bugün

(bkz: kripteks).
Gizli yazılar, şifreli belgeler bilimi veya incelemesi.
şifreleme bilimine verilen isim.
Şifreleme (Kriptografi) ve şifre çözümü ve analizi (Kriptoanaliz) ile ilgilenen, teknolojinin gelişimiyle paralel olarak öneminin de artacağını tahmin ve ümit ettiğim bilim dalıdır. Ayrıca ODTU'de yüksek lisans eğitimi verilen bilim dalıdır. Yarını görebilen genç dimağlara şiddetle tavsiye olunur.
algoritmaları, matematiksel fonksiyonlardan oluşan şifre bilimi.
rcyavmhkkfsgss'nin ilk notu: bu entry tarafımdan 2 saatte yazılmış olup, feci biçimde teorik bilgi yüklüdür. konuyla ilgisi olmayanların okuması bir boka yaramaz. hem sıkılır hem de söverler. konuyla ilgilenenler için ise hoş blgiler içerdiğini düşünüyorum.

özellikle savaş vs. gibi özel durumlarda özel mesajların emirlerin iletimi için ortaya çıkarılmış yöntem. tarihteki bilinen ilk kriptolu mesajı julius ceasar kullanmıştır. caesar'ın yöntemi günümüzdeki gibi şifreleme makineleri kullanmak falan değil, yalnızca roma alfabesini 3 harf kaydırmaktı. günümüz için düşünürsek;

a-b-c-ç-d-e-f-g-ğ-h-ı-i-j-k-l-m-n-o-ö-p-r-s-ş-t-u-ü-v-y-z
yerine
ç-d-e-f-g-ğ-h-ı-i-j-k-l-m-n-o-ö-p-r-s-ş-t-u-ü-v-y-z-a-b-c

kullanmak, yani "gel ulan buraya" yı "ığo yoçp dytçbç" diye yazmaktır. fakat aynı harf sürekli aynı harfe dönüşeceği için çok güvensiz bir yöntemdir. fakat o tarihte kriptoloji bile oluşmadığından kripto kıracak kimsenin olmadığını düşünürsek, caesar'ın çok işine yaramıştır bu yöntem.

günümüze türk büyülelçiliklerinin mesajlaşmalarında kullandığı yöntem ise biraz daha karmaşık bir tabloyla, yine basit fakat "şifreleme şifresi" bilinmiyorsa kırılması imkansız olan bir yöntemdir. bu yöntemde şuna benzer bir tablo kullanılır. caesar yönteminde uygulanan "kaydırma" tüm tabloda görülür.

*---a--b--c--ç--d--e--f--g--ğ--h--ı--i--j--k--l--m--n--o--ö--p--r--s--ş--t--u--ü--v--y--z

a---ç--d--e--f--g--ğ--h--ı--i--j--k--l--m--n--o--ö--p--r--s--ş--t--u--ü--v--y--z--a--b--c
b---d--e--f--g--ğ--h--ı--i--j--k--l--m--n--o--ö--p--r--s--ş--t--u--ü--v--y--z--a--b--c--ç
c---e--f--g--ğ--h--ı--i--j--k--l--m--n--o--ö--p--r--s--ş--t--u--ü--v--y--z--a--b--c--ç--d
ç---f--g--ğ--h--ı--i--j--k--l--m--n--o--ö--p--r--s--ş--t--u--ü--v--y--z--a--b--c--ç--d--e
d---g--ğ--h--ı--i--j--k--l--m--n--o--ö--p--r--s--ş--t--u--ü--v--y--z--a--b--c--ç--d--e--f
e---ğ--h--ı--i--j--k--l--m--n--o--ö--p--r--s--ş--t--u--ü--v--y--z--a--b--c--ç--d--e--f--g
f---h--ı--i--j--k--l--m--n--o--ö--p--r--s--ş--t--u--ü--v--y--z--a--b--c--ç--d--e--f--g--ğ
g---ı--i--j--k--l--m--n--o--ö--p--r--s--ş--t--u--ü--v--y--z--a--b--c--ç--d--e--f--g--ğ--h
ğ---i--j--k--l--m--n--o--ö--p--r--s--ş--t--u--ü--v--y--z--a--b--c--ç--d--e--f--g--ğ--h--ı
h---j--k--l--m--n--o--ö--p--r--s--ş--t--u--ü--v--y--z--a--b--c--ç--d--e--f--g--ğ--h--ı--i
ı---k--l--m--n--o--ö--p--r--s--ş--t--u--ü--v--y--z--a--b--c--ç--d--e--f--g--ğ--h--ı--i--j
i---l--m--n--o--ö--p--r--s--ş--t--u--ü--v--y--z--a--b--c--ç--d--e--f--g--ğ--h--ı--i--j--k
j---m--n--o--ö--p--r--s--ş--t--u--ü--v--y--z--a--b--c--ç--d--e--f--g--ğ--h--ı--i--j--k--l
k---n--o--ö--p--r--s--ş--t--u--ü--v--y--z--a--b--c--ç--d--e--f--g--ğ--h--ı--i--j--k--l--m
l---o--ö--p--r--s--ş--t--u--ü--v--y--z--a--b--c--ç--d--e--f--g--ğ--h--ı--i--j--k--l--m--n
m---ö--p--r--s--ş--t--u--ü--v--y--z--a--b--c--ç--d--e--f--g--ğ--h--ı--i--j--k--l--m--n--o
n---p--r--s--ş--t--u--ü--v--y--z--a--b--c--ç--d--e--f--g--ğ--h--ı--i--j--k--l--m--n--o--ö
o---r--s--ş--t--u--ü--v--y--z--a--b--c--ç--d--e--f--g--ğ--h--ı--i--j--k--l--m--n--o--ö--p
ö---s--ş--t--u--ü--v--y--z--a--b--c--ç--d--e--f--g--ğ--h--ı--i--j--k--l--m--n--o--ö--p--r
p---ş--t--u--ü--v--y--z--a--b--c--ç--d--e--f--g--ğ--h--ı--i--j--k--l--m--n--o--ö--p--r--s
r---t--u--ü--v--y--z--a--b--c--ç--d--e--f--g--ğ--h--ı--i--j--k--l--m--n--o--ö--p--r--s--ş
s---u--ü--v--y--z--a--b--c--ç--d--e--f--g--ğ--h--ı--i--j--k--l--m--n--o--ö--p--r--s--ş--t
ş---ü--v--y--z--a--b--c--ç--d--e--f--g--ğ--h--ı--i--j--k--l--m--n--o--ö--p--r--s--ş--t--u
t---v--y--z--a--b--c--ç--d--e--f--g--ğ--h--ı--i--j--k--l--m--n--o--ö--p--r--s--ş--t--u--ü
u---y--z--a--b--c--ç--d--e--f--g--ğ--h--ı--i--j--k--l--m--n--o--ö--p--r--s--ş--t--u--ü--v
ü---z--a--b--c--ç--d--e--f--g--ğ--h--ı--i--j--k--l--m--n--o--ö--p--r--s--ş--t--u--ü--v--y
v---a--b--c--ç--d--e--f--g--ğ--h--ı--i--j--k--l--m--n--o--ö--p--r--s--ş--t--u--ü--v--y--z
y---b--c--ç--d--e--f--g--ğ--h--ı--i--j--k--l--m--n--o--ö--p--r--s--ş--t--u--ü--v--y--z--a
z---c--ç--d--e--f--g--ğ--h--ı--i--j--k--l--m--n--o--ö--p--r--s--ş--t--u--ü--v--y--z--a--b

evet yaklaşık 40 dakikada tabloyu hazırladıktan sonra, devam edebiliriz. şimdi efendim tüm türk büyülelçiliklerinde aynı kitapların aynı baskılarından bulunur. örneğin "paulo coelho"nun "zâhir" isimli kitabının "ayşegül hatay" tarafından çevrilip "can yayınları" tarafından piyasa sürülen romanının "9. baskısı"nı ele alalım. şimdi yukarıda belirttiğim "şifreleme şifresi" burada devreye giriyor. şöyle ki;
bu elçilikler arasında direkt olarak elden ulaştırılan ve bütün yıl boyunca her gün için hangi katabın kaçıncı sayfasından kaçınca cümlenin kullanılacağı içeren bir "şifreleme şifresi" mevcuttur. sonrasında ise şöyle bir yöntem izlenir.
örneğin o günlük şifremiz " zâhir'in 86. sayfasının ilk cümlesi" olsun. bu şöyle bir cümle "stepler neye benziyor diye soruyorum".
göndereceğimiz şifre de şu olsun.
"hede sözlük diye bir sözlük açılmış duydunuz mu"

şimdi yapacağımız şey şu, göndereceğimiz cümlenin altına şifreleme cümlemizi ardarda yazıyoruz.

hede sözlük diye bir sözlük açılmış duydunuz mu
step lerney eben ziy ordiye soruyor umsteple rn

buraya kadar anlaşıldı sanırım. sonra da tablomuzu inceliyoruz. örneğin "h" harfi "s" harfiyle şifrelenirse ne oluyormuş bakıyoruz. neymiş, "h" oluyormuş. nasıl olduğunu anlamayanlar için açıklayayım. sol sütunda "h" harfine bakıp o hizada "s" harfini bulun ve yukarıda hangi harfe tekabül ettiğine bakın. şimdi bu yöntemle tüm cümleyi şifreleyelim.

"hmyi pkönfi yndi uvd şzctzö öigghdu oornfanç cö" haline geldi. gördüğünüz gibi cümlemiz son derece garip bir biçimde şifrelenmiş oldu. örnek olarak şifrelediğim cümledeki iki adet "sözlük" kelimesinden birinin "pkönfi" diğerinin ise "şzctzö" diye şifrelenmiş olması ise bu şifrelemenin kırılamamasının sebebi işte. haa karşı taraf ne yapacak? onlarda aldığı bu şifrenin altına gene aynı şekilde "şifreleme şifre"mizi yazacak ve onlar tabloyu ters olarak yani yukarıdan bakıp sol tarafa ulaşarak kullanacak ve çevirilerini yapacak.

rcyavmhkkfsgss'nin özel notu: şayet buraya kadar gerçekten okumuş ve üşenmemişseniz biraz daha ek bilgiyi hak ettiniz demektir. ben tabloyu oluştururken gene "caesar" ın yöntemiyle 3 karakter kaydırarak oluturdum. normalde bu tablolarda da ilk satır random bir şekilde oluşturulup sonra o dizilim kaydırılır. o da kırılma işine tamamiyle imkansız hale getirir. hoş, "şifreleme şifre"si bilinmedikten sonra kırılma gerçekten imkansızdır ama en azından şu yapılıyor. cümleler "nokta", "virgül", "soru işareti" falan tamamiyle bitişik yazılıp, her kelimeden sonra bir özel işaret de belirlenip (& gibi) tüm bunlar da listemize eklenebilir. işte o zman tüm şifreler aralarında hiç boşluk vs. olmadan gönderilir ki bu da;
"dşlkshfasdkfşlncajdkhsfacvljhfvlask.afdrbhyrdhdfgbhdhbg" tarzı şifreler gönderip almamıza olanak sağlar. bu şekilde gönderdiğimiz şifredeki kelimelerin kaç harfli olduğunu vs. de saklamış oluruz, bu da güvenliği en üst düzeye çıkarmamızı sağlar. *
başlıca şifreleme yöntemleri: ADFGVX | Affine | Alberti | Atbash | Autokey | Bifid | Book | Caesar | Four-square | Hill | Keyword | Nihilist | Permutation | Pigpen | Playfair | Polyalphabetic | Polybius | Rail Fence | Reihenschieber | Reservehandverfahren | ROT13 | Running key | Scytale | Smithy code | Solitaire | Straddling checkerboard | Substitution | Tap Code | Transposition | Trifid | Two-square | VIC cipher | Vigenère.
bilgisayar mühendisliği öğrencilerinin 3. veya 4. sınıfta gördüğü derstir. zor olmamakla birlikte kolay da değildir.( (bkz: bu ne amk)) iyi derecede matematik isteyen bir konu olup temelde verilerin göründüğü gibi görünmemesini irdeler.
devlet bahçeli'nin ilgilenmesi muhtemel bilim dallarından biri.
insanların dan brown, adam fawer gibi, son zamanda acayip popüler olan tiplerin kitaplarını okuduktan sonra yakalandıkları hastalıktır efendim. allah tez elden şifa versin diyoruz. zira, öyle her beynin kıvırabileceği türden bir şey değildir. biraz paranoya ve takıntılı olmayı bile gerektirir...
lisede okuduğum yıllarda araştırdığım bilim dalı. şimdilerde ise yavaş yavaş kendimi geliştirdiğim bilim dalı olmuştur.
çok fazla olmasa da ilgimi çeken bilim dalı aslında adımda da anlaşılabilir.
şifreleme bilimi.

bir türk dışişleri kriptosu örneği.

görsel
ygs 2011 sonrası okul müfredatlarına girip, ders olarak okutulması gereken bilim dalı. velev ki iddialar doğru, haksız rekabet olmasın.
Dekanın tanımını yapıp gerisini siz öğrenin dediği bilim dalı. Sayesinde ençok araştırdığım konular arasında listeye girmiş bulunmakta.
melekler ve şeytanlardan sonra herkesin heves ettiği matematik alt dalı. zeka gerektirir. bide cesaret.
Bir şifre bilimi olan Kriptoloji bilginin belli bir sisteme göre şifrelenmesi ve bu bilginin güvenlikli bir ortamda alıcıya iletilmesiyle uğraşır. askeri kurumlardan, kişiler arası veya özel devlet kurumları arasındaki iletişimlerden, sistemlerin oluşumunda ve işleyişindeki güvenlik boşluklarına kadar her türlü dalla alakalıdır.
şifrelenmiş bilgi bilimidir. şifreler sayı, yazı, resim, çizim, aşyaların düzeni gibi aklınıza gelebilecek her türlü insan eliyle düzenlenebilen objelerle şifreleyebilirsiniz. tabiyki bir de çözüm anahtarı olmalı.

hobi olarak yıllardır uğraştığım ilimdir ayrıca. bulmaca çözmek gibi...
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar