bugün

nasılki taş devrinden bugüne gelinmesindeki en önemli faktör insan, gelişim ve evrim süreci ise aynen dünyanın sonuda insanlar tarafından getirilecektir. insanoğlu kendi kendini yokedecektir bir gün. bi balonu çok fazla şişirmek gibi...

böylesine açık bir durum varken dünyanın sonunun kıyamet kopmasıyla geleceğini zanneden aciz ve zavallı kitlenin çaresiz ve amaçsız bekleyişi karşısında insan kendine ister istemez soruyor. lan aynı havayı soluyoruz nasıl lan amk ?
sırat köprüsünde selamımı çakarım sana diye cevaplanılası.
evrenin yaradılışını tesadüflere bağlayacak kadar sik beyinli insanların takıntısından öteye gitmeyecek önermedir.
tanrı senin gibi bi insanı da yaratmışsa,kıyamet kaçınılmaz heralde diye sorulası.
(bkz: beğenmiyorsan iran a git)*
belki de ilahi dinlerin tümünün gerçekte kast ettiğinin insanların dünyanın sonunu getireceği olduğunun farkında olmayan, herkesi kendi annesi babası gibi kıt sanan insanların rahatsız olduğu durumdur. aslanım, din nedir insan neden din denen şeyi üretmiştir, dinin üzerinde ısrarla durduğu kavramlar bilimsel olarak nelere tekabül eder bir irdele, sosyolojik olarak çarpılacaksın. sen herkesi gerizekalı, dini de gökten bir anda indirilmiş bir şey sanarsan seninle anlaşamayız biz... din bence son derece kofti bir şeydir ama gökten bir anda inmemiştir. eşşek kadar kültür tarihi var. sakin ol. insanlık tarihinin en akıllı ferdi sen değilsin. sen mevlanadan daha mı akıllısın amına koyayım?
babasının maymun olduğunu savunan kişilerin söylemi. e benim babam da maymun olsa bende kıyamete ve yaratıcıya inanmam. zira akıl ne gezer maymunda.
(bkz: beyin bedava)
not : aynı havayı solumak istemiyorsan anavatanın olan ormana git dostum. ağaçlar muzlar falan...
14 milyar yaşında olan evrenin, 6 milyar yaşında olan genç gezegeninde, 10.000 yıllık tarihinin ilk 6.000 yılını mağaralarda geçirmiş geri kalan 4.000 yılında da en büyük icraatı birbirini öldürmek ve doğaya tecavüz etmek olan insanoğlunun, son yüzyılda fosil yakıtlarla kurduğu medeniyet masalına kanarak, evrene hakim olduğunu sanmasından ibaret büyüklenmesi.
okyanuslarda ki sıcak su akıntılarına dahi söz geçiremiyorsun. onlar olmasa buz çağına döner gezegen. deprem ne zaman olacak, volkan ne zaman faaliyete geçecek bilemiyorsun, kıta levhaları altında yüzüyor, kıtalar üst üste binecek birgün. kaldı ki merkez ısımızdan, güneşe olan uzaklığımızdan, atmosferimizin koruyucu etkilerinden, meteorlardan, kuyruklu yıldızlardan, galaksi yutan kara deliklerden, sistemler ve galaksiler içindeki döngüden, kara maddelerden, anti maddelerden hiç bahsetmiyorum.
evrende insanoğlunun varlığını sürdürebildiği her sanise sayısal lotodan büyük ikramiye kazanmasından daha büyük bir şans. bu kadar büyük bir cehennemvari güç döngüsünün içinde bu kadar nizamlı bir düzen barınabiliyorsa, bu düzenin dizaynırına dua etmemiz gerekir. bizi evrenin rulet masasına fırlatıp, her seferinde doğru yerde durdurduğu için. tek bir dişlinin ileri veya geri hareketi ile kıyametine uyanamazsın bile.
Alıdığı soluktan soğutur insanı.
Aynı havayı solumayın o halde. Gömün kafanızı toprak altına, siz de rahat edin biz de.
sanki zorla yanımızda tutuyoruz deyyusu.