bugün

(bkz: bkz kuroko s basketball)

2008 yılından bu yana manga olarak yoluna devam ederken, yapımcı abilerimizin; "ulan bunun animasyonu nasıl olur acaba?" kafasıyla giriştikleri slam dunk ayarındaki shounen.
başlangıçta slam dunk esintileri taşıyan ama sonradan kendi yolunu bulan anime/manga. bende tadı damakta bırakarak biten slam dunk'ın boşluğunu doldurmak için başladım ama gayet tatmin edici animesinin ilk sezonu.

ikinci sezonu duyuruldu fakat hala bir ses seda yok. heyecanla bekletmektedir kuroko ve kagami'nin dönüşünü.

ayrıyetten bu animedeki aomine adlı karakterin crossover hareketleri büyüleyici. bir hareketini maç esnasında deneyeyim dedim ama nafile, anime karakterlerinin hızına erişmek imkansız.*
öyle çok araştırma gibi değil, komple kendi yorumum.

basketbol ve komedi animesidir. giriş müziğinin sonundaki siyah arkaplan üzerine turuncuyla yazılmış "the basketball which kuroko plays" yazısı her türlü şeyin arka plan resmi olmaya uygundur. kiseki no sedai(mucize nesil)'nin her üyesinin ayrı bir özelliği ve saç/göz rengi vardır. karakterlerin ( akashi hariç) saç renkleriyle göz renkleri aynıdır. akashi'nin gözlerinden biri sari biri kırmızıdır. animelerin renklendirilmesine çok takıldığım için benim en çok hoşuma giden özellik bu oldu. çizimleri güzeldir ama gölgelerin sadece renkleriyle yetinilmeyip üzerine çizgi çizgi bir gölge koyulması benim hoşuma gitmedi. büyük maçlar yaklaşık üç bölüm sürer.

10 tane ng shuu adlı mini bölümü çıkmış, komik. insanlar genelde gözden kaçırıyor. izleyin onları.

ayrıca, izlediğim ilk spor animesidir ve diğer spor animelerinin kapısını açmıştır.
murasakibara'nın isminin uzunluğuyla boyunun uzunluğunun rastlantı olmadığını düşünüyorum.
akashi'nin nasıl bir karakter olacağını gayet belirttiler ama onun nasıl oynadığını hala bilmiyoruz, ikinci sezonun ne zaman çıkacağını bilmiyorum.

az biraz spoiler:
midorima fazlasıyla gıcık ama tsundere denilen tip o galiba.
kuroko fazla sakin ve bu sinir bozucu, aynı zamanda da komik.
kagami çok değişti.
kise kızların arasında havalı ama erkek ortamında çok yılışık bir tip, onu da böyle seviyoruz.
aomine'ye ne olacak acaba? biri ağzının payını verse de otursa aşağı, aslında aomine karakterine de ayrı bir hayranım, dehşet yetenekli ama çok gıcık ya. nasıl bir ego o?
Teikou ortaokulunun basketbol takımı bir diğer adıyla "mucizeler takımı" olan birbirinden farklı 6 oyuncunun neler yapabildiklerini izleten anime.

Liseye geçtiklerinde her biri farklı liseye gitmiştir. Kuroko'nun gitmiş olduğu lisede "serin" diğer "as oglan" Taiga Kagami ile mucize oyuncuları yenme sevdası ve hırsıyla başlayan seridir aslında. Basketbolu sevdirebilen bir animede diyebiliriz. Bazı şeyler abartı tabiki ama genede izlenilebilesi en yüksek animelerdendir.

"Can do" adı altında çok başarılı bir soundtracklarıda vardır.

http://www.youtube.com/watch?v=ae3qrp6phpq
Kanımca Slam Dunk ile beraber gelmiş geçmiş en iyi basketbol animesi de değil, en iyi spor animesidir. Ortada Hanamichi Sakuragi gibi bir şebek olmasa da başroldeki Kuroko karakterinin masumane duruşunun meydana getirdiği komedi unsurları oldukça eğlenceli.

Gelgelelim bu animeyi bu kadar iyi yapan özelliklere. Bir defa tansiyonu yükseltmeyi çok çok iyi bilen bir anime, maç esnasında izleyiciyi de germeyi çok çok iyi biliyor. Kuroko'nun beklenmedik hamleleri ile kagami'nin hırs ve güç gösterileri ağzı açık bırakacak derecede şaşırtabiliyor. Hikayede "iyi vs kötü" olgusu yerleştirilmiş, ortada yenilmesi gereken bir takım kötüler var.

En önemlisi ise her karakterin bir takım doğaüstü güç gibi lanse edilen stilistik hareket, davranış ve atışları olması. Başroldeki Seirin takımından Kuroko'nun kendini unutturabilmesi, Kagami'nin saçma sapan sıçrayabilme yeteneği, Izuki'nin Kartal Gözü, Hyuga'nın sinirlendirilince makineli tüfek gibi üçlük soktuğu "Gaz Modu", Kiyoshi'nin tek elle ribaund alması gibi.

Dizide "Generation of Miracles" denilen bir grup var. Bunlar ortaokulda 3 yıl üst üste şampiyon olmuş, yenilmemiş bir basketbol takımının oyuncuları. Liseye geçtikten sonra her biri ayrı bir okula gidip birbiriyle rekabet edip hangisinin en iyi olduğunu görebilmek için bir yemin etmişler. Her biri sıradışı bir basketbol yeteeğine ve ek bir kabiliyete sahip. Kise'nin her hareketi birkaç izlemeden sonra kopyalayıp uygulayabilmesi, Midorima'nın sahanın her yerinden ıskalamadan üçlük atabilmesi, Aomine'nin tutulamaz derecedeki çevikliği, Murasakibara'nın gücü ve Akashi'nin her hareketi önceden görebildiği "imparator Gözü" filan.

Çizimler güzel, müzikler şahane ve gaz verici. Karakterler gerçekten çok başarılı. Shingeki no Kyojin ile birlikte son 2 yılın en iyi animelerinden biri.

Bu animeden de iyice anlaşılıyor ki, iyi hikayelerin temelinde hep ilerledikce gelişen ve değişen karakterler var. Karakter değişmiyorsa senaryolar oldukları ile kalıyor, sonuç ne olursa olsun.
çok değerli bir animedir.

kuroko kardeşimi çok çok iyi tanırım. kendisiyle yaklaşık 2 yıldır tanış durumdayız. kuroko kardeşim adamdır, insandır! herkesin beğenisini kazanmıştır. lakin ben bu yçnünden çok dostluğumuza değinicem. hiç unutmam 21 aralık 2011 tarihinde ilk tanışmamız gerçekleşmişti ve beğeniyle takip etmiştim kendimi. bağzılarınn da dediği gibi gözlerimi alamamıştım kendisinden. tek kusuru ise isminin zor telaffuzu idi.

az önce sekreterime bağlatıp kendisine "kuroko kardeşim ben erkan ağabeyin(kendisi bana böyle seslenir) her şeyin iyi hoş da şu ismin çok zor söyleniyor be çocuuum. ameaan, yepmaaa, eyvuaah" diye takılmak istedim. mamafih telefonu kapalıydı ve sesli mesaj bırakma zaruretim hasıl oldu. ancak "eehhh sikerim 20 gündür uludağ sözlükteyiz sesli mesaj bırakmadığımız selebriti kalmadı. elin japonyasının da keyfini ben mi eğliycem" diyerek bu zaruretin ifasından vazgeçtim. yine de sözlük vasıtasıyla kuroke kardeşimi anmak/hatırlamak müthiç bir keyifti.

--spoiler--

sponsorlu link: görsel

--spoiler--
spor animesi sevmeyen biri olarak sevmem bir yana adamlar alt tarafı liseli, hem de birinci sınıf. oynadıkları basketbol nba'de yok ama. ignite passlar, hawk eye, akashi'nin altın renkli gözü falan. kagami desen adam zıpladıktan sonra yere inmesi bütün bölümü alıyor. kagami ve akashi'nin kızıl saçlı olmasını kendime yediremiyorum ama. kırmızı akashi'nin. aka kırmızı demek zaten. gerçi kuro siyah demek ama kuroko'nun rengi açık mavi. aomine'nin gölgesi olarak renklerle hoş bir oyun yapmışlar, o olabilir. söylemeden geçemem, midorima okul formasıyla tam bir havuç! tam bir tsundere olduğu da sezon ikide ciddi ciddi çıktı ortaya. takao tuhaf biraz, neyin peşindesin takao? bir de tatsuya var ve kuroko'nun soyadıyla benzerlik gösterdiği için bunu da kabullenemiyorum, her ne kadar kanjileri farklı olsa da.
ilk sezonu bitirdikten sonra olabildiğince sezon ikiyi biriktireyim demiştim, 8 bölüm dayanabildim. güzel anime. zaten çizimleri de iyi, gölgelerde sıkıntı var ama tarz olarak almaya başladım onu. zaten değişik renklerde saçlar hep hoşuma gitmiştir. fujoshilerin gözdesi bir anime.
the basketball which kuroko plays.
bir slam dunk tadı vermese de izlemesi gayet zevkli bir japon çizgi filmidir. her zamanki gibi "takım çalışması"nın önemi anlatılmaktadır.
kuroko no basuke teiko orta okulunun mucize nesil(kiseki no sedai) takımının liseye geçtikten sonra farklı okullara dağılması üzerine birbirleri ile yarışmalarını konu alır. karakter yapılarını çok severim ve isimler kişilerin karakter renklerinden, soyisimlerin bir kısmı da karakter yapılarından esinlenmiştir.
yazın ilkini izlediğim, şimdi de ikinci sezonunu takip ettiğim anime. ama bu çocuklar 14 yaşında. nba falan yanlarında halt etmiş. iyice büyücülüğe bağladı, basketbol değil bu artık. gerçi böyle daha güzel oldu, sıradan basket isteseydik oturup maçları takip ederdik.
kagami yosen maçında nihai sona girince hyuga'nın repliği yarmıştır.

"daha potaya girmeden arkasını dönüp ilerlemeye başladı! Kimsin sen Midorima mı!?"
ulusal turnuvanın finali üçüncü mevsimin 17. bölümüyle başlamıştır. yürrü be kagami!!!
başladığım 8. bölümde tıkandığım anime. sanırım anime kaldıracak kafam olmadığından. yoksa severim basketboluda animeyide. izleyin.
Hala bitiremediğim animedir. inşallah.
bir spor animesi.
kuroko ve köpeği 2 numaranın boş bakışlarına hasta olduğum animedir. bütün kötü karakterlerin iyi olmasıyla da bi naruto havası sezdirir. kagaminin dönüşümleri candır.
Ispanyolcami gelistirmek icin ispanyolca altyazili izledigim animedir. Ana kahramanin asist kovalayan bi oyuncu olmasi, bu ozelligini kullanmak icin pek cok yonunu gelistirmek zorunda kalmasi yuzden beni oldukca sasirtan bir animedir. Her ne kadar animasyonlarda Kurokonun pozisyonu ?? olarak gosterilse de kendisi saf kan bir pg yani oyun kurucudur. Bu anime'yi izlerken aklima hep Steve Nash gelmistir.
Anime ve basketbol severlerin kaçırmaması gereken bir tecrübe. Kısa soluklu bir eğlence. Rekabetleri seyretmek hobisine sahip biri olarak çok zevk aldım. Aomine daiki en güçlü ve en havalı karakter. Beyblade'deki kai gibi. Durdurulamaz olması hoşuma gitti. Midorima shintarou da üç sayılık atışları kaçırmaması süper gücüyle rakipleri titreten cinsten.