bugün

Şehirler arası otobüs ve uçak yolculuklarında koltuğu umarsız bir çocuk gibi kucağıma kadar yatıran düşüncesizlere yaptığım 10 kusurlu hareketten biridir. Kusuruma bakmasınlar. Yatırılmış koltuğun arkasına bacak sıkışmış süsü verilerek bir kaç darbe yapıldıktan sonra koltuk kullanıcı tarafından dik konuma getirilir. %90 başarı sağlar. Benzeri bir durumdan şikayetçi olanlar için tavsiyemdir.
(bkz: ayakta ölmek diz üstünde yaşamaktan yeğdir)
koltuğu geriye yatıran kişinin dizlerinizi rahatsız etmesinden daha kötü olmayan durumdur.
etkiye tepki vermektir. eğer koltuğu hala düzeltmiyorsa çok daha fena şeyler olabilir.
gereğini yapmaktır.

düşüncesizce ve hunharca koltuğunu geriye yatırırsa, benim de dizimle onu düşüncesizce ve hunharca rahatsız etmek en doğal hakkım. ama dizinizi hep sabit tutmayın. hani arada çekin böyle, baskıyı azaltın. sonra tekrar girişin. rahatsız olup koltuğunu insan boyutlarına getirenler oluyor. ama ben hiç siklemeyip uykusuna devam eden piçler de gördüm. rahatlarını hiç bozmuyorlar lan. bi ara hırs yaptım adamı yolculuk boyunca rahatsız ettim, bana mısın demedi. hırstan ağlıycaktım.

neyse bu konuda doluyum, daha fazla konuşmak istemiyorum. *

edit: alınmayın. üzülürüm.
(bkz: öyle göte böyle yarak)
o an ki sevimli öfkenin dışa vurumudur. bir süre sonra işe yaramazsa dizle daha güçlü darbeler vurulur.
artık diz acımaya başlar ama öndekinden tık yoktur.
zaman ilerledikçe kaderine teslim olmanın her iki taraf için daha yararlı olacağı düşünülür.
ama önünüzdeki o umursamaz insanın herhangi bir şekilde bu işten yarar sağlamasını kendinize yediremeyeceğiniz için,
vurmaya devam edilir...
belki onun da önündeki dibine kadar yatırıyordur, o da bunu yapmaya mecbur kalıyordur. ama olsun gıcık olduysan vuracaksın arkadaş.
boyunuz uzunsa ideal davranıştır.
"pardon mümkünse koltuğunuzu biraz öne alabilir misiniz rahatsız oluyorum." demek yerine yapılandır. herhalde ikisi de aynı sonucu veriyor. ben önümdeki elemanı söz ile nazikçe uyardığımda hemen doğrulmuştu yerinden. tabi sizinkisini bilmem belki insan değildir, hayvandır önünüzdeki. itilmekten anlıyordur.
önünüzde oturan bayansa gereksiz eylem...
şöyle bir "ohhhh" diyin, sizi ruh hastası sanıp hemen koltuğu düzeltiyor... şikayet edilirseniz feci dayak olabilir ama...
dizle rahatsız etmekten öte tam koltuğu yatıracağı sırada dizinizle müdehale edebiliyorsanız aptalca davranışlarını izleyebilirsiniz bu kişinin. "ya koltuk yatmıyor geri. bozuk koltuğu vermişler. ne biçim şirketsiniz" gibi konuşmalara tanıklık edebilirsiniz.

not: 3-5 te kendim birşey demek istiyorum. ulan it, mağaradan mı çıktın sen. insan bir bakar arkasındaki adama. 1.90 lık bir adamın o ufacık yere sığmasını nasıl bekliyorsun. bir de 1-2 saatlik bir yolculukta değil. denizli-istanbul arası 10 saat. 10 saat boyunca ben senin keyfini mi çekeceğim. zaten and içtim bu sefer yatırmasına izin verip vuracağım koltuğa ikide bir. gece yolculuğu zaten napıyorsun derse de artık çarşı karışır hemşerim.
yapılması gerekendir. zira yol boyunca ziplenmiş kalırsınız.
mantıklı bir hak göremediğim davranıştır. öndekinin koltuğu yatırınca başını kucağınıza yaslamasının suçlusu önde oturanda değildir. otobüs üreticilerinin aradan geçen 30 sene içerisinde karoser uzunluğunda bir değişikliğe gitmemesidir buna sebep. suçlu aranacaksa otobüs üreticilerinde aranmalıdır.

elin avrupalısı 16-20 saat otobüs yolculuğu mu yapıyor ki seni düşünüp ülkene uygun otobüs üretsin? adamların otobüsü dizaynındaki amaç turizm firmalarının (tur firmaları diyelim buna biz) yolcu kafilelerini gün içerisinde 3-5 saat uzaklıktaki turistik bölgelere, tarihi kalıntılara ya da en fazla dini yerlere götürülüp getirilmesi esnasında rahat ettirilmesi. uzak mesafeye ya uçakla ya da trenle gidiyor herifçi oğlu. senin gibi en uzak yere dahi karayolu taşımacılığıyla gitmiyor ki.

30 sene içerisinde otomobillerin uzunluk ve genişliklerindeki değişime bir bak, bugünün kompakt sınıf oto boyutları 30 sene öncesinin üst orta sınıf boyutlarından büyük bazı modellerde. bir de otobüslere bak. 30 sene içerisinde boyut olarak değişen tek şey otobüslerin yükseklikleri oldu. ha o da bagaj kapasitesini arttırmaktan başka faydası yok. diz mesafesi hep aynı.

valla uzun yola otobüsle gittim mi yatırırım koltuğumu paşalar gibi uyurum. arkadaki paşa da yatırsın koltuğunu. o uyumayıp dizüstünden film izleyecek veya penguenini okuyacak diye ertesi gün işim varken baston yutmuş gibi oturup yol izleyemem. herkesin derdi var. benim derdim de bana. ha ağzı var anlatsın derdini ben de anlatayım derdimi varsa orta yol bulalım. ama o diz rahat durmazsa onun yapması gerekeni ben yapar uyarırım.
- ya arkadaşım çeksene şu dizini !!

- arkadaşının amk lan.!

- beyefendi ? (muavin)

- her gördügü beyefendinin kucagına mı yatıyor bu pelesenk ?

Edüt: eksileyen arkadaşım belki pelesenk olanım ben, belki muavinim neye göre eksiledin ? tasarım harikasısın.
herkesin en az bir kez başına geldiğini tahmin ettiğim olay. dürtülen olmak da var, dürten de.
umrunda olur mu çoğu zaman? hayır olmaz. adam koltuğunu yatırmıs,istediğini almıstır.sen asıl hostes cagırdığında ''afedersiniz arkadaki bey beni diziyle rahatsız ediyor,uyarır mısınız?'' demediğine şükret. adam koltuğu yatırma gibi bir yüzsüzlük yaptıysa onu niye yapmasın? yapar mı yapar yani.
arkadaki kişi şişman, çocuklu bir bayansa masaj koltuğu rahatlığı vermesi muhtemel olay.
özellikle uçak yolculuklarında öndeki koltuk kucağınıza kadar yattığında yapılan davranıştır, önde oturan şahsa bağlı olarak koltuğun pozisyon değiştirmeyip yatık kalmaya devam ettiği drumlarda gözlerinizi yumarak rüyanızda gördüklerinize tekmeler saydırabileceğiniz can sıkıcı ve bir okadar eğlenceli durum.
otobüste haktır ve herkes yapmalıdır çünkü, bazıları saçma bir şekilde evdeki rahatlığını otobüste bulacağına inanıyor.
otobüste alnına para yapıştırılacak kadar koltuğu kucağınıza yatırmışsa hikayedeki kişi, dizle değil sözle rahatsız edilir. zira yatağının kat be kat altındaki bezelye tanesini hisseden prenses değildir kendisi. öyle olaydı yatırmazdı o koltuğu o denli. densiz işte. dürtülerek taciz edilir ve daha uyumadan uyarılır bu kişi.
eğer uyarıdan sonra biraz bile olsa koltuğunu öne almıyorsa müstahaktır.
koltuğu eski konumuna getirmesi için uyarı yapmanın daha iyi sonuç vereceği durumdur.

(bkz: uçak yolculuğunu tercih etme sebepleri)
arkandaki zenciyse yandın. ya dizi değilse.

peşin edit: dizi değil filmdir demeyin.
ben ki uzun boylu olarak arkada oturunca bazen istemsiz bazen de düşüncesiz kişilere karşı kasıtlı kullandığım bir çeşit silah.