bugün

günde 9 birayla sarhoş olan birinin 7 birayla zom olması
6 fişek patlatan birinin 3 fişekle yere serilmesi
2 2 çıkılan merdivenleri 1 1 çıkması
ve sabah 9 dan önce erkenden kalkması. işte tüm bunlar yaşlandığına dair bir kanıttır.

ve tabi ki zamanla milliyetçi hareket partisi kutlama manyağı olması...
bunaması yani.
saç telinde çıkan bir beyaz saç veyahut dede nine şeklinde çağrılmasıdır. eğer otobüste gençler uyuyor numarası yapmayıp sana yer veriyorsa o zaman harbiden de yaşlanmışsın demektir.
metroda üniversiteli gençlerin abi nerede inmemiz gerekiyor diye sormaları, lan sakal bile yok tıraş oluyorum sürekli, gözümde güneş gözlüğü var evet artık 30 olduk kabullenelim, bayramda bile çocuklar mahallede sıraya geçiyor el öpmek harçlık almak için, 5 sene öncesine kadar çocuklara el öptürmezdim sadece harçlık verirdim ama artık kabullendim, kurbanda gelmeyin malum danaya 5. ortağız bu seneki tarife 5 tl ona göre hazırlıklı olun daha fazla vermem zaten 1 askeri ücret kadar dağıtıyorum daha zor duruma sokmayın 1. gün geldiğinizde ikinci gün sanki gelmemiş gibi numara yapıyorsunuz tanıyorum sizi aslanım bilerek veriyorum o kadar yaşlanmadık daha.
Önceden sabredemediği şeyler için artık kendiliğinden sabretmeye başladığını fark etttiği ana tekabül eder.
ne kadar hoş olsanda "abla, teyze"denildiğinde hiç bozuntuya vermeden "ben daha gencim" dediğinde anlarsın. E ama bizden büyükler neler düşünür henüz bilmiyorum.
yukarıda yazdığım şiirden dolayı eksilemişler. la oolum eksilemek ebenden kalan tek miras sana diycem artık.
çocuklarına sizden bahsederken 'ablası/abisi' yerine 'teyzesi/amcası' demeye başlayan insanları yadırgamadığınız andır.
'amcası kızım sana teşekkür edecekmiş, di mi kızım?'
'teyzesi benim kızım da ileride doktor olacak biliyor musun?'

önceleri yadırgarsınız, sonra o kadar sıklaşır ki bu durum normalize olur. küçük bir çocuk size 'teyze' ya da 'amca' diye seslenir, 'efendim' der cevap verirsiniz. işte spontan cevap verdiğiniz an anlarsınız ki yaşlanmışsınızdır.
etrafta ergen kokusunun hissedildiği an.
çocukluktan beri sevidğiniz bir sanatçının konserine gidersiniz, belki de biraz o günlerin tadını arzulayarak, sonra etrafta şarkıların çoğunu bilmeyen ergenler çarpar gözünüze. tüm şarkılara eşlik ederken vay be neymişim dersiniz ama yaşlanmışlık hissi yine yerleşir, dudaklarınızdaki hafif tebessüme.
kucağınızda büyüyen kuzenlerin size tepeden bakmaya başladığı an.
göbek yapmaya başladığı zamanlara denk gelir
sakalların beyazlaması.
halı saha maçında, kalede ben oynarım deniyorsa.
(bkz: teyze hala olmak)
doğumunu hatırladığı kişinin bebeğinin gazını çıkarmaya çalışınca insan yaşlandığını anlıyor efendim.
"bizim zamanımızda.." dediği an.
40 yaşında birinin otobüste sana yer vermesi.
Dine dönme zamanının geldiği andır. Bu taraftan diğer tarafa geçişin başladığı andır. Ancak sadece diğer dünya için çalışan genç bir insan olmuştur.
saçlarına aklar düştüğünü gördüğü andır.
1990 doğumlu birinin doğurduğunun duyulduğu andır.
Liselilerin bana abi, kardeşimin arkadaşları bana senin onun babası mısın diye sorduğu an.
uzun bir aradan sonra gittiğiniz memleketinizdeki; bacak kadar olan çocukların tanınamayacak şekilde büyümüş olmaları. en son gördüğünüzde baston dahi taşımayan büyüklerinizin başkasının yardımıyla yürüyebilmeleri.
kuşunuz zor kalkmaya başlarsa bilinki fosilleşme moduna girdiniz.
annesinin-babasının düğününe şahit olduğunuz çocukların evlenmesi.

(bkz: ben senin annenin gelin olduğunu biliyorum)
Sabah ereksiyonu olmuyorsa senin sadik yârin kara topraktir.
güncel Önemli Başlıklar