bugün

geçen sene güz döneminde eğitim bilimine giriş derslerinin birinde "benim amacım sizlere bu kitapta yazılanları öğretmek değil, hayata ve olaylara karşı bakış açılarınızı değiştirmek. içinizden birkaç kişinin kafasını karıştırabildiğimi hissedebilirsem ne mutlu bana" şeklinde bir konuşma yapmıştı öğrencilerine. klasik hocalardan farkını da bu noktada belli etmişti bence.
gazi eğitimin müstesna hocalarındandır. kendine has bir tazrı vardır. kendisi vizesine de finaline de 25 verdiği öğrenciyi bile geçirecek kadar öğrenci dostudur.
Gazi Eğitim Fakültesine karşı ön yargımı kırmış, hoca gibi hocadır. 'Öğretmenlik' mesleğini size anılarıyla, farkındalıklarıyla öğretir. 'iş' değildir öğretmenlik, ''meslek'tir demiştir.
Mesleğe dair yaşadıklarını anlatırken sizi oradaymışçasına yaşatır, gözleri dolar, gözlerinizi doldurur. Bana çok şey kattınız, teşekkürler hocam dediğinizde egolarından arınmış mahcup bir gülümseme görürsünüz.
Onu anlamayanlar elbet hep olacaktır ama onun kazandıkları ve kazandırdıkları çok daha fazladır.