bugün

ingilizler tarafından arap kabilelerine gönderilen casus. kışkırttığı araplar 2 bin türk'ü gözlerini bile kırpmadan katletmiştir. bizim türkler de hacı olma ayağına bilir-bilmez ziyaretine gider, arapların pek bir önem verdikleri lawrence'in müze evini barındıran kâbe eşrafına para yedirirler.

not: lawrence'in müze evi mekke'de, kâbe'nin çok yakınındadır.
kendisi 1930 yılında patlak veren ağrı dağı isyanı 'nın da baş aktörüdür.
1.dünya savaşı patlak vermeden önce arkeolog görünümünde ortadoğuya gitmiş ve bölgedeki insanları,kültürü,yapılaşmayı öğrenmiştir. Bu esnada bölgede 1600 km sadece yürüyerek gezmiş, adeta bölgeyi ezberlemiş, tutkulu ve hırslı biri olan Lawrence, daha sonra orduda irtibat subayı olarak hizmet vermiş ve 1.dünya savaşında yaptığı olağanüstü hizmetler sayesinde albaylık rütbesine kadar yükselmiştir.
Ölümü bir motorsiklet kazası olarak açıklansa da hala muamma olmaya devam etmektedir.
Adı tam olarak Thomas Edward Lawrence'dır.
söylentilere göre o dönemler arap kabilelerinin ingiliz kışkırtmalarına karşı önlem almaya çalışan teşkilatı mahsusa ajanı kuşçubaşı eşref bey, daha yeni osmanlı topraklarına sızan lawrence'ı fark etmiştir.

Kendisini çerkes diye tanıtan ve çok iyi arapça konuşan bu adama arap şeyhi kılığında yakınlaşmaya çalışmıştır. Eşref bey kendisinin çerkes olmasından mütevellit, bu adamın ingiliz muhbiri olduğundan şüphelenmiş ve bir süre kendisini takip etmiştir.

Fakat istanbul'a acil dönmesi geektiğinden bu adamın göz önünde bulunması için üst kademelere gönderdiği raporda; kendine çerkes diyen, çok iyi arapça konuşan sarışın bir zatın arap kabile liderleri ile çok samimi olma çabası içinde olduğundan, bu zatın muhbir olabileceği ihtimalinden bahsetmiştir.

Ama ne yazıktır ki dönemin ittihatçıları tarafından bu rapor kaale bile alınmamıştır.
başarılı ancak fazla abartılan bir film.

http://www.notabilmeyenro...2/lawrence-of-arabia.html
başarılı bir film ancak izlerken ister istemez gerim gerim gerilip "ulan şimdi bizim miydi buralar allah kahretsin nasıl da gitmiş" dedirtiyor.

not:kesinlikle türkçe dublajlı izlemeyin.
rivayet odur ki Hacim MUhittin Çarıklı tarafında tecavüz edilmiştir. Umarım öyledir oh olsun.
uzun olmasına rağmen izleten, 1962 senesine göre üst düzeyde çekilmiş bir filmdir.*
konu olaraksa lawrence üzerinde oluşturulan kolpa havanın idame etmesi için aynı "yalan makinesi"nden çıkmış karalayıcı bir filmdir.

türkleri savaş yaralılarına işkence eden, barbar, acımasız olarak gösterir.
ayrıca o dönemde askere çarık almaya durum yok, uçaklarımızla bedevi peşinde koşmuşuz da haberimiz yok. güleyim bari.

dünyanın en sağlam arşivine sahip ingiliz istihbaratı bu filmin yalan olduğunu elbet biliyor. fakat "sahtekar lawrence"in bir balon olarak şişirilmesi gerekiyordu ve bunu da başarmış oldular.

diyeceğim odur ki, bu filmi izleyin. ama tarihi öğrenmek için değil, tarih nasıl saptırılırmışı öğrenmek için.

(bkz: sahtekar lawrence)
(bkz: richard allington)
(bkz: t e lawrence)
klonları suriyeyi sarmış olan motorcu ajan. noldu piç sana kalmadı değil mi orta doğu?
tokmakçısı arap bir sucu çocuk olan ibnedir. hatta bu tokmakçıya şiir bile yazmış lan.
filmdir.

araplar lawrence'a orıns der filmde.
Türklerin tarihte en çok sövdüğü filmler den birisi kesinlikle bu filmdir. Lakin arapların dangalaklığının göstermesi açısından iyi gerisi fasa fiso. Genede 1 kere izlense fena olmaz. Fikir sahibi olmak açısından.
vakti ile türkiyede gösterilmesi yasak olan film idi . (içindeki türk karakterlerin hep kötü olarak tasviri nedeni ile) filmde arap isyancılarından biri olan ömer şerif aklımda söyle bir cümlesi ile kalmıştı. demiryolu tahrip edilerek durdurulan türk treni şaşkınlık içindeki askerler kümelenmiş saldırganlara karşı çaresizce savunma yapıyorlar.ömer şerif bu durumu görüyor ve allah yardımcıları olsun (bizimkiler için) deyip atını katliama doğru sürüyor.
ibnenin tekidir.
osmanlı'nın hicaz'daki dominasyonunun tek başına amına koymuş ingiliz ajan. övmek için söylemiyorum ama çok kabiliyetlidir.
cemal kutay'ın ''lavrens'e karşı kuşçubaşı'' kitabında 'piç' olarak bahsettiği 1.60 boyundaki ajan. cemal kutay'ın kaynağıda ingiliz yazar ve şair richard aldington'dur. kaynakların birçoğu resmi belgelerden oluşuyor; der. ayrıca lawrence'nin arap bir erkek'le gönül ilişkisi olduğundan da bahseder yukarıda ismi yazılı olan kitapta. akabe ve şam'ın işgaliyle lawrence'nin hiç bir alaksı olmadığından da bahseder aynı kitap.
Tarihin acımasız şekilde çarpıtıldığı filmlerden. Tarih nasıl çarpıtılır sorusuna cevap arıyorsanız şimdiden iyi seyirler. Türkleri barbar, cani ve savaş zekası sıfır bir millet olarak göstermişler. Zamanında nasıl acıdıysa artık bilemiyorum. Tam 3 saat 47 dakika.. Bu kadar vakit öldürmeye gerçekten değecek bir film olduğunu düşünmüyorum. Filmde tek beğendiğim nokta çöl ve bedevilik anlayışını sıkı şekilde yansıtması oldu. Onun dışında gerçekten balon bir film. 7 dalda ödül almış. Jürimiz propagandaya el sallıyor adeta. Siz siz olun filmden uzak durun. Ya da ben fazla milliyetçiyim, bilemedim. Fazla söze gerek yok bu film için.
1962. yapımı thomas edvard lawrence nin yaşamını konu alan oscar ödüllü filmdir.
Filmin yönetmenliğini David Lean yaparken yapımcılığını ise "The African Queen" gibi klasiklere imzasını atmış olan Avusturya kökenli Amerikalı yapımcı Sam Spigel imzası taşır
film ingiliz ajanı diğer bir değişle kasabının yaşamını konu alır ve ingiliz destekli Arapların gerçekleştirdiği katliamlar filmde tüm gerçekliğiyle, çıplaklığıyla seyirciye sunulur. Filmin dikkat çeken öğelerinden bir taneside Cenevre savaş sözleşmesinin uygulanmadığı, yok sayıldığıdır nitekim mehmetçiğe karşı işlenen katliamların başka bir hizağı yoktur . Tüm bunların dışında ingiliz canisi Lawrence yi canlandıran irlandalı aktör Peter 0 Toole nin oyunculuk performansı ayakta alkışlancak cinstendir film kendi zamanında büyük yankı uyandırmış ve oscar almaya layık görülmüştür. Tüm bunların ışığında sonuç itibariyle acı bir gerçeğin beyaz perdeye uyarlamasıdır " Lawrence of Arabia " filmi. Son olarak sözlük formatını aşmadan Sina çöllerinde şehit düşen tüm mehmetçiklerimize tüm içtenliğimle minnet duyduğumu belirtmek isterim olmasaydınız olmazdık.
arapların allah ve peygamberden sonra taptıkları ıbnedır. cok yakısıyorlar.
aptal arapları kandırıp örgütleyen ingilizce casusudur. araplar bir çok türkü öldürmüştür. adına methiyeler yazılmış, şişirilmiştir. yapmadığı işleri hatta başka casusların yaptığı işleri kendi yapmış gibi göstermiş ve arabistanlı lawrance filmiyle pof pof'lamanın zirvesine ulaşmıştır.
araplar hala bunu ve gertrud belle e tapıyorlar, pek çok yere adlarını veriyorlar bizim gerzek ümmetçilerde arap kardeş sanıyor. Filmide acayip zengin bir oyuncu kadrosuna sahiptir. Peter O'tolle yanında ömer şerif, anthony quin, alec guiness sadece bir kaçıdır. Türk düşmanlığıyla dolu bir senaryosu vardır ama araplarıda aşağılamayı ihmal etmez. Lawrence filmde ingilizlerden çok arapları düşünür, araplardan çok bağımsız arap ülkesi ideali varmış gibi gösterilir.ingiliz ordusundan önce şamı işgal eder ve bağımszı devlet kurmaya arap kabilelerini bir millet yapmak için uğraşır ama yağmacı araplar Türkler çekildikten sonra birbirene düşer ve şamı yağmalayıp ingilizlere terkederler,zavallı(!) Lawrence yalnız kalır. (yersen)
arap milliyetciligini bir ingiliz orgutluyorsa silkelim oyle milliyetciligi. bu yavsaklar hala birbirini tutmuyorlar.
(bkz: gazze)
T. E. Lawrence uzerine yapilmis film. 10 dalda akademi odulune laik gorulup 7sini kazanmistir. Araplarin ne kadar da guvenilmez cigersiz insanlar oldugunu gosteren bir film.
Dünyanın en uzun filmi olmakla beraber arap bedevilerinin türk askerlerinin bulunduğu tren vagonunun geçişi sırasındaki hunharlık ve canilikleri en güzel göreceğiniz filmdir.