bugün

sonuçta ortaya çıkacak olan ürün için ön hazırlığın yapıldığı müsvedde defteridir.

aynı zamanda cnn türk 'de pazar günleri yayınlanan bir programın adıdır.

(bkz: zall ın uktesini korkarak doldurmak) *
ağırlıklı olarak edebiyat kitaplarını ve yazarlarını tanıtan, bunun yanında edebiyat dışı ürünlere ve yazarlara da yer veren, en kapsayıcı tabirle bir kitap programı.
hazırlayan ve sunan doğan hızlan. genç bir sunucu daha var ki daha çok genç yazarlarla röportajları yapar. doğan hızlan ise yaşıtlarıyla, sohbet havasında konuşur.
cnn türk'ün ekonomik sebeplerden dolayı yayınına son verdiği program.
aramıza yeni katılmış, hoş gelmiş 5. nesil yazar...
Derste canım sıkıldıkça kullandığım defterlerimin adı.
Adına leke sürdürmeyen, saygılı ve çerceveli; tatlı mizahlı yazarımızdır kendisi.
Birisi de kalkıp nurullah ataç dememiş ya ne diyeyim.
ben bir de şuradan 3 5 kişi toparlanıp gittik en güzel yerlere.
size göre süper 3'lünün olmadığı yerlere.
kafam rahat gelip ezikleyim dedim.
40 yılda bir geliyorum zaten buraya.
onda da azar işitiyorum.
neyse.
burayı karalama defteri olarak kullanacağım...

Algı kalıbı aynı olan ama yaşadığımız duygular farklı olan olaylar yaşarız. örneğin ; yağmur yağması " algı kalıbı " ama iki farklı anı...
birisinde arkadaşınız sizi ekler diğerinde aynı arkadaşınız ile mutlu olmuşsunuzdur.
ama o an ki duygunuz neyse yaşatılan diğer duyguyu göz ardı edersiniz. Aklınıza gelse bile, bu ruh halinden kaynaklanıyor... Bazı durumlar da eğer çıkarcı bir insan değilseniz hala arkadaşken bunu yapmak erdemdir... Ama kazık yemişseniz biraz saflıktır.
O an ki ruh halinize göre yalpayabilirsiniz. bunu yapmakta ya da duygunuz ile diğer duyguya anlam da yükleyebilirsiniz... bu bir yalpalanmadır.
Yapılması gereken diğer duygu da yaşatılanlara bakmak ve o duyguyu hissetmek.
kavga durumlarında, gayet işe yarıyor bende.
aşk acısında yarar mı ? bilemiyorum...
girdiğim isimsiz bir Word dosyasında. telefonun not defterinde. yada bir defterin arka sayfalarında yakalıyorum bazen kendimi yazdığım saçma sapan şeylerle.
az önce müzik klasörümden çıkan 4 lük.

Duymadığın şeyler söyledim sana,
Konuştum saatlerce zamanı takmadan.
Bilmediğin şiirler okudum sana,
Kalbimin derinliklerinden sızan.
Komik yazılarımın evidir. Örn:

Bunca emeği parçalayıp rüzgâra bıraktım. uçurdu kalbimden, karanlık bataklara. Dağıldı her bir yana hüzün atomlu emek parçacıklarım.

içimden bir yük kalkması mı gerekiyordu? Yoksa boşa giden emeğim yüzünden kalbime yük binmesi mi?

Bir sor ruhum "değdi mi" diye... "değmedi" diyeceğimi adın gibi biliyorsun. ben de kimseyi siklememem gerektiğini, biliyorum.
uykum var sözlük.
defteri sürekli karalayan beyinsize yapılan uyarı.
kızıl bir gök getiriyorsun. ardından ağaçlar alev alıyor. şehri bırak, beni al diyorsun. gök yanıyor. uçaklar iniyor. atlar koşuyor. Halep, Şam yahut Türkiye. diyorsun, olan bize oluyor. herkes konuşuyor. kavgaysa kavga, duaysa dua ancak herkes konuşuyor. çıkmadan evlerden, sokaklarda dolaşmadan gün bitiyor. diyorsun, evet akşam oluyor. kızıl bir gök, haşim'inki gibi. denizler çirkin ve tuzlu. havada ağır koku. semt beni çağırıyor diyorsun. ömrünün ne kadarını yaşadın. kaç kapı süpürdün. ve niçin karıncalandın, niçin karardın. zaten geleceği Yok kimsenin, kaldırın sofrayı!
Bedenleşmiş zikirleri vardı, tüm gücünü bakışlarında kaybetmiş adamın.
Oturup sıralamıştı sırdaş menfaatlerini bir bir.
Kalbi Tüm tik taklara vezir.
Kâhyası olduğu bir vitr.
Tüm el değmemiş varlığını selamlıyor kederden.
Uzak bir tepe gibi kederi, ona yakın, ona uzak.
Tutunamadığı bir gün ışığı çoktan örtmüş yine helâl lokma yüzleri. Sevdiğine mi yanmalı, yandığına mı?..