fetret Devri'nden, Şeyh Bedreddin ayaklanmasına, Safevi Devleti'nin Anadolu'daki faaliyetlerinden, Celali isyanlarına hadiseler anlatılırken Osmanlı tarihçileri "Kaba Türk veya Türkmen, cahil Türkmen, hilekar Türk (Türk-i bed-lika), çirkin Türk (Türk-i sütürk)" gibi tanımlamalarını kullanırlar."
Erhan Afyoncu "SORULARLA OSMANLI iMPARATORLUĞU III"
"Bazı Osmanlı tarihçilerinin eserlerinde, Türkler için etrâk-ı bî-idrak, yani idraksiz Türkler denilmesinden hareket eden bir kısım araştırmacılar Osmanlı imparatorluğu'nun Türk devleti olmadığını iddia ederler. Bu tutarsız bir yaklaşımdır. Osmanlı tarihçilerinin eserleri incelendiğinde Türklerle ilgili bu şekildeki ifadelerinin etnik kimliği değil sosyolojik ve siyasi bir durumu belirtmek için kullanıldığı görülür. Ayrıca bu ifade ile kötülenenler, genellikle devlete karşı çeşitli hadiselere karışmış veya Şah ismail'e katılmış olan Türkmenlerdir. Düşman olarak görülen bir devlete yapılan bu katılımları aşağılamak için Osmanlı tarihçileri bu tür ifadeler kullanmışlardır. Türk ve Türkmen isimlerinin olumsuz ifadelerle anılması sadece Osmanlı dönemi tarihçilerine özgü bir davranış değildir. Selçuklu tarihçilerinin de Türkmenler hakkında bu şekilde olumsuz sözleri vardır.
Osmanlı döneminin bazı tarihçileri bu olumsuz ifadeleri Türk kimliğini değil köylü ve göçebeleri kötülemek için kullanırlar. Özellikle yarı göçebe hayat yaşayan Türkmenler devlet düzenine ayak uyduramamaları ve yerleşik hayata zarar vermeleri sebebiyle eleştirilmektedir. Osmanlı tarih yazarlarının eserlerinde bu tür ifadeleri başka milletler için de görmek mümkündür. Örneğini göçebe Araplara, Arab-ı bed-fial (kötü işler yapan Arap), Arab-ı, bed-rey (düşüncesi kötü Arap), Arab-ı Şekavet-şiar (eşkıyalığı adet haline getirmiş Arap) denilirdi. Buradaki millet isimleri etnik bir mana ifade etmekten ziyade bu toplulukların yaşam tarzını gösterir. Nitekim Fatih Kanunnâmesinin bir ceza bahsinde geçen "Türk veya şehirli olsa" ifadesi Türk kelimesinin göçebe Türkmenler ve köylüler için kullanıldığını açık bir biçimde ortaya koymaktadır. Osmanlı tarihçilerinin eserlerindeki Türklerle ilgili olumsuz ifadeleri gündeme getirenler, aynı kitaplardaki olumlu sözleri görmezden gelmektedirler. Aslında hiç kimsenin bir şeyi incelediği yoktur. Yıllardan beri hiçbir araştırma yapamadan, Osmanlılar, 'etrâk-ı bî-idrâk' diyerek Türkleri aşağılarlardı, sözü tekrarlanır. Tarih kitapları incelendiğinde Türk ve Türkmen isimlerinin aleyhine olan ifadelere genellikle Osmanlı yönetimine karşı mücadelelerde rastlanır. Fetret Devri'nden, Şeyh Bedreddin ayaklanmasına, Safevi Devleti'nin Anadolu'daki faaliyetlerinden, Celali isyanlarına hadiseler anlatılırken Osmanlı tarihçileri "Kaba Türk veya Türkmen, cahil Türkmen, hilekar Türk (Türk-i bed-lika), çirkin Türk (Türk-i sütürk)" gibi tanımlamalarını kullanırlar."
Erhan Afyoncu "SORULARLA OSMANLI iMPARATORLUĞU III"
hemen karşısında otopark olduğundan rahat edilesi mekan. biraz basık ve sıkıcı ama genelde boş olduğu için sık giderim.*
şiirden anlamamaktır.