bugün

yemek yiyen insanlara sinir olma hastalığıdır.
Nefes alan ya da yemek yiyen insanlara sinir olma haline verilen ad. ve bu hastalık aslında bir beyin bozukluğudur.
Yıllardır mustarip olduğum, çevrem tarafından şımarıklık olarak algılanan fakat aslında nörolojik bir hastalık hastalık olduğunu öğrendiğim iğrenç şeyin adı.
Şöyledir ki, normalde çok sevdiğiniz ve canınızı feda edebileceğinizi düşündüğünüz insanlar;
-ses çıkararak yemek yediğinde
-sakız çiğnediğinde
-çekirdek yediğinde
-tesbih salladığında
-poşet hışırdattığında
-hapşırıp öksürüp boğaz temizlediğinde
-parmaklarını çıtlattığında
-kalem le oynayıp çıt çıt sesler çıkarrtığında
-kendilerine göre normal fakat size gürültülü gelen bir ses tonuyla konuştuğunda
-el veya ayaklarını sürekli aynı şekilde oynattıklarında
-horladığında
-hatta horlamadığında sadece derin nefesler aldığında
Onları öldürme isteğine yol açacak bir nefrete sebep olan bir şey.

Obsesif kompulsif bozuklukla bir bağlantısı olduğu düşünülmekle birlikte, bir buçuk yıllık, doktorun sırf bir dönem ellerimi çok yıkıyordum ama bıraktım demem üzerine başladığı obsesif kompulsif bozukluk "tedavimden" yaptığım çıkarımla ilaç tedavisinin şimdilik bir halta yaramadığını düşündüğüm hastalık. O zaman bilmiyordum misophonia diye bir şey olduğunu ama doktor olacak dallama da bilmiyormuş ki okb deyip geçmişti. Gerçi sonra hastalıktan haberdar bir doktora da gittim ama onun tedavisi de bir halta yaramadı.
Birileri buna acil bir çare bulmalı. Aksi takdirde bu hastalığı yaşayan kişileri örgütleyerek toplu bir katliam yapmayı düşünüyorum.
Saygıarla sözlükçüğüm.

Yıllar sonra gelen edit: bazıları bunu açıklasanız da şımarıklık olarak algılayabilir. Öyle hastalık mı olur yea inanmıyorum ben diyebilir. Evet aq dallaması ben hasta değilim, sen görgüsüzün saygısızın angutun tekisin lütfen sessiz bile olsa nefes alma ve beni uğraştırmadan kendin öl.
birinin yemek yeme veya nefes alma sırasında çıkardığı sesten rahatsız olma, sinirlenme durumudur. psikolojik bir rahatsızlıktır.
Insani hayattan sogutan amansiz bir hastaliktir. Cok sevdiginiz kisiler bogaz temizleme sesi cikardiginda agiz sapirdattiginda dunyanin en kotu insani haline donusturur yillardir muzdarip oldugum her gun allahim al canimi diye yalvarttiran hastaliktir gogsunu daraltir insanin o sesi duyunca ne yapacagini sasirir insan hele birde yapma diyemeyecegi birisiyse...
hastaymışım ya la ben.

bu huyun bir hastalık olduğunu ve hasta olduğumu yeni öğrendim.
eğer böyle bir takıntınız yoksa asla ne hissettiğimizi anlayamazsınız. toplum içinde yemek yemek işkence.
babanızı bile boğdurtur alimallah size.

http://onedio.com/haber/s...-524e8fb60e3d39a22d000004
ben en çok poşet sesi ve tesbih sallama sesine tepki veriyorum.
seneler evvel minibüste yanımda tesbih sallayan adamı sinirden dövme noktasına gelmiştim de, "lütfen artık sallamayın şunu, rahatsızlığım var dayanamıyorum" demiştim.
sallamaya devam etseydi dövebilirdim, o derece bir sinir yapıyor,normalde sakin ötesi bir insanım.
hastalık olduğunu bugün öğrendim.
Insanları kırmama sebep olan iğrenç şey. Üstesinden gelebilen arkadaşların yardımını bekliyorum.
Sahip olduğum hastalık. Hastalık olduğunu da öğreneli 1 hafta falan oluyor. Bende sadece kendimde var zannediyordum, meğerse bir çok kişi bu hastalığa sahipmiş.

Tanım olarak sesten rahatsız olmak, anlamına gelir. Bazı hastalar duydukları sesleri duymazdan gelerek kendilerini frenleyebilirler. Fakat benim gibileri bu sesleri duymazdan gelemez, sinir krizi geçirir. Hatta bir keresinde ağladığımı hatırlıyorum. Tedavisi yoktur. Ya kulaklık takarsınız ya da çevrenizdekilere durumunuzu anlattıktan sonra anlayış gösterir. Başka oluru yoktur.

Örneğin ben, biri sürekli öksürünce, boğazını temizleyince, kızlar çığlık atınca, bir öğretmen sınıfı susturmak için kalemini tahtaya vurunca, biri yemek yerken ağzını şapırdatınca vs. vs. bu tür durumlarda tam anlamıyla kafayı yiyorum.
sanırım sahip olduğum takıntım...

şöyle ki ;

cuma günü* arkadaşımızın bir daveti üzerine biz üçümüzü evine çağırdı. 4 kişi kardeş kardeş yemeğe sofraya oturduk. işte dolma makarna falan filan geldi sofraya. afiyet olsun dendi başladılar...

amk ben başlayamadım yemeğe. gözüm milletin çatal kaşıklarına bakıyor, şu ağız şapırdatma bile o dakikalar için sanki önümde bir pkk'lı anneme küfür ediyormuşçasına sinirlendiriyordu. benim o saniyelerde izin isteyip kalkmamla burnum kanadı tabi*.

gittim soğuk suyla tatbik ettim burnuma durdurdum kanamayı. arkadaşım "noldu lan sikecek gibi baktın bi ara" dediğimde anlattım tabi derdimi. bana bi dal sigara verdi, oturarak içmemi söyledi çünkü başım dönsün kafam rahatlasın diye, kabul ettim içtim aynen de öyle oldu.

enteresandır ki, yemeğe 15 dk sonra bir daha oturduğumuzda pamuk gibi hissetim kendimi. öyle geceyi bitirdik.

kısaca toplayacak olursak böyle nadir de olsa krizlere giriyorum, inşallah bi kaza çıkmaz elimizden.
Tanımlanmış herhangi bir tedavisi yok-muş.
Peki bu durumdan muzdarip insanlar az da olsa bu takıntılarını indirgemek için ne yapmalılar?

Azalacağına artıyor yerlere yatıp ağlayacak duruma geldim bu nasıl bir illet.
Önceleri sadece düzenli aralıklarla ilerleyen seslerden rahatsız oluyordum. Saatin saniye çubuğunun oluşturduğu ses ya da bozuk musluktan akan damlaların oluşturduğu ses gibi.

Sonrasında şapırdama sesleri de eklendi. Şu anda ağız içinden çıkan her türlü ses boyutunda. Hıçkırma, burun çekme, horlama sesleri de var.

işin kötü tarafı müdahale edemediğiniz insanlar oluyor bu hususta. otobüste eti form mısır ve pirinç patlağı yiyen birisi olabiliyor mesela. Çaresiz otobüsten iniyorum.

Yok mudur bir çözümü gerçekten. Tamamen kurtulamam ama en azından indirgeyebilirim belki.
bazılarının hayatını kaosa çeviren hastalık.yaşayana yaşatana hayatı çekilmeze dönüştürür.

az evvel bundan muzdarip olan kişi anlatırken yüz ifadesinden çektiği acıyı hissettim.
Bazen bende de bulunduğunu düşündüğüm hastalık.

Özellikle marul ve salatalık yerken katırt kuturt şeklinde ses çıkararak yiyen insanlara bakışlarımı sabitleyerek bakmama sebep oluyor.

uyurken çok bariz duyulan nefes alış veriş sesi olan insanla aynı odada kat'iyen uyuyamıyorum. kendi nefes alış verişimi onunkine uydurmak zorundaymışım gibi hissediyorum.

tuhaf ama bazen de bunlar beni hiç rahatsız etmeyen şeyler haline geliyor.
hepimizde olabilir.

uykusuzken daha hassas olarak daha çok maruz kalabiliriz.
hayatı gerçekten zindana çeviren bir hastalıktır ve bende olduğunu düşünüyorum. bu hastalık aşırı asosyalleşmeye neden olacak kadar ciddiyet taşıyor. çünkü hasta kişiler , en ufak bir tetikleyici ses ile bile sinirli moda geçerler. bu ses duyulduğunda beyin kaç ya da savaş emrini verir. ya kaçıp kurtulursun o allahın belası sesten ya da o sesin kaynağına nefret kusarsın. işitsel algı bozukluğu olarak da geçiyor ve bir tedavisi henüz yok sanırım. tetikleyici sesler ortak olabilse de bazıları kişiden kişiye farklılık gösterebiliyor. mesela bende olanlar
-ağız şapurdatma ; babacım affet ama sofrada yemeğini yerken kafana kumanda fırlatıp yarasım geliyor çok şapurdatma lütfen! keşke kontrol edebilsem bunu.
-yüksek sesle esneme : o ağzını krater deliği gibi açıp bağırarak esneyen hayvanlar var ya , işte o ağızlarından içeri sıçacaksın bir daha yapmayacaklar.
-sakız çiğneme : sakız çiğnemeyin demiyorum, görgü kurallarına uygun çiğneyin. aşırı tetikleyici bir ses.

-dişlerini yalayarak temizlerken çıkan ses : dişlerini kerpetenle söküp ellerine veresim geliyor.

-horlama sesi : bu hasta olmayanlar için de rahatsız edicidir ama mizofoni hastalarını daha çok sinirlendirir.

derin nefes alma : mesela bu bende yok ama kiminde tetikleyici rol alıyormuş.

-salatalık , havuç , erik vs yerken herkesten fazla ses çıkar ama işin dozunu kaçırıp kırt kırt kırt diye çimento makinesine bağlayan öküzleri ayrı bir döveceksin.

-bebek/çocuk ağlaması : dünyanın en masumlarıdır onlar. hepsine canım feda ama malesef bağırma-zırlama tetikleyici oluyor genelde.

-köpek havlaması/sinek vızıltısı : bende nedense pek rastlanmayan bir belirtilerden biri.

-tırnak kesme sesi : malesef buna da çok uyuz olurum.

-hapşurma/öksürme : özellikle art arda 10 kere hapşuran insanların kafalarını kırma isteği. aşırı tetikleyici ses.
ufak tefek gürültüler ve çıtırtılardan nefret etme hastalığıdır. pek çok kişi bu hastalığının farkında değildir.
ya yok abi yapamıyorum , gerçekten yeter. ne yazık ki bu hastalık insanı asosyalliğe çok fazla itiyor. 20 gündür yurtta yalnız kalıyordum, her şey çok güzeldi. sonra yanımda biri kalmaya başladı. allah belamı öle bir vermiş olacak ki aptal bir gavatla birlikte kalıyorum. çocuğa baksan istanbulun eliti falan. ama gerçekten sikip atıyor kafamı. akşam yemeğine beraber inmemeye dikkat ediyorum , tokum falan diyip geçiştiriyorum. her akşam cips,kraker alıyor . yemeye başladığında direk kulaklığımı takıyorum ve o da dik dik bakıyor . bir gram sikimde değil. ilk önce yiyecekleri vakumlamadan yemeyi öğrenmeli. insaniyetine bir şey diyemem ama cidden geberticem gibi hissediyorum bir gün.

onun dışında allah belamı baya iyi vermiş olacak ki yan odada kalan biri var. sürekli genzinden periyodik sesler çıkartıp duruyor. normal bir öksürme değil , 20-30 saniyede bir ve iğrenç bir tonda kusuyor gibi. yurt müdürünün tanıdığı imiş , gittim sordum müdüre genzinde problem varmış arkadaşın. tedavi parası benden ya da siktir olup başka gezegene git.

bunlar abartı gelebilir ama bu hastalığa sahip olanlar beni çok iyi anlayacaktır. ne kadar bunla yaşamaya beynini alıştırmaya çalışsan da beyin kabul etmek istemiyor. fiziksel bir olay çünkü , işitsel algı bozukluğu , frekans algısı,boktan bir olay.

fiziksel olduğu kadar da psikolojik bir olay. birisi kasıtlı olarak karşınızda sinir olmanız için şapurdatma ve hapşuruk sesi çıkarttığında tahrik olmuyorsunuz , beyin bilincinde oluyor. ama habersiz yakalanırsanız beynin savaş(karşıdaki kişinin ağzına sıç,gözlerini oy) ya da kaç(kulaklık tak, ortamdan uzaklaş) mekanizmalarını açığa çıkarıyor.

en kısa sürede ilaçla tedavi yönteminin bulunmasını ümit ediyorum , ederiz.
Tıpın çaresini bulamadığı orospu çocuğu bir psikolojik hastalık. Temelinde yatan neden kaygı bozukluğu ve okb'dir. Kişiye hayatı zindan eder. işin en ilginç tarafı da rahatsız edici olan bu seslerin çok büyük bir kısmının insan kaynaklı olmasıdır. Doğada insandan bağımsız yaşayan canlıların seslerine asla öfke duyulmaz. Ne bokluk varsa insanda var.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar