fr. ölümsüz.
--spoiler--
charly karanlık geçmişine sünger çeker ve suçlardan,suçlulardan uzak durma kuralı üzerine oturttuğu yeni bir sayfa ile hayata döner. nitekim 3 yıl boyuncada bunu hayatını karısına ve 3 çocuğuna adayarak başarı ile gerçekleştirir.lakin o uzak durmak,unutmak istesede geçmiş onun yakasından düşmemeye kararlıdır. marseille’de bir otoparkta açılan ateş sonucu 22 kurşunu bedeninde hisseden charly buna rağmen mucizevi bir şekilde hayatta kalmayı başarır.artık tek gayesi ve amacı intikamdır.
--spoiler--
Roller ve oyuncular cuk diye oturmuduğu harika bir film. 22 kurşunu yiyipte hayatta kalması biraz saçma olsa da Jean Reno bu diyip yakıştırabiliyorsunuz.
6.6'lık imdb puanından da anlaşılacağı üzere vasat bir film.

marsilya daha kötü nasıl resmedilebilirdi?
filmleri imdb oylarına göre sınıflandıranların beğenemeyeceği jean reno filmi. film atmosferiyle, hikayesiyle hoş olmuş. jean reno'nun usta oyunculuğunun da etkisi var sanırım tabi senaryoda biraz havada kalmalar var ama bu filmi kötü yapmıyor. özellikle gerçekten duygulandığım sahneler de oldu, salt aksiyon filmi olarak görülmesin. fransız sineması olması da ölümsüz'ü hollywood türevlerinden ayırmış.
spoiler

imdb'de 6.6 yi görünce elestiriyi basanlar sadece karim karakterinin cenaze töreninin oldugu sahneleri izlesin, biraz feyz alsin, cagan irmak sinemasina biraz dur desin.

spoiler aq.
sabahın altısında izlediğim orta kalite bir film. çok süper değil ama çok da kötü de değil.

jean reno olmasaydı izlemezdim zaten.

--spoiler--

charly matteï kanun kaçağı bir hayattı tamamlayıp hayatında yeni bir sayfa açmıştır. o üç yılda beri rahat bir hayat sürüyor hayatını eşine ve iki çocuğuna adıyordu.bir kış günü sabahı marseille'nin eski bir limanın da geçmişten kalma bir hesaplaşma ile eski günlerinin günahlarını çıkartacak yada hayata veda edecektir.

--spoiler--
22 bullets diye de anılan muhteşem bir film, seyredilmelidir.
güzeldi. klasik jean reno oyunculuğu tabi. yalnız önceki filmlerinde en azından bir sahnede güldürürdü ama bu sefer güldürmedi.
başrolde Jean Reno'nun oynadığı, 2010/Fransız yapımı aksiyon filmi.

22 kurşuna rağmen yıkılmayarak, bizlere malkoçoğlu'nu hatırlatan girişinden tutun da, kötü adamlar tarafından polisin aracına yerleştirilen dinleme cihazının, bir sahnede planı mahvederken diğer bir sahnede adamımızla yapılan anlaşmaya kayıtısız kalmasına kadar sayılabilecek kusurları var elbette. yani, yer yer sıçtığı oluyor. lakin, işin içinde Jean Reno var ve biz tüm bunları tabii ki seve seve görmezden geliyoruz. yalnız kalbimi kıran üç şey var ki bunları söylemeden edemeyeceğim. birincisi, kötü adam Tony Zacchia teyzemin kocasına acayip benziyordu -ki ben kendisinden nefret ederim- o sebeple bu adama iki katı öfkelendim. hal böyle olunca monitörüm tükürüklerimden nasibini aldı. ikincisi, küçük çocuğu kurtaran kötü adam -ki o kadar da kötü sayılmaz- neden öldü ki? çok yakışıklıydı lan, yazık oldu. geri alıp alıp hüzünlendim. üçüncüsü ise; bu güzide filme 6.6 veren imdb, allah senin belanı versin! ha bir de; dostum Jean, yaşlanıyorsun ve bu gerçekten hiç hoş değil. ühü.

aslına bakarsanız konu gayet klasik. kadına, çocuğa, silahsız adama ateş etmeyen, polisle çatışmaya girmeyen bir mafya -bizdeki karşılığı Şener Şen'in canlandırdığı Ali Osman- yani bildiğin kabadayı. gözünü kırpmadan adam vuruyor sonra da ahlaktan bahsediyor, intikam alıyor falan. anlayacağınız, mevzuya yabancı değiliz. aksiyon filmlerinde bolca ekmeği yenilen, bilindik bir konu. fakat tekrar ediyorum, işin içinde Jean Reno var ve bu filmi mükemmel yapmak için yeterli bir sebep.

bunlara 'oha!' demedim de, şuna dedim; http://galeri.uludagsozluk.com/r/l-immortel-170442/
marsilya'da ne kadar çok çöp varmış oğlum. şehrin en işlek caddesini bok götürüyor, belediye yatıyor. ayıp. ama pisliğin ortasındaki velet çok tatlı. kurtarılma sahnesinde yaptığı rol de takdire şayan, ismini bulamadım gerçi. neyse s.ktir et. Hala düşünüyorum, o kadar çöpün orada ne işi var?

övüyor muyum, sövüyor muyum pek belli olmadı ama. benim gibi bir aksiyon tutkunuysanız (peheeey şu tamlamayı da kullandım ya, acayip havalıyım lan) bu filmi kaçırmayın derim. kritik sahnede gerilimli müziği dayıyorlar, tansiyonumu yükseltiyorlar ya hastasıyım oğlum!

repliğe gel; "bedenim bir savaş alanı gibi ama hala ayaktayım. çocuklarımın büyümesini izleyeceğim. elimden geldiğince ailemin yanında kalacağım. saklanmadan, devamlı arkama bakmadan." ve fotoğraf şu; http://galeri.uludagsozluk.com/r/l-immortel-170443/
yapılan yanlış seçimin bir ömre mal olması, kalan zamanında hayallere yer olmaması, sürekli tedirgin bir hayat... çok duygulandım gerçekten, daha fazla yazamayacağım.

-neredeyse unutuyordum, öldürmeyen allah öldürmüyor!
bir leon değil.
ilk defa aksiyonu gerçekten hissettiğim bir aksiyon filmi oldu.belki de 65-70 dakika tam randımanlı heyecan oldu.duygusal anlar ise çok güzel filme yerleştirilmişti.arkadaşlarını tehdit eden psikopat mafya üyesi,reno ve reno'nun çocukluk arkadaşı çok iyi oyunculuklar sergilemişler.

tam türkiye'deki gavatları temsil eden arabic boy'un yeni evlenip oynaşırken kendini spartacus zannettiği karısının önünde gebermesi hoş oldu.

10 üzerinden 9 diyorum.izlediğim en iyi aksiyon filmiydi.tabi kişisel beğeni bu.
jean reno için bile izlenmez.
"dökülen kan asla kurumaz" sözünü akıllara kazımış vasat film.