bugün

-dolorimetreye baktim: + 1500!-

yorulmanin otesinde bir durumdur mecalin kalmamasi.. cunku yorgunlugunun dinlenmek gibi bir devasi var; uyumak, uzanmak $oyle, hissetmemek..
mecal stokun tukendiyse, bir ba$langic icin, bir yeni bir uyani$ icin artik gucun yoksa; bileklerindeki kesikleri uzattigin radyo anonslari duyuyorsan odanin ortasinda sevi$en bitimsiz bo$luga bakarak, sac tellerini topluyorsan her gun yastigindan ve ayakparmaklarin eksilip cogaliyorsa artik, bir $eyler bitmi$tir.. eksik bir agit oylee dudaklarinda; o da bitik.

$arkilarin anlami kalmadi ve fotograflarindaki sonbaharlardan ba$ka da bir $ey yok yuzumde gezen.. korkuyorum! korkularim gece aya cuklerini gosteriyorlar.. daha birkac dakika once timsah derili iktidar kayi$i ile dovuyordum bendeki seni, suruyup buklelerinden tozlarini yutturuyordum bu evrenin: $imdi hatirladigim kadarsin. bende benimseyemeyecegim bir ben kaldı, sen de tum gercekler kadar yalansin.

hikayelere sofistike finaller duruldu.. kirmizi ba$likli kiz, dipsiz bir ormanda azgin bir kurt tarafindan duzuldu. peter 'sikerim boyle a$kin izdirabini!' diyerek heidi'yi terk etti. jerry'nin olumunden sonra kendini alkole verdi tom.. istanbul sessiz.., cesedi karaya vurdu nemo'nun. kucuk prens buyudu bir du$un: mecal filan kalmadi!

agzimda bir kent kalintisi.. agzimda dunyanin en iri $eyi: adin!: anmiyorum artık onu..
senden bana kalan, kukuletalarini giyip de kirpigine takilan $ap$al yagmur damlalari.. senden bana kalan, acilmasi yasaklanmi$ bir eski $emsiye..

senden bana, benden sana..
cok yoruldum, neyse.