bu ülkede yasalar çerçevesinde her etnik guruba olduğu gibi kürtlere tanınan eşit hakları biliyoruz, birde az bilinen haklarına yani ayrıcalıklarına bakalım;

* elektrik, su faturası ödememe hakkı , güneydoğunun %80 i kaçak elektrik ve su kullanıyor, kalan %20 de bölgede bulunan kamu kurumları ve devlet çalışanlar zaten. bu alışkanlıklarından büyük şehre göçünce vaz geçtiklerini de sanmayın.

* devlet teşvikli gecekondu yapma hakkı. evet diğer azınlıklar ve tabi ki türkler de yapmakla beraber. kürtler bu konuda azınlık değil çoğunluktadırlar hemde uzak ara. isteyen mimarlar odasından gecekondu etnik demografiğine bakabilir. tabi bu gecekonduları zilliyet, imar affı vs gibi seçim yatırımı gibi kılıflarla en kısa süre içinde nakite çevirmektedirler.

* güneydoğulu ağalara peynir ekmek gibi dağıtılan yeşil kart ayrıcalığı. sakın zaruretten alındığı sanılmasın.

* silah, uyuşturucu kaçakcılığı yapma ayrıcalığı. bu paralarla daha sonra otel ve seyahat şirketleri kuruluyor. hatta sloganı bile var, ' bir kilo toz bir otobos'.

* kürt mahallelerin evlerinde ki bahçelerinde haşhaş, eroin gibi 'faydalı' bitki yetiştirme ayrıcalığı. biri kayıt dışı ekonomi mi dedi aranızda?

* 10 çocuk yapıp kaymakamlık ve belediyelere baktırtmak da sadece kürtlere özgüdür. ve bir türk ailesi, ağzı ile kuş tutsa kaymakamlık ve belediyelerden yardım alamazken; kürtler gıda, para ve yakacak yardımı alırlar.. büyükşehirlerde herhangi bir kaymakamlığın kapsınıa gidin orada amaçsızca bekleyenlerin %90'ının kürt olduğunu görebilirsiniz. orada bekleyeceğine gitse çalışsa daha çok kazanır, lakin iti dağda askerimize pusu atarken, o da 10 çocuk doğurarak devletimizin her türlü düzenine pusu atmaktadır.

* diyarbakırda sokaklarda pek hurda araba göremezsiniz, geneli 34 ve 35 plakalı mersedesler, 407ler, navaralar, sorentolar saymakla bitmez. hiç öyle biz açız dergibi bi halleri yoktu.

o kalite araç sahiplerini tek tek çevirip kontrol etseniz. evinde elektrik kaçak, kendisi de yeşil kart sahibidir.

+ karısı da sırtına birde kucağına aldığı çocukları ile kaymakamlık ve belediye kapısında yardım bekliyordur
en önemlisi "kaçak elektrik kullanma" kapitülasyonudur.

varsın onlar kaçak kullansınlar, biz sığırlar öderiz...
yokturdur. Olduğu söylenen maddeler ancak bir görmezden gelme, göz yumma olaylarıdır.
en az 5 çocuk yaparak nüfuslarını 10 yılda arttırıp bir sonraki 10 yılda oy potansiyeilni arttırdıkları ve önümüzdeki 10 yıllık süreçte de oylarını ve nüfuslarını hızla arttıracakları gerçeğini de düşünürsek. canım güzelim memlekette özgürce ve benim batılı kardeşlerimle aynı haklara sahip olarak aynı düzeyde yaşam kalitesi ve standartında oldukları halde, nankörce ve bölücülükle hareketlerde bulunarak ülkeyi bölmeye çalışmaları da ayrı bir durumdur. şimdi başbakan çıkıp en az 3 çocuk dediği zaman kimse kızmasın. aksine şartlar uygun olsa elbette kimse yadırgamaz 3 çocuğu ama şunu da unutmayınız. bizler sığırız 2. mesajda söylendiği gibi. dik başız da aynı zamanda. 1 çocuk yapalım ya da gerek yok yapmayalım ve nüfus oranı düşsün azınlık olarak biz kalalım türkiye olsun kürdiye başında da apo olur demokratik kürt cumhuriyeti de böylece kurulsun. alayının aq.
kürtlere verildiği söylenen kapitülasyonlara rağmen peki neden hala o bölge geri kalmış neden hala o bölgede işsizlik hat safhada bunun için mevsimlik işçi olarak gittikleri bölgedeki çektikleri dram ve yollarda ölümler, neden kendi vatandaşına kurşun sıkmak için korucu oluyorlar yada tehditle olduruluyorlar ve elindeki silahla katliam yapıyorlar (Diyarbekir-yolbulan köyü, Ağrı-otlubayır köyü, Mardin Bilgeköy katliamları ...) teşekkürler verdiğiniz kapitülasyonlar için.
insan olma hakkı.. ama onu bile aralarından çok azı kullanıyor..
ifade özgürlüğüdür. evet onlar türkiye cumhuriyeti devletine hassiktir bile çekebilirken biz bu vatanı çok seviyoruz dediğimizde faşistlikle suçlanıyoruz. onlara tanınan ifade özgürlüğü ne yazık ki biz türklere tanınmıyor. öz yurdumuzda parya muamelesi görüyoruz.
kaçak elektirik, kaçak su, kaçakçılık (bu genellenecek kadar çok değil aslında), yeşil kart, polis tokatlamak tehdit etmek ve linç etmek gibi suçlardan muaf tutulma diye uzatılıp götürülecek en sonunda da bir balya kalınlığında bir defter oluşturacak ayrıcalıklardır. bir de binlerce kişiyi öldürüp ''yaşam hakkımızı da çok görüyurlarbirbiriki12'' diye acitasyon yaparlar. sevsinler sizi.
(bkz: postmodernizm).
(bkz: dolmuşlar)
(bkz: halk otubüsleri)
(bkz: şehir hali)
(bkz: semt pazarı)
(bkz: laleli turist piyasası)
(bkz: zeytinburnu deri piyasası)
(bkz: esenler otogarı)
(bkz: kapalıçarşı)
(bkz: taksim)
(bkz: aksaray)
(bkz: antalya)
(bkz: bodrum)
(bkz: kemer)
(bkz: didim)
(bkz: marmaris)
.

daha da gider bu
türk bayrağı'nı yakma serbestliği...
Okunası ve okundukça doyulamayası konu başlığıdır.
(bkz: rahatsız edici gerçekler)
Zamanında Fransızlara verilenlerde yaşadığımız gibi bunlar da başımıza dert olmaya şimdiden başlamıştır.
hep aynı teraneler arkadaş. bıktık artık bu dar kafalardan. bir kere bu dil dışlayıcı, ayrımcı bir dildir. kapitülasyon, yabancı bir devlete ve onun tacirlerine tanınan imtiyazlar olarak bilinir. dil ayrımcı, dışlayıcı olduğu kadar teknik olarak yanlıştır da. hadi onu geçelim. yıllar yılı hep "aga doğu'da adamlar elektrik parası ödemiyormuş, priketlerin içine tel geçirip elektrik vererek onunla ısınıyorlarmış hatta" diye bir hikaye anlatılır durur. lan bir kişi de çıkıp da diyarbakır cumhuriyetin ilk yıllarında ülkenin en büyük 3. sanayi şehri iken bugün neden 63. sırada diye sormaz mı ya? insanları elektriğe, suya, ekmeğe en temel ihtiyaçlarına ulaşamayacak kadar yoksul hale getireceksiniz uyguladığınız politikalarla sonra da yahu bu adamlar neden bedava kullanıyorlar elektriği diye feveran edeceksiniz, pes! şehirde nerde en pis işler var, nerde ıyyk deyip kaçtığınız işler var hepsini kürtlere düşük ücretlerle yaptırtacaksınız, sigortasız, asgari ücretin bile altında inşaatlara süreceksiniz, fındık toplamak için ucuz işçi olarak kullanacaksınız, her türlü ameleliği insanlık dışı şartlarda reva göreceksiniz sonra "ama onlarda da yeşil kart var" diye masal anlatacaksınız hala öyle mi? şaka gibi!
burs kapitülasyonudur. devlet üniversitelerinde burs almak için yırtınırsınız. ama okulun elindeki listede isimleri önceden işaretli olan kürt arkadaşlarımız altlarında ww jetta araba olmasına rağmen karşılıksız burs alabilirler.

(bkz: adalet bu gecede mi gelmeyeceksin)
30000 den fazla can ve aileleri. yetmez mi?
ülkesinde yaşayan ve çoğunun terörle alakası olmayan vatandaşları düşman gibi kabul edenlerin üretebileceği türden bir husumet sözü.
bugün öğrendiğim yeni bir kapitülasyonu sizlerle paylaşmak istedim efenim. çocuk ultrasonda görüldüğü andan itibaren çocuk bezi pudra vs. maksimum ihtiyaçları devlet tarafından karşılanıyormuş. ayrıca çocuk başına da 150 TL çocuk yardımı alıyorlarmış.

evet bugün ağrıda öğretmenlik yapan eniştemin başlığı görüp bu kapitülasyondan beni haberdar etmesiyle işbu entry hayat bulmuştur.

(bkz: dövlet biğze bağmiyi)
Yazarı alkışlamak gerekir bu durumda kürtlerin TÜRK'iyedeki yaşam koşullarını çok iyi anlatmış söylenecek söz bırakmamış.
yeni bir kapitülasyon daha mevcut kapitülasyonların arasına eklenmiştir.

nevruzu kürt bayamı gibi gösterme ve kutlatma kapitülasyonu.

4650 yıldır türk bayramı olarak kutlanan nevruz son 10 yıldır kürtlerin tekelinde ve onların bayramı gibi gösterilmeye çalışılıyor.
hırsızlık, gasp, tecavüz, toz tipi yüz kızartıcı suçlardan ceza almazlar ayıplanmazlar.
kacak elektrik.
az kaldı vatanımızı bunlara bırakıp gideceğiz daha ne olsun. Ne demiş üstad necip fazıl: öz yurdunda garipsin, öz yurdunda parya !
ilerde başımızı ağrıtacak inim inim inletecek, kapitilasyon değil imtiyazlardır.