bugün

tüketim kültürü, şöhret açlığı, cinsel doyumsuzluk,cinsel sapkınlık, statü arsızlığı sonucunda ortaya çıkan özenilip de başarıya ulaşamayan ilişkiler bütününe yamadığım bir ilişki türü.

Eminim ki ilkokul arkadaşlarınızı bulmaya, kafa insanlarla tanışmaya, etik değerlere saygı göstererek kaynaşıp hoş sohbete geldiniz.bir o kadar daha eminim ki gerçek hayatta nirvanaya ulaşmış, artık dünyevi şeylerden zevk almayan interneti yararlı amaçlar için kullananlardansınız.

Bence yararlı olmayı basit bir araç olarak kullanıyorsunuz. Esas amaç '' yararlı, saygı, etik ve birkaç teknik'' terim kullanarak karşındakine kendini beğendirebilme. Burada bile insan kabul görmek istiyor, herhangi birisi artıladığında, olumlu bir etiket yapıştırdığında içiniz içinize sığmıyor değil mi? Yoksa yanılıyor muyum? Bir yerlerden aşağı herrisın paşa mı? Diyorsunuz ben sadece bloglarımı yazarım geçerim kendim için varım gibi sözler mi söylüyorsunuz. Evet kabul ediyorum bunu da söylüyorsunuz ama yine psikolojik bir etkileme taktiğinden ibaret. An an dibi görüyorsunuz, çıkmaz sokakların masum veledini oynamaya devam edin.

En başına dönmek ister misiniz? istemeseniz de döneceğim çünkü benim yazım engel olamazsınız sizde gözlerinizi kaydırmadığınız sürece katlanmak zorundasınız ıvır zıvır saçmalıklarıma.

Gerçek hayatta nirvanaya ulaşmış canlımız, kültürel faaliyetler için online bir arkadaşlık sitesine üye olur. Hemen dinlediği müzik gruplarını ( ismini bildiklerini), film afişlerinden ismini gördüğü filmleri yazmaya koyulur, birkaç ünlüden filozoftanda aforizmalar ekler en son olarak siyasi, dini kelimeler katarak tuzunu biberini oluşturur. ikinci basamakta ise bakalım burada online kimler varmış biraz gezinelim havasıyla dolanır ama kesinlikle ilk mesaj attığı kişiye karşı ilgisizdir öylesine bir cümlesi dikkatini çekmiştir ve iyiliğini hoşluğunu soracaktır. Bu kişimiz kızsa rahibe Teresa, erkekse de Mesih kadar sütten çıkmış ak kaşıktır. Ona ne şüphe dediğinizi duyar gibiyim.

internette entelektüel olmak çok basit dimi yada marjinal olmak. Bakıyorum da internet çıktıktan sonra photoshop v.b programlar geliştikten sonra çirkin insan kalmadı. Genetik yarışamaz oldu bu programlarla. Ben bu tiplere avatar güzeli insanlar demekten çekinmiyorum. Şimdi online listelere bakacak olursanız birkaç tipten ibaret, yani anlamadığım bir şey var o avatara kendi fotoğrafımızı koymak adetten olmuş, açık hava müzesi gibi sanki kamuya açık birer kullanım alanıyım diye bağırıyorlar. Hiçbirinizin hak vermesini istemiyorum çünkü orada gördüğüm tüm karakterlerin gözüme batan özelliklerinden bahsedeceğim. Fazla gruplara ayırmaya gerek yok ;

Bu popüler online internet sitelerinde başrolü çekenler;

Ver koyu makyajı, yukarıdan objektife bak dudağını büz, anlamını bilmediğin gotizmden birkaç hal ve hareket sergile bas avatara. Cidden online listesine bakın şunu diyesiniz gelmiyor mu? Aşağıdaki tüm resimler arasındaki yedi farkı bulunuz; bunlar kız versiyonları

Bir de erkek versiyonları var; elinde hançer, orak, arkadan gelen ışıkla yüzü karartma çabaları, Azrail kıyafetiyle can alıcı bakışlar hiç olmadı göze batacak büyüklükte t-shirtteki yazılar yada müzik grubu reklamları ve alkolik olduğunu ispatlayıcı pozlar.

Bunların zıt versiyonları da var ve iki grup birbirini hiç sevmez bilezik küpeli kızlar ve masasından marlboro light sigarası, parlak çakmağı eksik olmayan erkekler. Bunlar hakkında pek fazla bir şey yazmayı düşünmüyorum, parmaklarımın yorulmaması gerek.

Konudan konuya atladım ama buda umrumda değil çünkü bir çıkış yolu yarattım kendime; bir kompozisyon yazmıyorum giriş gelişme sonucu takmıyorum, yazılarım edebi bir değer taşımıyor.

Neyse mesajlarla tanışılmaya başlanıyor.o kadar zekiyiz ki avatara bakıyoruz ve anında psikanaliz yapıyoruz ''hımmm kafa çocuk, hemen yazayım'' bir şeyler. Ulan Freud'un kemikleri sızlar bunu düşünüyorsan. Ama kafa değilse ya Abaza ya da kaşar yakıştırması yapılıyor. ilk başlarda ardı arkası kesilmez mesajlaşmalar oluyor ve durmadan sayfa yenileniyor mesaj geldi mi diye. Yine sorarım sizlere adrenalininiz bu kadar ucuz mu? Esas amaca gelelim. tabiî ki bir an önce msn adresini cebe indirmek. Bunun içinde basit yollar var ''işte buradan akıcı sohbet edilemiyor, ben böyle kesik mesajlaşmayı sevmem'' gibi ama bunu gayet etik yolla yapması gerek. msn versene derse krovari takılmış olur. O kişi yolunu yordamını bulur ve entelektüel bir kimliğe sığınarak söyleyebilir. Genelde işe yarıyor çünkü karşı tarafta bunu bekliyor ama kendini ucuza yedirmemek için böyle entelektüel bir teklif bekliyor. msn'de başlanıyor duraksamadan saatlerce konuşulmaya, senle zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım gibi cümleler yada bir müzik grubu hakkında saatlerce konuşmalar. (Film demiyorum çünkü filmler hakkında konuşmak daha zordur ve iyi gözlemler yapmak gerekir. ) kendi müziklerini dinlemeyen insanları aşağılama içgüdüsünde olup fakat kendi dinlediği bir müzik grubunu da bir başkasının bilmesini istemeyen ilginç kişiliklerimizde vardır.
Hep toplumda ön planda olmak uğruna önerileri bu başrol oyuncumuz verir, başkalarının başarısızlıklarını kendi başarısıymış gibi gösterip bu sanal iletişim zımbırtısında bile statü piramidinde en uç noktaya oturmaya çalışır. ( piramidin ucu sivri dikkat edilmesi gerekir).

msn de saatlerce muhabbetin ardından günler günleri kovalar, her günü jamaisvularla geçer fakat farkında olmaz bu samimi olan msn arkadaşları cicim aylarının etkisiyle her günü alternatiflik olarak adlandırırlar. Artık msn'e girdikleri zaman hep mesgulüm, yokum, yazmayın gibi sözleri yazmayı kural haline getirmişlerdir. En yakın arkadaşları dahi yazsa yüzlerine diyemezler ben şuan için senle yazışmak istemiyorum, başka zaman konuşalım diye. Sadece bir bahane uydururlar yada cevap vermeyip ''aa yoktum ki'' demeyi kurtuluş sanırlar. Artık bu iki kişi sanki birbirlerinin hayatlarından sorumlularmış gibi yemek dahi yemeksizin konuşmayı kutsal bir ibadet yahut vatan görevi başka bir alternatif olarak çalışılması gereken bir ders olarak görürler.
Sonraki aşamada telefon numaralarını alıp vermeler başlar. Bak ne zaman canını sıkılsa derdini anlatmak istesen arayabilirsin mesaj atabilirsin gibi cümleler. Hep bunalım anların temsilciliğini yaparlar. Niye mutlu anlarında konuşalım demezler ki? Ne haber ? ne yapıyorsun? ile başlayan mesajlaşmalar gece yatarken iyi geceler tatlı rüyalar umarım rüyamda seni görürümle devam eder. Konuşmak biraz cesaret istediği için sonraki zamanlarda olması muhtemeldir.
Uzatmak istemiyorum anlamayana davul zurna az misali, kısır döngüden ibaret bir yaşam, sosyalleştiğini sanıp asosyalliğin dibine vuran tükenen bir nesil. Bugünü ve yarını ayırt edilmeyen, hiç kimseye özenmeyen insanlara özenen canlıların oluşturduğu kurmaca bir yapıt. Hatta utanmadan söylüyorum kimi elin kimin neresinde belli değil marazi ilişkiler topluluğu.
Bu modern insanlarımız, görücü usulüne gelenekçilik bağnazlık olarak bakarlar fakat sizce bu iletişim zımbırtıları görücü usulünün kılıfa uydurulup, modern düzene adapte edilmiş hali değil mi?
Bunları boş verin yaşamaya devam edin! eğer sıkılmayıp baştan sona okuyabildiyseniz bir kılıf uydurun ve adını koyun. Biraz olsun düşündürebildim mi? Benim amacımsa sizleri kızdırıp bundan haz almaktı.
O kadar zararlıysam eğer okuma bea birader! hadi egolarımızı mayalayalım biraz