bugün

çok anlamlı ve güzel bir haftadır. allah herkesin gönlündekini bu haftanın hatırı hürmetine versin inşallah.
1997-1998 GiBi TANIŞTIĞIM HAFTA. YASADIGIM SEHRIN EN YOBAZ MAHALLESINDE ILK O ZAMANLAR BEZ AFISINI GORMUSTUM "NE DOGUMU, TOPLU DOGUM HAFTASIMI" DIYE UZUN SURE KAFAYI KIRMISTIM COK SONRALARI OGRENDIM GERCEGI.

YOBAZLARIN GOTTEN UYDURDUKLARI ALTERNATIF BAYRAM O MAHALLENIN BASKIN YOBAZLARI SULEYMANCILARLA NURCULARDI ARTIK HANGISI GOTTEN CIKARDIYSA MAYA TUTTU GÖL.
TEBRiKLER ÇAKMA BAYRAM YARATMAKTAKi USTALIĞINIZ iÇiN.
bu ülkede üretilen "malın" dahi haftası kutlanıyorsa dünyada 1 küsur milyar inananı bulunan ve ülkede ekseriyetin inandığı-sevdiği bir "peygamberin" doğum günü-haftası kutlanılması bu derece batmamalı.

adama demezler mi; " lan dalyarak her siki hallettin dert edecek bi' bu mu kaldı ? " * bu derece belli etmemek lazım art niyeti.
Bitmeyen hafta. Kaç haftadır kutlanıyor?
eskiden gün iken şimdi haftadır. sanırım level atlıyor ay olur sonra yıl olur bu.
malesef o'nu anlama adına hala iadrakine varılamamış bir haftadır.
zannedersem de haftalarca, aylarca hatta yıllarca hiç durmadan kutlansa da bazı insanlarca anlamak istenmeyecek olan kutlamadır.
bunu kutlayanlar noelı elestıren ınsanlardır. noel ıse hz. ısanın dogumun kutlanmasıdr. ayrıca mevlıd kandılı neden kutlanıyor. bu kutlu dogum haftası nedır. dını kullanan kopeklerın uydurmasımıdr.
Malum olduğu üzere son yıllarda ülkemizde 14-20 Nisan arası Kutlu Doğum Haftası olarak kutlanıyor. Fakat bu tarih, 2008 yılından beri böyle. 2008'e kadar Kutlu Doğum Haftası 16-22 Nisan veya 20-26 Nisan günleri arasında kutlanmaktaydı. Yani Peygamberimizin doğum günü olarak kabul edilen 20 Nisan günü, hafta ortasına denk geliyor/getiriliyordu.

2008'de yapılan bu tarih değişikliğinin sebebi ise bazı kimselerin bu kutlamaları 23 Nisan'a alternatif olarak görmeleri!
Diyanet işleri Başkanlığı da oluşturulan bu puslu havayı dağıtmak için 2008 yılında 14-20 Nisan arasını Kutlu Doğum Haftası olarak ilan etti.

Daha da eskilere bakarsak Kutlu Doğum Haftası, ilk olarak Diyanet işleri Başkanlığı tarafından 1989 yılında Kameri Takvim esas alınarak kutlanmaya başlandı. Hz. Peygamber'in doğumu, 1989 yılına kadar sadece Rebiu'l-Evvel ayının 12. gecesinde yani Mevlid Kandilinde kutlanıyordu. 1994 yılından itibaren ise 20 Nisan tarihi esas alınarak birtakım etkinlikler düzenleniyor. Son dönem islam alimlerinden Muhammed Hamidullah, Cahiliye Araplarında cari olan nesi (Arapların bazı amaçlarla ayların yerini değiştirmesi) uygulamasını göz önüne alarak yaptığı hesaplamada Peygamberimizin doğum tarihini miladi 17 Haziran 569 Pazartesi (hicretten önce 53. yılın 12 Rebîu'l-Evvel'i) olarak tespit etmiştir. Yani yaygın olarak bilinen şekliyle 20 Nisan 571 değil! Bunu da ilave bir bilgi olarak bir köşeye not edebiliriz.

Hz. Peygamber'in doğumu için düzenlenen Kutlu Doğum etkinliklerinin yanı sıra Mevlid Kandilinde yani Rebiu'l-Evvel ayının 12. gecesinde ayrı bir kutlama da devam ediyor haliyle. Bu arada Mevlid Kandilinin ilk olarak hicretten yaklaşık 350 yıl kadar sonra Mısır'da ve Şii Fatimi Devleti tarafından kutlanmaya başlanmıştır.
Görüldüğü gibi Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri Türkiye'de son yıllarda ortaya çıkan ve Diyanet'in organize ettiği "sosyal" bir faaliyettir. Olaya bu gözle bakmakta büyük fayda vardır. Yoksa Kutlu Doğum Haftası, dinen mübarek/kutsal sayılmış bir hafta değildir! Bu haftaya özel herhangi bir ibadet çeşidi de yoktur!

Hz. Peygamber kendisinin doğum gününü kutlamadığı gibi, ailesi ve ashabı da O'nun doğum gününü kutlamadılar. Tabiin döneminde de bu tür kutlamalar yoktu. Bu durum çok sonraları ortaya çıktı. Yukarıda da yazıldığı gibi bu kutlamaların ortaya çıkış tarihi, hicretten yaklaşık 350 yıl kadar sonrasına denk geliyor.

Kandiller basbayağı dinin bir emri veya tavsiyesi olarak algılanıyor. Bu gecelere özel birtakım ibadetler (namazlar, tesbihler, zikirler) olduğuna inanılıyor. Hocalar tarafından cami kürsülerinde buna dair (olmayan) hadisler rivayet ediliyor! Fakat gördüğümüz kadarıyla Kutlu Doğum Haftasına henüz böyle dini bir kisve giydirilmiş değil. En azından bu haftaya özel ibadetlerin olduğu söylenmiyor. Hatta takip edebildiğim kadarıyla takvimlerde yer alan "Dini Gün ve Geceler" listesinde de henüz bu haftaya yer verilmiş değil. Bu yüzden bu kutlamalara bid'at denilemez. Zira bir şeye bid'at denilebilmesi için bunun mutlak manada bir yenilik değil; dinin iman veya ibadet alanı ile ilgili bir yenilik olması gerekir. Çünkü bid'at: "Hz. Peygamber döneminde görülmeyip onunla amel edilmeyen, bir benzeri olmayan ve islam'dan olmadığı halde sonradan ortaya çıkan; ama ibadet kabul edilen görüş ve amellere" verilen isimdir. Kutlu Doğum Haftası ise muhtelif konular çerçevesinde düzenlenen konferanslar, sempozyumlar, paneller vs. gibi sosyal etkinliklerden ibarettir. Onlar nasıl bid'at kapsamına girmiyorsa bu etkinliklerin de aynı kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Bu etkinliklerde dikkat edilmesi gereken esas nokta, Hz. Peygamber'in doğru bir şekilde tanıtılmasıdır. Fakat üzülerek müşahede ediyoruz ki Hz. Peygamber'in hayatı anlatılırken genelde bir aşırıya kaçma eğilimi mevcut. Ve bunu da "sevgi" kılıfıyla örtbas etmeye çalışanlar var.

"insan sevdiğini yüceltir" mantığı, bir yerde son bulmak zorundadır. Aksi halde bizim yaptıklarımızın Hıristiyanların Hz. isa'ya yaptıklarından ne farkı kalır ki! Onlar da onu öylesine sevdiler, öylesine sevdiler ki önce onun insan olmayacağını düşündüler ve ardından -haşa- tanrı ilan ettiler! Bu yüzden Peygamberimiz aşırı sevgi tezahürleri konusundaki tehlikeyi önceden sezmiş ve ümmetini bu konuda şöyle uyarmıştır;

"Hıristiyanların Meryem oğlu isa'yı aşırı surette methettikleri gibi, sakın sizler de beni methederken aşırı gitmeyiniz. Şüphesiz ki ben sadece bir ku­lum. Onun için bana (sadece) Allah'ın kulu ve resulu deyiniz." (Buhari, Enbiya, 48)

"Ey insanlar! Allah'tan korkun. Sakın şeytan sizi aldatmasın. Ben Abdullah'ın oğlu Muhammed'im. Allah'ın kulu ve resulüyüm. Allah'a yemin ederim ki beni, Allah'ın bana verdiği makamın üstüne çıkarmanızı sevmiyorum." (Ahmed b. Hanbel, 3/153, 241, 4/25)

Dolayısıyla Hz. Peygamberi tanıtırken aşırıya kaçmamak, onu kendisinin de istediği gibi Allah’ın ona verdiği makamın üstüne çıkarmamak gerekir. Evet, Hz. Peygamber'in siyeri yani hayatının her anı, biz Müslümanlar için önemlidir ve öğrenilmelidir. Fakat her konuda olduğu gibi bu konuda da sahih/güvenilir bilgilere ihtiyacımız vardır. Dolayısıyla siyer kitapları konusunda oldukça dikkatli ve seçici olmak zorundayız. Bu cümlelerden sonra "Peki, hangi siyer kitabını okumalıyız? sorusu akla geliyor. Bunun tek bir cevabı var. "kur'an-ı kerim"
Yazarları insan olanların değil, Haliyle insanlar hatadan da münezzeh değiller. Her birinde birtakım yanlışların olması, doğal karşılanmalı. Fakat bunların ötesinde Hz. Peygamber'in bir bütün olarak davasını, mücadelesini her türlü hatadan münezzeh bir şekilde okumak isteyenlerin yegane başvuru mercii ise Allah’ın kitabı Kur'an-ı Kerim'dir. içine tek bir harf bile olsun kul kelamı karışmamış "gerçek bir siyer kitabı" okumak isteyenler mutlaka ama mutlaka Kur'an-ı Kerim okumak durumundadırlar.
şimdi benim anlamadığım genelde islam dinine inanan kişiler kuran-ı kerimi referans gösterip kitap ne diyorsa o doğrudur ötesi uydurmadır derler. misal bu minvalde alevilerin inançları kutsal mekanları kitaptapta yok denilip yok sayılır. peki kutlu doğum haftası kimin uydurması böyle bir şey var mı? yaşım 33 hayatımın uzun bir döneminde böyle bir şey hatırlamıyorum son yıllarda iyice bir gelenek haline geldi öncesinde yoktu türkiye dışında da zaten bilinen bir şey değil.

çünkü neden? açık konuşalım türkiye'de islam diye bir şey yok. türkiye'de islam 3 şeye indirgenmiş daha doğrusu şekillendirilmiş bir islam var. nedir bunlar? namaz, oruç, hac.. islamı bu şekilde kalıplaştıran güç şüphesiz hakim güçtü. örneğin diyelim ben, namaz kılmıyorsam, oruç tutmuyorsam haccada gitmediysem muhtemelen dinsiz imansız biri sayılırım bunun yanında velev ki, böyle bir insan olduğum halde parada, malda, mülkte, yetim hakkında, başkasının emeği üzerinde zerre gözüm yok. beriki tarafta türkiye şartlarında bu 3 altın kuralı harfiyen yerine getirip günlük hayat içerisinde ise sömüren, dolandıran, ticarette her türlü şeyi mübah gören biri ise işin dini kısmında tertemizdir. çünkü insanlara bu öğretilmiş bu söylenmiş. adamın yüzlerce dairesi var, servet almış başını gidiyor ama sokakta aç gezen binlerce insan ise ölüm sınırında şimdi nasıl oluyor da inan bu varlıklı adam küçümencik bir zekatla hayatı vede öbür dünyayı kotarıyor. mülkün bu kadarı tek bir adamın elinde birikmişse bunun adı ticari zeka olamaz bu ancak ve ancak kaptilazmin ve onun en sağlam ayağı olan dinin uydurması bir şeydir ama çoğu kişi bilir ki bu hırsızlıktır.

konuyu toparlayacak olursak eğer ben inaçlı biri olsaydım allahla iletişime geçmiş bir insanın sadece din tacirleri tarafından üretilmiş kutlu doğum günlerine ihtiyacı olacağını hiç düşünmezdim. anlamız yani. saçma. olsa, olsa birilerinin kendi imparatorluğunu güçlendirme hareketidir. çünkü insanlar üzerinde tahakküm kurmuş olan şahıslar gelenekte yaratmak zorundadır hatırlanmak ve güçlerini pekiştirmek için. bu kadar açık, net ve keskin şekilde belirtilmiş üstelik bir kitapta toparlanmış allah'ın buyrukları üzerine bir şeyler koymak olsa olsa komedidir.

ayrıca çok önemli bir husus daha var o da insanların peygamberleri allahtan daha çok sevdiği gerçeği. elbette bu tür ritüellere inanmış kişiler için özel anlamlar taşıyordur peygamberler anlayışla karşılamak mümkündür ama 7 kata semayı yoktan var eden her şeye bu denli muktedir olan bir yaratıcının arka plana düşüp her şeyin peygamberlere maledildiği dinlerin aslında ne kadar dünyevi olduğunu gösteriyor. tıpkı avrupa'nın şapellerini, kiliselerini süsleyen kutsal freskler, sokaklarını donatan heykeller gibi orta doğu'nunda böyle şeylere ihtayıcı var demekki. oysa biz islam dinin bu yönüyle, peygamberin "şüphesiz" bo son gelişi ve kendine olan sarsızlmaz özgüveniyle üvünmüyor muyduk. resimlere, heykellere, lahitlere ihtayıcı olmayan kendini bu denli dünyevi şeylerden arındırmış bir peygamberin ondan 1.400 yıl sonra dünyaya gelmiş küçümencik sulu gözlü, sümüklü bir zavalının yarattığı boş, anlamız ve çıkarları uğruna uydurduğu bir güne mi ihtiyacı var.

belki kızanlar olacak ama işin gerçeği bu. sözüm inanan insanlara kitap net, peygamber temiz ve gösterişsiz, allah en yücesi. ondan sonrası boş.
şuan minibüste gördüğüm bir afişte 5 mayısta kazlıçeşme de kutlama etkinlikleri varmış da e fazla sürdü yani ay olacak nerdeyse.

gün sayısı gittikçe haftadan aya doğru evrilen bir kutlama haftasıdır.
bugün kazlıçeşme semtinde, büyük küçük, anne ve babalarımızla kutlanan mübarek günlerin haftaya dönen hali.

keşke bugünler daha uzun olsa da müslümanlığımızı daha çok hatırlasak ve yad etsek.
rumi tarihi miladi takvimde kutlayan islamist yobazların s.çtığı haftadır...

Şu olayı adam akıllı hesaplayan bir adam da çıkmadı ya neyse...
2014 yılı itibariyle 14-20 nisana denk gelen islam peygamberi hz. muhammed'in doğum haftası olarak kutlanan haftadır.
diyanet bu yıl tema olarak peygamberimiz,din ve samimiyet konusunu seçmiştir.
http://kutludogum.diyanet.gov.tr/
PKK'nın birden bire hatırlayıp 19 Nisan'da kutlayacağız diye ortalığı velveleye verdiği hafta.

Katil olmalarının yanında bir de yüzsüzler.
uydurma bir haftadır.
2002 yılından önce böyle bir etkinlik ya da hafta yokken, akp iktidarıyla beraber dini bir bayrammış gibi gözlere sokulan, mehter takımlı, havai fişekli yapılan kutlamalarıyla tam bir saçmalığıa dönen haftadır.
(bkz: 20 yıl önce kutlu doğum haftası diye bir şey yoktu)
uyduruk hafta.

la kafaya bak 1400 yıl önce doğan adamın ki kesin bir kaynak bile yok ne zaman doğduğu hakkında kutlama yapıyorlar.

bir diğer saçmalıkta ; (bkz: regaip kandili)
kutlu bir hafta.
tivi kanalı bile olan hafta.

http://www.kutludogum.tv/
başbakan ve cumhurbaşkanı tarafından konuşma yapılan organizasyon. Din istismarı diye buna diyoruz işte.
kutlu doğum haftası osmanlıda falan yoktu.
isanın doğum gününe yıl başına dillenenler kutlu doğum haftası icaat etmiş eleştirenlere kızıyor.
onu eleştirmeden önce düşünecektiniz.
madem geri de yaşamak istiyorsunuz geride kalın batının eğlencelerini kendi çıkarlarınıza alet etmeyin.
Öyle ya da böyle anıldığı haftadır.
Sırf öylesine icat edilmesi saygı duyulmayacağı anlamına gelmez. inan için gericilik değildir. Gericilik geri kalmak kız çocuklarının okutulmamasıdır. 13 yaşındaki çocuğun evlendirilmesidir gericilik görmezden gelmektir. Bir öğrenin öyle havlayın. Kimsenin değerine hakaret etmeyin. Yoksa hz muhammedin anılması gericilik değil vefadır. Kendinize gelin saygı duymayı oğrenin azıcık diye zerzenişte bulunmaya neden olan haftadır.
o zaman kimseyi giyinişiyle batıya özeniyorlar ahlak bozuldu. batılıları örnek almayalım diye eleştirmeyeceksiniz yapıyorsanız karşılığını alırsınız.
kutlama nedir batıdan doğan bir eğlence. isa için ve noel içinde geçerli.
noelde eğlenen gençleri ne diye eleştirip durdunuz özenti diye kim özenti şimdi.
biz lisedeyken okullarda kutlanması zorunlu olan haftaydı. adamlar tüm okulu konferansa toplar yoklama alırlardı. nasıl bi' kafaysa artık adamlardaki müslüman olup olmamamız bile umurlarında değildi. bırak isteyen kutlasın isteyen kutlamasın sanane. böyle baskılarla insanları dinden uzaklaştırdıklarının farkında bile değiller. bana göre kutlu doğum haftasına gelene kadar kutlanması gereken bi' ton gün vardır. ayrıca bu tarz dini konuların eğitime bulaştırılması bayram havasında zorunlu bir şekilde kutlanması hiç doğru değildir. sanki her şeyimiz tam da bi' kutlu doğum haftamız eksik kaldı tövbe tövbe...
snradan üretme ve batı özenticiliğidir onu hristianlar çok önceden bulmuştur isanın doğumu ve noel gibi.
ama sözde müslümanlarımız bu günleri eleştirmiş noelde eğlenen gençlere kafir ve batı özentileri demiştir.
şimdi kimin eğlencesini kimden alıp kime özeniyorsun. sen batıya özeniyorsunda senin gibi olmayanlara özenti diye ne hakla dil uzatıyorsun derler.