bugün

Galiba yenilmişliği son damlasına kadar hissetmektir.
kişinin kendine söylediği yalandır. kimse kendinden vazgeçemez. kendisinin farkında değildir muhtemelen.

insan kendi hapsini kafasında kurar. korkularımız oluşturur sınırlarımızı. oysa bir bebek büyürken doğanın tüm ışığını yansıtır, bu yüzden çok severiz bebekleri. korkmayı öğretiyorlar bizlere. yani hapisimizi. önce kendi kafamızda çiziyoruz sınırlarımızı.

bence hayat borsa grafiğine benziyor. bazen değerli, bazen de değer kaybediyor. varlığımız elbet maddiyata da bağlı ancak, olumlu düşünmek iyileşmeyi de sağlar. polyannacılık değil bu.

cesaret kuru olmamalı tabiki, ama hayattan vazgeçemeyiz buna hakkımız yok.

biraz da zor zamanlarda dua etmemiz gerekir. hangi dinde olursa olsun görünmeyene iman edersin, karşılğında da görünmeyenleri görür ödülünü alırsın. şifa nerede ise oraya koşmalıyız. çünkü hepimiz kıymetliyiz.
(bkz: ızdırapsal dibevurum)
insanın kendine yaptığı en büyük kötülüktür. farkına varılmaz da yanlış yolda yürümeye devam edilirse yolun sonu yakındır.

(bkz: biliyoruz da konuşuyoruz)
isminin geçtiği bütün platformlardan, ötanaziyi isteyen bir ızdırap düçarı gibi kendi isteği ile el etek çekme eylemidir. vazgeçmektir. sonuçları göze almaktır.

(bkz: ızdırabını siktiğim dünya) mottosu vardır.

dayanılmaz acılara elveda deme isteğidir. herşeyi göze alma cesaretidir. devasa bir öfke, tanımlanamaz bir kudurmuşluktur. öylesine derin bir patlamadır ki, döner dolaşır, öfkeyi doğuran yüreği kül eder de, o yola giren için en ufak bir tereddüt oluşturmaz.

vazgeçmek;

yıkıcı sonuçların ürkütücülüğünü öldürecek bir öfkedir.

bütün saldırıları püskürtebilecek en ölümcül hamledir.

bütün stratejileri çöp edecek, bütün planları/ bütün taktikleri hallaç pamuğu gibi atacak, hepsini çöp edecek bir yokoluş arzusudur.

kendinden vazgeçmek, cesareti vücuda büründürmektir. yaşayan her canlıyı aptala çevirmektir.

kendinden vazgeçmek, yalnızca yaratıcı iradeyle muhatap olma talebidir. insanlara çöp kadar değer vermemenin göstergesidir.

kendinden vazgeçen insan, insan değildir. vazgeçilen şey, bir insan bedeni değildir.

bir bütün halinde evrenin günahına tükürmek,
insanların emdikleri çiğ süte lanet etmektir bu vazgeçiş!!!

yanan şey, şerefsizliğin tahakkümüdür.
intiharın eşiğine gelmektir. bazen kendi kendine aglamak bazen kızıp küfretmek bazen susup nefret beslemektir. (bkz: intiharın eşiğindeyim)
herşeyden vazgeçmektir.
zira; sen sen'in umrunda değilse, hiçkimse senin umrunda olmaz!

(bkz: hayat yaşamaya değer)
hayat denilen kader kalemine bağlanacak başka bir pamuk ipliği bulmak durumunda olabilir. adı aşk tır.
ya da, bağlanacak birşey bulmadan geçilen vaz ise, (bkz: intihar)
Her ne olursa olsun insanın kendine yaptığı en büyük haksızıktır, kötülüktür. Hayatta hiç bişey kendinden vazgeçmeye değer değildir, annem dışın da;
Her insanın, gün gelip de düşüp parçalanmaktan kendini güçlükle alıkoyduğu bir uçurumu vardır.
her babayiğidin harcı değildir.
babayiğit gönüllü olmak lazım gelir.
erkek ya da kadın.

kadınlar daha da bir cengaver gönüllüdür çok zaman.
hayatımda 2 kez yaptım. aşkım ve dostum için, şimdi ikisi de yok. zaten o günden beri aşkım da dostum da yok!
buradan çıkarılacak ders: ben yaptım siz yapmayın gençler!
önemli olan gerçekten önemli olan ne uğruna kendinden vazgeçtiğin değil midir?
hayata dair oncelikleri degismis insan davranisidir.
Ne zaman kendimiz olduk ki vazgeçelim.
Derler ya hiç hissettin mi dost bu acıyı ?

işte tamda budur yaşanılan yenilgiyi ilerde olacakları olabilecekleri hissetmektir bazen kalbinin derinliklerinde ki heyecanı yitirmektir duyguyu kaybetmektir .
başkası için kendi lehine olmayan aksine zarına olan bir davranışı yine de karşısındaki kişi için yapma durumudur.