bugün

özlenen, beklenen insanın sesini duymakla mümkündür. sevgilinin sesiyle mümkündür.
ışık hızı aşıldığında mesafeler anlamını yitirir. heryer aynı yer olur.
bazen bir kartpostalda, bazen de bir buse uzaklığında, sevgiden yahut nefretten ötürü uzaklığın anlamının kalmaması durumudur.
richard bach'ın "uzak diye bir yer yok"(there is no such place as far away) isimli romanında işlediği durum.

kitapta yer alan, "mesafeler bizleri gerçek dostlarımızdan ayıramaz, sevdiğimiz biri ile birlikte olmak istediğimizde zaten oradayızdır" cümlesi herkesçe beğenilendir.

varsayımlar:
a)seviyorsan tüm engelleri aşarsın,
b)mesafeler ne kadar uzun olsa da sevgi için anlamsızdır bu.

gerçekler:
a)paran yoksa eğer, sevgi asla sana bir otobüs bileti alamayacaktır.
b)paran yoksa mesafeler uzar da uzar.

c)richard, senin varsayımlarının da, senin de ta !^''+%%&/!
ruhani boyuttur.
uzağa düşen insanları hissetmekle katedilir mesafe. aradaki uzaklık bazen 100lerce km bazen de zamandan mekandan bağımsız olur, yine de emanete sahip çıkılır, yine de herkese karşı kafa tutma gücü verir, her soluk alıp verişte mesafedekilerin ismine takılır, beyin her faaliyetini her hikayesini onların üstüne kurar, geceleri hayal kurmadan uyutmaz hale getirir insanı.. yine de sahip çıkılır, tehlike anında kendini tutkuyla öne atmaktan asla korkmaz yolun başındaki.
Aşıkken olur. Gerçek sevgiyi bulunca olur. Seven yürekler için mesafeler yoktur.
yalnızca gerçekten sevdiğinde olur.