bugün

365 gün tayt giyen kadınlar ve 12 ay beyaz fanila üstü blazer giyen erkekler baya bir sövecek ancak, kalbim kadar temiz bu beyaz sayfaya duygularımı dökesim geldi.

şimdi efendim moda dediğimiz olay ''birader bu sene bunları giyiyoruz'' tarzı bir dayatmadır. paris'de, milano'da normal bir insanın hayatının herhangi bir aşamasında asla giyemeyeceği gubidik, garip tasarımlarını sergiler modacılar. biz erkekler de ''oha karıya bak lan'' diye bu etkinlikleri izleriz. buraya kadar eyvallah, sonuçta büyük çaplı bu defileler zaten modacıların ''tanrım en çılgın benim'' tadında sidik yarışı yapması için düzenlenir.

ancak günlük moda denen illet gayet boktan bir şeydir. bundan 2 sene evvel takım elbise ceketi giyen erkeklere ''ıyyy kıro'' diyen erkeklerin %89'u(saydım tek tek) blazer denen ibrahim tatlıses ceketiyle geziyor sokakta. niye? çünkü moda. ee arkadaş n'oldu kıroluk?

ya da 2 sene öncesine kadar taytı sadece kışları, götü donmasın diye pantolon altına giyen kadınların resmi sokak kıyafeti haline geldi bu zerzevat. niye? çünkü moda.

yine 2 sene(niye taktıysam 2 sayısına) öncesine kadar renkli pantolon giyen erkeklere ''ibne lan bu'' diyen kitlenin götünde kırmızı, yeşil pantolonlar. niye? çünkü moda.

2 tane sikindirik modacı bunları piyasaya sürdü diye insanın şekli şemali, tüm hayat görüşü değişir mi arkadaş? bir de her insanla aynı olmak nasıl bu kadar çekici gelebiliyor ki?
geçen kış izmir kızlarının %75'i siyah tayt, kahverengi uzun çizme ve kahverengi deri ceketle dolaştı. blazer ve beyaz fanila konusuna girmiyorum bile.

belli bir yaşa gelmiş insanların hayata karşı bir duruşu, belli bir tarzı olur ve bu tarz her sene milano defilesinden sonra değişmez.

''ben eskiden de blazer giyerdim hacuuu''
diyebilirsin belki ama, adım kadar eminim ki, blazer demode olsa anında mahallendeki fakir çocuğa verip o senenin moda olan ceketini almaya koşarsın mağazalara.

bir de insanın kendini tanımaması durumu var ki o daha da feci. televizyonda kıvanç tatlıtuğ'da, naz elmas'da kıyafet görüp ''tanrım çok güzel, hemen almalıyım'' diye koşturan tipler.
abicim sen kıvanç değilsin, senin omuz ölçün 3 cm, göbek çevren 3 metre. sende durmaz o ceket.
ablacım sen naz değilsin. senin bacak çevreni yürüyerek gezmeye kalksak yarı yolda mola veririz yorgunluktan. sende güzel durmaz o şort.

klasik geyik var ya ''moda insanın kendisine yakışanı giymesidir.''. hah işte amk, mantık bu kadar basit. her moda olan ürüne tuzla koşmana gerek yok.

ve ve ve bu harikalığı sona sakladım.
yazdan kalan bir felaket var. beyaz üzerine çiçekler böcekler şeklinde şort. hadi yazın zaten şort toplam 2 karıştı, çok göz yormuyordu ama çiçekli tayt nedir arkadaş yaa?
sanki kostümcüler cennet mahallesinde giyilsin diye tasarlamış da dizi yayından kaldırılınca piyasaya sürülmüş gibi. töbe bismillah.

kulağa hoş gelen her tür müziği dinlerim diyen adamla her moda olan kıyafeti alan adamı kafa kafaya tokuştursan, dünya çok güzel bir yer olur.
özellikle geçen kış, bildiğin lastik çizme moda oldu diye bunu giyen kadınları gördükten sonra çok güçlü olduğuna emin olduğum paralellik.
geçen kıştan bir önceki kış, kadınlara desen ki ; "yav, lastik çızma giyseniz ya, maksimum su geçirimsizlik vs. eskek köstek...", ağzını yüzünü... cırmık cırmık ederlerdi, çok afedersin.
ama geçen kış, nasıl bir vahiy geldiyse, tövbe yarabbim, karasından sarısına, pembesinden gül kurusuna, çiçeklisinden ekoselisine, her kadının ayağında, bildiğin, inşaatçıların, çiftçinin falan giydiği "lastık çızma".

http://galeri2.uludagsozl...ik-paralelligi_347125.jpg

kapitalizm sen nelere kadirsin.

not: görsel ararken, bildiğin sarı lastik çizme bulamadım ya la google görsellerde. gelen görsellerin hepsi kadınlar için çiçekli böcekli olanından... vay bana, vaylar bana...

inanmıyorsan bak:
https://www.google.com.tr/search?q=lastik+çizme
kısaca, moda insanların kişiliksizliğini bir nevi örtme yoludur. bütün genellemelerin yanlış olduğunu düşünsem de durum bundan ibaret. insanlar kişilik bakımından öne çıkamadığında modayı kullanırlar.
sokaktaki tüm insanlar birbirine benziyor sanki ördek sürüsü gibi birbirlerinden ayrılmaktan çok korkarak yürüyorlar. sonrada bunun adı moda diyolar.
(bkz: bir modacı kuyuya bi taş attı bütün ördekler arkasından atladı)
insana özlü söz ürettiren paralelliktir.

modaya uymamı isteme benden, buz gibi soğurum senden.
güncel Önemli Başlıklar