bugün

başa gelecek en kötü durumlardan biridir. düşünün yurtta kalan sefil öğrencisiniz, sınıf arkadaşınızın annesi "arkadaşlarını bi gün bize yemeğe getir" demiş, teklife atlamış kurt gibi aç şekilde gitmişsiniz, bir mahalleyi doyuracak kadar zengin bir ziyafete gömülmüş harıl harıl yiyorsunuz, arkadaşın annesi size şefkatle mutlulukla bakıyor, siz anneye minnet duyuyorsunuz, o sırada zeytinyağlı yaprak sarmalarını birer ikişer mideye indiriyorsunuz, ama o da ne? dolmanın içinde dolanmış bi saç mı ne? anne şefkatle bakmaktadır bu arada. sen de minnetle. ulan çıkarsan dünya güzeli anneye ayıp olacak. dur ben bunu bi dilimle ayırayım dersin. saç uzun dolanmış da dolanmış şerefsiz. bocalarsın, çabalarsın, çare yok yutarsın. bize evini açmış o güzeller güzeli anneyi mahcup etmek mi? bin kere olsa bin kere yutarım der avunursun.
zengin kalkışı tabir edilen pozisyon için biçilmiş kaftandır. tez zamanda görüşmek dileğiyle denir yengenin karpuz kesmesi beklenmez arkaya bile bakmadan kaçılır.
benzeri olarak,
(bkz: makarna yaparken süzgeci lavaboya koyan ev sahibi)
(bkz: ben bunu gördüm)
hemen caktirmadan göz ucuyla "acaba kimin kilidir" diye kücük capta bi tarama yapilir ve akabinde de cok ince bir bilek hareketiyle de yemegin icinden cikarilir. hos bi durum degildir. tavsiye edilmez.
sözkonusu ev hanımında saç dökülmesi gibi problemlerin başgöstermeye başladığının kanıtıdır. evin hanımefendisine dermatoloğa gitmesi tavsiye edilmelidir.
ev sahibi farketmişse utandırmamak için idare edilir. şu diyalog yaşanır:

teyze- eyvahhhh kıl mı düşmüş çocuuuuuummmm??
bea- yokk teyzecim şimdi kendi saçım düştü.
teyze- hehhh iyi o zaman.
bea- elinize sağlık, öğğğhhhhhkkkkkkkkk...
yemeğin içinden tırnak çıkmasına milyon kere yeğlenecek şeydir.
yemek bir arkadaşın evinde yeniliyor ise kıl çıktığında en azından diğer yemekleri yiyebilirsiniz, ama tırnak çıktığında elma portakal gibi kabuklu meyveler dışında bir şey yemek mümkün değildir.
çıkan kılın tutulup ev sahibine yedirilmesini gerektiren rezalet. be adam kırk yılda bir misafir gelmiş sana, neden kıllı kıllı yemek verirsin ki. madem yemeği kıllandıracaksın, o zaman meyve soy, kuru pasta falan ver. meşrubatı da ihmal etme.
Daltonlar için geçerliyse; redkittir, sadece pastadan çıkar.Özellikle joe kıl olur bu herife. *
Yemeğe davet ettiğin kişinin kıllık yapması sonucu söylenebilecek ima sözü.
yemek toprak tabakta getirilyorsa ve tabak tam olarak kurumamışsa karşılaşılacak nesne.
en sevmediğim kıldır.
kusmaya sebebiyet verecek saglıksız obje
yemegin iade edilip beleşe yemek yenmesi durumu olabilir. hatta bundan sonra istediginiz zaman orda belese yemek yiyebilirsiniz. * * *
kılın farkedildiği anda çok profesyonelce bir hamleyle tabağın içindekileri o caanıımm, o özenle serilmiş güzeller güzeli yemek masası örtüsünün üzerine dökmeyi, sakarlık süsü vermek için de" ayy, kahretsin, tüh!" gibi nidalarla davranışı süslenmeyi gerektiren durum.
yaşanan durum; saraya gidilir( beyazıt'daki)
a:ıyyyyyy bu bu kıllll. inanmıyorum iğrençççç
b:* hadi ya seninki değil dimi? eminsin! rengi pek benzemiyor harbi ya.
a:ıyyyyyyyyy böööyyykkk. yiyemicem.
c:***en azından uzun.saç kılından başka bir kıl da olabilirdi. bu yönden sevinmen lazım bir nevi.euheuhuehueu
a:ıyyykkkk
çok kıl bir durumdur.
daha da kötüsü vardır. arkadaşınız evinde tavşan, bir sürü muhabbet kuşu besliyorsa ve bunlar kafes haricinde heryerde dolaşıyorsa ayrıca arkadaşınız pek temizlik konusunda iyi değilse ve bir de buna ek olarak bir sürü börtü böcek de çevrenizde dolaşıyorsa yok ya ben aç değilim yeni yemek yedim dersiniz. ama ortamı terk etmezsiniz sadece bir şey yeyip içmezsiniz.
(bkz: kusmamak için kendini zorlamak)
bana ilk düşündürdüğü 'acaba pişmiş midir,yoksa henüz mü düştü' olan başlıktır,zira pişmişse durum pek kötüdür,henüz düşmüşse bi nebzedir alır hemmen çaktırmadan atıverirsin.
- ayşe teyze elinize sağlık çok güsel olmuş çorba.
+ afiyet olsun çocuğum 1 az daha ister misin?
- yok teşekkürler.hı bu arada saçlarınız dökülüyor herhalde.
+ hoi?boi?foi?..
yemekte misafire geçici bir sıkıntı yaratan durumdur. kıl boyu uzadıkça olayın kontrolü de zayıflar; vaziyet anlaşılmasın diye sakince alınması gereken kıl için öncelikle tabağa çatal sokulur ama nafile, kayar meret. son olarak ve hala yiyormuş görünümü vererek kıl parmakla alınmaya çalışılır, fakat parmak tabağa sokulurken kimseye belli etmemek için etrafa saçılan yapmacık gülüşler, saçma mimikler yemekten o kılın çıktığını masaya çıkıp bağırmış gibi ortaya serer sonunda. ve utanç rüzgarı sarar ortalığı*
kılı ağzınızdan çıkardıktan sonra ucundan sarkan çiğnenmiş ** yemek birikintisini ev sahibine doğru salladığınızda daha bir utanılası olan durum
istemediğin ot burnunun dibinden biter özdeyişinin bir örneğidir.
pilav içindeki taşın evdeki en olmadık insana her yemekte rastlaması, misafir için yapılan yemekte her zaman bir aksilik çıkması, en titiz insana hep türlü pisliklerin denk gelmesi gibi misafirlikteyken yemekten kıl çıkması da en sık karşılaşılan durumdur.
atalarımız yemeği yemeye devam edilmesini, kılın sağlığa zararlı olmadığını salık vermişlerdir.
kimseye caktirmadan kil alinip, agir agir yemege devam edilmelidir. ev sahibine doydum mesaji bu sekilde verilebilir. boylelikle ye baskisindan ve yanlis anlasilmaktan kurtulur kisi.
ev sahiplerini üzebilitesi olduğundan farkettirmeden alınmalıdır..