bugün

insanın doğumundan itibaren her saniyeyi, gördüğü, duyduğu herşeyi hafızasına kaydettiği bilindiğine göre, tek sıkıntı olan, bu bilgileri hatırlama yetisini arttıran tekniklerdir.
çeşitli hediyelerle insanların zorla beynini geliştirmek isteyen melik duyar hizmeti.
benzeri için;
(bkz: limasollu naci)
(bkz: flash tv)
(bkz: morsel) *
(bkz: dungeon) *
(bkz: blush) *
(bkz: revenue)*
insanın beynini yiyen bir hizmettir.

(bkz: poster iti)
insanın aklına kazınmış sahnelerden biri daha:

program başlar 15 dakika gösteri yapılır, sıra ürünün tanıtım reklamına gelir ve melik abinin gösterilerinden bir bukle sunulur. bunlardan birinde melik abi panoya 1 ve 0 rakamlarına 100 lerce astırır. kafasına kulaklığı geçirir ve 2 metre mesafeden panodaki sayılara bakmaya ve onları ezberlemye çalışır. bir süre sonra panoya yaklaşır ve hafifçe panoya dayanarak sayıları hissetmeye çalışır. gene bir süre geçer ve arkasını dönerek seyirciye yüzü dönük bir biçimde saymaya başlar sayıları:

101100010110010010010010111001110000110110100110000....

aralar atlanır ve son 4-5 sayı:

10010

seyirci alkış tufanı kopartır.
reklamda oynanacaksa, insanın gözünün görmesi dışında gereksiz olan tekniklerdir. ama bunun yanında garip bir yüz ifadesi, adeta deli bakışı atabilmek lazımdır ki seyirci inansın.
yıllar önce *hbb ve *flash tv'de kafamıza, bir daha hiç unutmamacasına, bazı ingilizce kelimeleri kazıyan programdı. düşünüyorum da hepsi aklımda; dungeon, morsel, posterity, blush... hatta o kavramların ezberletilmesinde kullanılan resimli kartonları bile hatırlıyorum. seyirciler arasından seçilen deneklerin tipini bile hatırlıyorum ulan! üç-beş kelime için boşuna fazla yer kapladınız kafamda. şöyle daha genel bir şeyler öğreteymişsiniz keşke...
yıllar önce bir reklamında anlatırdı melih abi. ışık tv mi neydi kanalda. evet efenim. kelimemiz irritate. anlamı sinirledirmek demek. şimdi resimdeki gibi gozunuzde iri bir adam canladırın. evet canlandırmayanlar için resimde zaten var. sittiretsinler. bu adam bir barda bodyguardlık yapıyor. neyse işte bu adamın adı da ted olsun. tamam oldu. neyse bu irited arkadas (ulan bu da yıldırım kod adlı arkadas gibi oldu ama neyse.) sizi bardan iceri almıyor. işte siz aşşağı o yukarı, rüşvet falan da teklif ediyorsunuz almıyor. abi bi filov cop yapayım yok. ulan sen de insan evladısın gene yok. neyse sizi iyice sinirlendiriyor ve siz oradan bu herife ana, bacı küfrederek ayrılıyorsunuz. ne olmuş oluyor. adam sizi sinirlendirmiş oluyor. neydi kelimemiz hatılayalım. irritate. yani sinirlendirmek. bakın hemen aklınızda kaldı demi. işte bu teknikler devam ederseniz yaklaşık 85 yıl sonra bin tane kelime ezberlemiş olursunuz. saygılar efendim, çok sağolun...
kelime car,
şimdi karlı bir yolda arabanızın kara saplandığını düşünün. çift telaffuz, garantili yöntem.
ayrıca (bkz: de get)
Bir neslin televizyondan en az 5 ingilizce kelime öğrenmesini sağlayan tekniktir. Poster iti, mor sel, iri ted, kazım... Hepsi aklımızda.

Özledik seni Melik abi.
Kazım evet. Kazım. Bi tek bu kalmış aklımda ama sonuçta kalmış.

Uçurum, derin yarık, chasm.

(bkz: Yüzde yüz çalışıyor)
Mor sel kalmis aklimda sehri mor birsel alir bu sel fakirlige sebebp olur gibisinden birseyler anlatiyordu.:)
Ben daha doğru dürüst Türkçe konuşamıyorum kaldı ingilizce. Benim tez zamanda hitabet dersi almam lazım. Yoksa domates, patates ne bulurlarsa konferansta atacaklar üzerime.