bugün

filmde insan hakları ihlalleri üzerine müthiş vurgular yapılmıştır. faşizmin nasıl yükseldiği, çocuklara nasıl aşılandığı vb bir çok şeyin açık şekilde ifade edildiği filmdir.
" We won... "
böyle bir filmi bu zamana kadar nasıl olur da izlemem anlayamıyorum. çoğu dram filmi gibi duygu sömürüsü yapmaya çalışmamış. ayrıca komediyle dram resmen dans ediyor filmde. verdiği mesaj ve anlattıkları o kadar güzel ve anlamlıki... duygulanmamak elde değil. helal olsun sana roberto benigni !

--spoiler--
özellikle de alman askerin söylediklerini bir oyunmuş gibi kafasına göre tercüme ettiği sahne bir harikaydı.
--spoiler--
en iyi film, en iyi erkek oyuncu ve en iyi müzik dallarında oscar ödülü almıştır. hayatımda izlediğim en güzel, en etkileyici ilk 3 film arasına rahatlıkla girer.

robert bengini resmen yapacağını yapmıştır. bir insan hangi ırktan olursa olsun 'insandır' ve bu düşünceyi öyle güzel aktarmıştır ki filmden insanlara.

Film bana göre, iki kısımdan oluşuyor. Almanların italya'ya gelmelerinden öncesi ve sonrası şeklinde...
Ama 'traji komik' kavramı ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi.

Ağlaya ağlaya bitti film.
Güzel olduğunu söyleyebileceğim bir film. Ama asla harika ve mükemmel değil. Her zamanki gibi insanlar çok abartmış, overrated yani. Yahudilerin çektiği acıları anlatan bir çok film var, bu da güzel ama sadece o kadar.
gelmiş geçmiş en güzel filmlerden birisidir. inanılmaz oyunculuklar barındırır içerisinde. olaylar karşısında duygulanmamak imkansıdır.

tek eleştireceğim yanı son sahnesinde bağıra bağıra yapılan amerikan propagandasıdır
izlediğim filmler arasında ilk üçte yer alan, ilk yarısını kahkalarla ikinci yarısını gözyaşlarıyla izlediğim etkisinden bir hafta çıkamadığım almanların yahudilere yaptığı katliamı anlatan olağanüstü ve kesinlikle izlenmesi gereken bir film.
http://www.youtube.com/watch?v=_mhsVOhSoBk
inanılmaz güzel bir film.eminim çoğu insanın en sewdiği filmdir ki bu sıfatı sonuna kadar hak eder.izlemediyseniz şu dakikadan sonra izleyeceğiniz ilk film olmalıdır.
Ölmeden önce izlenmesi gereken filmler listesine girecek film mutlaka izlenmesi gereklidir.
uluslararası alanda 30 ödül ve 3 oscar ödülüne layık görülmüştür;
en iyi erkek oyuncu- roberto benigni
en iyi yabancı film
en iyi film müziği
tüm zorlukların içinde umudunu hiç kaybetmeden savaşan bir baba profili var bu filmde. izlemeden ölmeyin.
Sabahın bu saatinde ilk defa izlediğim film. daha önce neden izlemedim diye onlarca kere kendime sormama sebep olmuştur. Film öyle başlar ki, esas kızı tavlamaya çalışan ve bunu esprili yolla başarılı bir şekilde halleden sempatik bir italyanın hikayesi sanırsınız. ama film ikinci yarısında öyle bir hal alır ki, sizi o gülmekten ağrıyan karnınıza ağlamaktan kramp girmesini sağlar. filmdeki birçok replik müthiş. guido'nun savaşı ve toplama kampını oğluna bir oyunmuş gibi göstermesi ve bin puana ulaşmak için harcattığı çaba çok yaralayıcı. en zor durumda bile ayakta kalıp yapman gerekeni yapıp savaşı oğluna bir oyunmuş gibi göstermek en nazi sempatizanının bile kendisiyle ters düşmesine sebep olabilir. filmde genelde aklımda kalanlar.

filmin ilk yarısındaki adamla şapka savaşına girmesi ve her seferinde şapkasını çalıp kaçması.

maria anahtar diye bağırınca anahtarı camdan atan komşudan dora'yı etkileyeceği sırada anahtarı istemesi.

yine dora'yı etkilerken alman doktora sorduğu bilmecenin cevabını muhteşem yere oturtması.

dora'yı eve bırakırken kuru şapka dilemesi ve şapkasını çaldığı adamın guidonun kuru şapkasını guido'ya vermesi.

ve toplama kampında guido'nun oğluna söylediği bütün o günahsız yalanlar.

Ve son olarak tabiki de: Buon giorno, Principessa!
ağlatan film. herkesi ağlatır herkesi.
oturup hüngür hüngür saatlerce ağlatan bir filmdir. masal tadındadır. kesinlikle izlenmesi gereken bir baş yapıttır efendim.
tipik yahudi acındırması filmi değildir. filmin teması ırk üzerindeki baskılar değil, ırkı yüzünden esir düşmüş ve baskı altındaki bir babanın, oğlunu koruması için yaptığı ince mücadeleyi anlatan romantik bazlı bir filmdir. ana mesajın temasında yahudi olup olmamanın bir önemi yoktur. toplama kampındakiler çinli olsaydı, çinliler üzerinden anlatılırdı mesajı olan filmdir.
hayatımda izlediğim en iyi filmlerden biridir. hıçkıra hıçkıra ağlamışımdır. o baba nasıl bir babadır allahım.
orjinal adi life is beautiful olup kesinlikle izlenmesi gerekir.Sevgili ile birlikte izlemeyin.Ağladığınız görebilir, karizma çizilmesin.

(bkz: önce birkaç damla yaş)
bir baba bir oğul'un 2.dünya savaşında yaşama tutunma hikayelerini konu alan nefis filmdir.
amma ve lakin sondaki amerikan propagandası yakışmadı filme.
kendimi ağlamamak için sıktığım film. hayır eğer salıverseydim gözyaşımı rezil olcaktım bizimkilere, ondan sıktım kendimi yoksa hüngür hüngür ağlardım çok güzeldi. başroldeki abimiz çok güzel oynamış çok güldüm vallaha.
Roberto Benigni'nin o sempatik tavırlarıyla içimi ısıtan film. Milyonlarca kez izleyebilir ve ağlayabilirim.
(bkz: hayat güzeldir)
Bir filmin anlatım tarzı ancak bu kadar mükemmel olabilir. Tam bir şaheser.. Güldürüp eğlendirmekle kalmıyor, insana bazı şeyleri kara kara düşündürüyor. Filmin ilk yarısı şairane bir anlatıma bürünmüştü. Herşey güzel, hayatta ona oranla daha güzeldi. Trajikomik hiçbir tarafı yoktu. Çoğu sahneye kahkahalarla eşlik ettim. Ancak ikinci yarısı en can alıcı kısmı. Hem dramayı işliyor izleyiciye hem de o tatlı mutluluğu bir nebzede olsa aktarıyor. Babaların oğullarıyla baş başa izlemesi gereken filmlerden. Fedakarlığın beyazperdeye yansımış hali diyebilirim.

Açıkçası filme önyargılı başladım. Klasik bir yahudinin savaşta yaşadığı şeyler olarak görmekteydim. Ancak filmi açtıktan sonra her geçen saniye beni daha da sarmaya başladı. Çok yaratıcı ve eğlendirici sahneleri mevcuttu. Film bittikten sonra bazı önyargıların bir kez daha boş olduğuna şahit oldum. Huyum kurusun bazı insanlar çay ile kahve ile filme başlar ben önyargı ile başlıyorum. Kurgusu da gerçekten takdire şayandı. Filmin savaş dönemine geçiş kısmı biraz daha uzasaydı belki de kabak tadı verebilirdi. Bu yüzden bir adım daha öne geçti benim için. Roberto Benigni'nin oyunculuğu zaten enfes. Çocuğu için herşeyi ortaya koyan bir babanın filmi bu aslında. izlerken duygulanmamak elde değil. Belki tüm babalar böyle değildir ama babalığın ne demek olduğu bu filmle birlikte çok açık gözüküyor.

--spoiler--

Eğer sonunda ki Amerikan kurtarıcılığı gibi gereksiz bir propaganda olmasaydı tam puan alacaktı. Ama maalesef o bitiş hiç yakışmadı. Tertemiz bir ceketin cebine konan kirli bir mendil edası vardı adeta. Ah keşke ah...

--spoiler--
filmi bitirdiğinde ağlamayanlara, ödül olarak tank veriliyormuş... *
babanın oğlu için yaptıkları, her şeyin bir oyun olduğunu söyleyişi falan çok iyiydi ama acele bir son yazılmış sanki.
güncel Önemli Başlıklar