bugün

eleştirilebilecek yanlarının var olmasına rağmen, yaptıkları ile karşı tarafın görüşlerini silkeleyebilecek kapasitede insan. türkite cumhuriyeti vatandaşlarını şanslı hissettirebilen.

ne var ki, 'seni her geçen gün özlüyoruz', 'ata'm izindeyiz' türü içi boş ifadelerden daha fazla sahip çıkılması gerekmektedir.
ölümü bazıları tarafından şükranla anılan efsane...

http://www.haber3.com/news_detail.php?id=422170
ozlemle andigimiz , cok sey borclu oldugumuz ama borcumuzu odemeyi bilmedigimiz buyuk lider.
Hani dandik amerikan filmlerinde film kahramanı yada yan kahraman abd başkanıyla tanışır da o sahnede "ooo inanamıyorum sayın başkan bu hayatımın en büyük anı" gibi birşeyler söylerler ya, asıl böyle bir sahne tam olarak atatürk'e yakışır, en çok o hak eder.bize ait, bizim öz bağrımızdan çıkmış, karakteri, zekası, milletine duyduğu derin saygı ve sevgisi ve ileri görüşlülüğü tartışılamayacak şekilde ortada olan böylesine muhteşem bir insanı -maddi anlamda- yaşarken görememek, onun çağdaşı olamamak herhalde içimdeki en büyük uktelerden biri olacaktır.

o ki koca bir milleti uyandırıp, bütün pislikleri ve parazitleri vatandan attırmış (gerçi o parazitler ziyadesiyle geri geldiler, saolun devlet büyüklerimiz),hayatı zorluklar ve çileler içinde geçen koca mustafa kemal paşa, emri altındaki bir erini bile azarlamamış, kendisini dev aynasında görerek kimseyi paylama maksadıyla sesini bile yükseltmemiştir. işgal altında iken de düşman komutanlarını esir edip itleri denize döktüğünde bile beyefendiliği terketmemiştir. Kaç lider bu kadar asil olabilmiştir?

Savaş sonrası Viii. Edward atatürk'ün konuğu olarak yurda gelir. Yemekte bizim garsonlardan biri servis yaparken takılıp düşer, elindeki yemek dökülür. ortam birden gerilir çünkü böylesi bir ortamda yapılan bir hata atatürk'ün itibarını zedeleyebilecek durumdadır.Mustafa kemal gayet sakin bir şekilde eddy'nin kulağına eğilir ve şunları der; "Görüyorsunuz değil mi sayın edward?Bu millete her şeyi öğrettim ama uşaklığı öğretemedim"
ismi anılırken hazırola geçilmesi gereken deha.
gerçekte: bir millete önderlik etmiş ve sadece zamanının değil günümüzün liderleri tarafından bile saygı gören, saygıyla anılan insan.

günümüzde: kemalizm adlı çakma dinin allahı haline getirilen ve bu yüzden milletle beraber kurtardığı topraklar üzerinde kurduğu devletin günümüz insanlarının bir kısmı tarafından nefret edilecek duruma sokulan insan.
kurulmuş düzeni yöneten, onun eksiklerini kapamaya çalışan, düzeni sağlamaya çalışan bir yönetici değil, yönetilecek düzeni kuran bir liderdi o. hala arıyouz. eminim bu durumu o da istemezdi.
"Kemalistler" ve "Atatürkçüler" - ki, bugün "ulusalcı" etiketi kullanıyor ve "statüko zaptiyesi" olarak sahneye çıkıyorlar - hem söz konusu evrensel düşünceyi, hem de bir iláha dönüştürdükleri Mustafa Kemal Atatürk'ü baştan sona tahrif ediyorlar.

***

EVET, henüz bir "Mustafa" filmini dahi kaldıramayacak ölçüde "kemale ermemiş" olan ve üstelik, dehşet bir totaliter ruhla "çocuklarınızı sinemaya göndermeyin" çağrısı bile yapabilen bu hazin ve pejmürde zevát her şeyden önce, yukarıdaki "iláh"ı, "put"u, "totem"i yaratmakla, "aydınlama düşüncesi"nin en can alıcı noktasına en baştan tecavüz ediyor.

http://hurarsiv.hurriyet....9073&tarih=2008-11-11
Adres, numara 248, Kordon...
Naim Palas... ikinci kat...
Cumbada oturuyor Mustafa Kemal.

Sevmez fazla yemeği. Leblebi var yine önünde...
Garson titriyor. Çünkü çocuk, Rum.
Sesleniyor Gazi, şefkatli bir ses tonuyla...

"Vre Dimitri" diyor, "gel bakayım.
"Çocuk, "buyur pasam" diyor, ş'lere dili dönmeyen, kırık dökük Türkçesi'yle.
"Sizin Kosti" diyor... işgal sırasında izmir'e gelen Yunan Kralı Konstantin'i kastederek...
-Sizin Kosti, geldi mi buraya?
-Geldi pasam...
-Oturdu mu bu masaya?
-Oturdu pasam.
-Güneş batarken rakı içti mi?
-içmedi pasam.
-E o zaman sormadın mı çocuk, ne halt etmeye almış izmir'i?
1881. entrymi kendisine armağan ettiğim ulu önderdir. bugünlerimizin sağlayıcısı geleceğimizin teminatıdır.
özlenen. şu zamanlarda daha çok özlenen. tapan ya da öyle düşünen zihniyetini sevdiklerimin kurtardığı, kurduğu ülke de laf atması daha çok üzmekte. rahat uyu diyeceğim ama biliyorum..ve daha çok özlüyorum..
kendisine, kendi kurduğu ülkede; saygısızca bile olsa görüşlerini dile getirme hakkını verenin de kendisi olduğu unutulmaması gereken büyük lider.
mustafa nın, vatan şairi olarak bilinen namık kemal e hayran olmasıyla, matematik öğretmeninin ona kemal ismini takmış olmasının tesadüf olmadığı durumun birinci tekil kişisidir.

aynı zamanda namık kemal e, namık ön isminin de şair eşref tarafından takıldığı bilinse birşey kaybedilecek değildir.
her türk'ün vatanını borçlu olduğu kişi.
her lafı birer aforizma * haline gelen üstad.
dünya tarihinin en büyük lideridir. askerlik, devlet adamlığı, devrimcilik gibi bir çok özelliği bünyesinde taşımasıyla da dünyada tektir. emperyalizme atılan en güzel golün sahibidir. atamızdır. önderimizdir. örnek almamız gereken tek insandır.
artık yerine başka birilerinin geçmesinin zamanı gelmiş lider. yoksa uzay çağına 100 sene önceki fikirlerle gireceğiz. chp bile artık bir sürü oku kaybetti ortadan.
Yedi düvele gider yapmış, posta koymuş bir Deli Dumrul. Her şeyini geçtim, hani önderliğini, bizi sürükleyip peşinden götürmesini de o postaları yok mu fütursuzca korkmadan koyduğu... Ulan adam dünya tarihinde ilk defa o zamanın BM'si Milletler Cemiyeti'ne posta koyuyor, şartlarımızı kabul edin, davet edin girelim diye. Hatay'ı isteyen Fransız'a 'Gel de al yiyorsa' diyor, Yunanistan'ın yerinde size biz saldırabilirdik diyen Yugoslav kralına, 'Sizi Allah korumuş' diyor, Mudanya öncesi gerilim yapıp, istanbul'u boşaltmaya yanaşmayan ingilizlere karşı, orduyu izmit'e kadar götürüyor, postayı koyuyor, ingilizler geri vites yapıyor... ve kim bilir daha tarihin kaydetmediği niceleri var. işte ben en çok bu cesaretini ve kararlığını seviyorum onun, çünkü bu kadar dirayetli bir lider göremedik biz ne yazık ki. Dış ilişkilerde hep el pençe divan duran insanlar, emir kulları... işte onun için;

(bkz: hastasıyım)
"Atatürk'ün ölümü yalnız Türk Milleti için değil, onun örneğine çok muhtaç olan bütün Doğu milletleri için en büyük kayıptır."
(ELEYYAM Gazetesi, Şam 1938)
wilson prensiplerii hakkında şu sözleri sözlemiş tarihin en büyük türkü

"kuvvet, şeref ve haysiyetin müdâfaa edemediği haklar, başka hiç bir prensiple müdâfaa edilemez!"

--------------------------

"türkiye cumhuriyeti'nin kurucusu, türklük bilincinin simgesi, ulusal birliğimizin ortak paydası, çağdaşlaşmanın öncüsü atatürk'e sevgi ve rahmetle, türkiye'yi ortaçağ karanlığına, siyasal ümmetçilik batağına çekmeye çalışan din tacirlerine, yabancı servis ajanlarına kısaca türklük düşmanlarına lanet ve nefretle"

"mustafa kemal geliyor aklınıza. gözünüzde, kalbinizde, tüm hücrelerinizde o'nu hissediyor, o'nu daha bir başka tanıyor ve o'nun onur ve gururla, sımsıcacık bir yurtseverlik duygusuyla, türklük bilincinizle bütünleştiğinizi hissediyorsunuz."

(bkz: necip hablemitoğlu)

-----------------------

saat kurtuluş vakti düşmana kan kusturmaya 5 kala mustafa kemal en önde gözlerindeki kıvılcım bütün cepheyi sarmıştı siperden sipere atlıyor ve askerleri taaruza hazırlıyordu ve beklenen an geldi savaşın kaderini değiştiren o meşhur emrini verdi "size ben taaruzu emretmiyorum ölmeyi emrediyorum" sen misin mustafa kemalim ileri diyen işte fırladık siperden sırtına yüklenmiş kahraman seyit 276 kiloluk mermiyi koşuyor bataryasına ateşleri içinden bu mermi denizlere gömecek elizabeti buveti yanıyor bugün anafartalar yanıyor denizler yanıyor dağlar yanıyor!
ingiliz gemisine binip kaçan osman oğullarının anadoludaki isyanlar çok da umurunda değildi.o kadar direnişçi olsalar bandırma vapuruna subaylarıyla birlikte binip anadoluya geçer direnişe katılırdı.dolmabahçe sarayında keyif çatmak tatlı geldi. anadoluya göndermişlermiş sonra da idam fermanı çıkardılar.

bugun fransadaki hanedan torunları bile atatürk olmasa türkiye arabistan olurdu derler ama türkiyede atatürkün değeri bilinmez.iç düşmanlarla savaşıp suikastler atlatmış, cephede dış düşmanla kelle koltukta savaşıp şarapnel yemiş vatdansever devlet adamıdır. saygıyla anarız.
ne ömür yeter anlamaya, ne de göz yeter okumaya...
Ülkemizin kurucusu.Kalbimiz,Herşeyimizdir Atatürk.Biz ona borçluyuz.ATAMIZA BORÇLUYUZ.
o bir milletin vücut bulmuş halidir.söylenecek başka söz yok siz yorumlayın.
hemşehrim olduğu için gurur duyduğum, büyük lider. mernis sisteminde aynen şöyle yazar.

mernis sisteminde aşağıdaki gibi yazarsanız çıkıyor.

t.c. kimlik no sorgulama sonuçları:
t.c. kimlik no: 10000000146

il: gaziantep
ilçe: şahinbey
adı: gazi mustafa kemal
soyadı: atatürk
mahalle / köy: bey
baba adı: ali riza bey
anne adı: zübeyde hanim
cilt no: 10
aile sıra no: 44
doğum yılı: 1881
birey sıra no: 1
cinsiyeti: erkek

belediye meclisi karari
ulu önder 26 kânunisani (ocak) 1933 tarihinde şehrimizi şereflendirdiler. şehrimiz için ebedi bir saadet kaynağı olan bir tarihi günde toplanan şehir meclisi yüce halâskâr için halkımızın taşıdığı sonsuz minnet ve şükran duygularını ifade etmek üzere büyük atatürk'e gazi yurdun hemşehriliğini arz etmeyi kararlaştırdı. ve şu mazbatayı tanzim etti. tarihi yüksek kıymetine binaen aşağıya alıyoruz:
reisicumhur gazi mustafa kemal paşa hazretleri türkiye'nin bânisi ve en büyük milli rehberidir. işgal edilen yurdumuzun istiklalinin temin için milli bir cihat açmış ve milletin başkumandanlığını yaparak türkiye'yi kurtarmıştır. bundan sonra idari, fikri, iktisadi, ilmi, birçok inkılâplar meydana getirerek yurdumuzu mütemadiyen yükseltmiş ve yalnız türkiye'de değil bütün dünyada tarihin en büyük kumandanı, en büyük inkılâpçısı, en büyük ilim ve fikir adamı olarak tanınmıştır.
işgal edilmiş olan gaziantep'te bu mücadele ve inkılâplarda büyük liderin yaktığı ışık arkasından koşmuş, vesaiti harbiyesi olmadığı halde her şeyden evvel tek başına onbir ay mücehhez fransız ordusuyla çarpışmış, şehrin bombardıman edilmesinden, mitralyözlerle taranmasından, hücuma uğramasından yılmamış; fransızlara harben teslim olmamış; bu suretle milli mücadelenin şanlı bir sahifesini yazmış ve tarihe emsali bulunmaz bir kahramanlık namı bırakmıştır.
bunun için büyük millet meclisi bir mustafa kemal'e bir de antep'e gazilik madalyası takmıştır.
gazi halâskâr, gazi şehre 26 kânunusani 1933 tarihinde ilk defa teşrif buyurmuşlardır. gaziantep ahalisinin hissiyatına tercüman olan belediye meclisi bu çok ulvi levhanın hatırasını ebedileştirmek için şehrin fahri hemşehriliğini cumhuriyet halk fıkrasının daimi, umumi reisi olan adaşına arz ve takdim etmeye ve gaziantep cumhuriyet halk fıkrasının bulunduğu bey mahallesi nüfusuna bu kaydı tescil ettirmeğe karar vermiştir.
26 kânunusani 1933