bugün
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- güne bir şarkı bırak12
- uludağ sözlüğün bitmiş olması11
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge40
- insana kendini kötü hissettiren şeyler14
- kocamsunun hazırladığı sürpriz8
- tilki ailesi10
- bik bik'in balona binmesi36
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler11
- hamas bir terör örgütüdür24
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim22
- oksijensizsu13
- suriyeliler suriye'ye dönsün17
- karınıza kaşarlı poğaça yapar mısınız9
- sel felaketinin nedeni cehapedir10
- düşün ki o bunu okuyor14
- sözlük erkeğinden damat olmaz30
- temizlik hastası eşle sevişme öncesi diyaloglar14
- 30 nisan 2024 bayern münih real madrid maçı26
- çabuk vazgeçen insan10
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız12
- özgür özel10
- fatih terim'in yuhalanması16
- ayça tilki10
- icardi190521
- memesi küçük olmak14
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi14
- adolf hitler9
- anın görüntüsü8
- ben bu davanın savcısıyım8
- ideal duş alma sıklığı8
- sözlük kızından gelin olmaz23
- sürekli milletin entrylerini eleştiren tip11
- crop giyen erkek11
- vatandaşlık farkı alan otel24
- nazar değdi sözlük12
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız23
- icardi1905 silik olsun kampanyası11
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim14
- şehirler arası aşk yaşamak10
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır12
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız11
- aleyna tilki10
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- sabah aç karnına içilen bira12
feci diziydi açık ve net.
Sürükleyici, heyecanlı hafif korku dizisi oyuncuları kalitelidir.
yine eskisi gibi teve2'de tekrarları yayınlanan dizi.
geçen sene tv2 de çok izlerdim bu sene ne yazık ki vakit bulamıyorum.
Geceleri şu saatler sarıyor. "kusursuz cinayet yoktur" demesi en anlamlı sözdür, zannımca.
Yine izliyoruz. Severek.
Teve2 isimli kanalda izlenen dizi.
Sevil atasoy bilgilendiriyor yine maşallah. Bu bölümü izlememiştim.
Köpek gibi özlediğimiz dizi. Gece saat 02'de tekrarı başlıyor.
Teve2'de izlenmekte olan dizi.
türk dizi tarihinin en iyi dizilerindendi ancak pen konuşulmadı. bir ara kanıt: gerçeğin peşinde gibi saçma bir şey ile ekranlara geri döndü ama tutmadı.
orhan başkomiser ve diğeri olmalıydı.
orhan başkomiser ve diğeri olmalıydı.
Dizi 1.bölümden 100. Bölüme dek, karakterleri işlemek, seyirciye iç dünyasını tanıtmak yerine bölüm bölüm hep farklı olay ve sonuçlar üzerinden gitti. Bence diziyi diğerlerinden ayıran ilk önemli nokta budur. Düşünün, ne adamın, kadının özel hayatı ile ilgili bir şey biliyorsunuz ne de mesai sonrası ne yaptığını, neredeyse tüm olay o ofisten, adli tıp ve cinayet mahalinden ibaret, tüm olay orada başlayıp orada bitiyor.
ikinci önemli nokta, kimi bölümlerde maktül veya katilin aracılığı ile ilginç, halkça bilinmeyen psikolojik hastalıkların isimlerini öğreniyor ve bu rahatsızlığa sahip kişilerin ne denli tehlikeli olabileceğini ağzı açık kalmış bir şekilde idrak edip seyrediyorduk. Hatta Bu süreçte kimi zaman şaşkınlığımızı atıp kendimizi onların yerine koyup, yaptıklarını anlamlandırmaya başlıyorduk...
Üçüncü ve bence en önemli nokta kriminoloji üstadı Sevil Atasoy'un bölümlerde, bu alandaki bilgisini, zamanında yaşamış olduklarını kesit kesit paylaşması ve Orhan başkomiserin şeytanın bile aklına gelmeyecek ince detaylardan büyük paylar çıkarması. Bilhassa, biz seyirci olarak Orhan başkomiserin her bölümde kurduğu mantığa, ayrıntılardan farklı paylar çıkarması ve tutarlı düşünmesini büyük takdir ediyor ve hemen hemen her bölüm elimizi ağzımıza götürerek nasıl yani, nasıl bunu fark edebildi diyorduk.
Bu bakımdan dizi gerçekten bir Türk dizisi için çok zekice kurgulanmış. adeta mantık, tutarlılık ve zeka örneği. Üstte de dediğim gibi bundaki en büyük pay, görmemiş olduğu suç kalmayan bilgi ve tecrübe abidesi Sevil Atasoy'undur.
Dizi ile ilgili daha birçok artı nokta var. Bunları yazmaya kalksam sayfalar tükenir. Ama birkaç şeyden daha bahsedip eksi noktalara geçeceğim.
Dizi sahneleri genel olarak hep karanlık ve kasvetli ortamlarda geçiyor. Söz gelimi bir sahne ofiste geçiyor ama ortamda bir loşluk, bunaltıcı bir ambiyans var, izlerken bunu hissediyoruz. Mesela cinayetlerin işlendiği ve ekibin olay yerine intikal ettiği saatler hep gece saatleri, karanlık saatler... Mesela dışarıda geçen sahnelerde vakit öğlen vakti bile olsa yine loş bir görüntü var.
Bu ciddiyet ve gerilim ortamı her araca sindirip (mesela bu araçlardan biri başkomiser Orhan ve Sevil Atasoy'un kasvetli, ürkünç tuhaf auraları) seyirciye aktarmayı başarabilmeleri takdir edilesi. izlediklerinden çok etkilenen, gerilimden de deli gibi korkan bir arkadaşıma bu diziyi birkaç kez önerdiğimde, beş on dakika sabredebilip akabinde kapatmıştı.
Eksi noktalara gelecek olursak, zekice kurgulanmış cinayetler, orhan ve selimce çözülmeye çalışılıyor. Bu süreçte seyirciyle birlikte komiser selim de buna dahil oluyor, çeşitli ipuçları veriliyor. Fakat hoooop bölüm sonlarına doğru bambaşka, olayın akışını değiştirecek bir ipucu çıkıyor ve beş dakika geçmeden katil bulunuyor. Tıpkı Agatha Christie romanlarındaki süreç gibi, onun da romanlarında diğer roman karakterleri hakkında sırf kafa karışıklığı, gizem yaratmak için baştan sona gerekli gereksiz bilgileri okuyucunun kafasına doldurur. Sonra kitabın son 50 sayfasına doğru önceden vermiş olduğu ipucu bile sayılmayan bilgiyi çok alakasız bir yere bağlayıp, birkaç sayfa sonrasında da katili açıklardı. Sol gösterip bir anda sağ kroşeyi vurmak gibi. Bu bağlamda dizinin mantığı cinayetleri seyirciye çözdürmek ve onları işin içine katmak değil, gizem yaratmak.
Diğer bir nokta zekice kurgulanip işlenmiş cinayetler olduğunun bahsini ettim. fakat sonra katil yakalanınca görüyoruz ki katilimiz tam anlamıyla halktan biri yahut cahilin teki. Sorgu ve itiraf sırasında çözülen dili vesilesiyle zekayı geçtim, bir beyninin olup olmadığından bile şüphe edip, hayretle bu kişi bu cinayetleri nasıl işlemiş deyip hayal kırıklığına uğruyorduk.
Diğer iki nokta, bölümlerde yer alan oyuncuların çoğu rol yapma yeteneği olmayan kişilerden oluşuyor, bu da dizinin inandırılıcığına darbe vuruyordu. ve dizinin yeterli bütçesi yoktu, bu da ustaca kurgulanmış senaryonun gerçeğe çok daha etkili bir minvalde yansıtılmasına mani oluyordu. Halbuki diziyi izlerken kanımız donabilir, bazı sahnelerde kanımız çekilebilirdi. Ama maalesef teoride verilmek istenen, amaç ile uygulama ve sonuç uyuşmuyor, hafif kalıyordu.
Artı ve eksileriyle ele aldım. Fakat bu eksiler son 12 yılda izlemiş olduğum en iyi türk dizisi olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Daha büyük bir bütçe ve daha kaliteli bölüm oyuncuları ile çok daha başarılı işler yapılabilirdi. Ama imkanlara göre ortaya gayet tatmin edici bir yapım çıkmış. Bunda başta Orhan Benli olmak üzere Deniz Celiloğlu ve Sevil Atasoy'un katkıları yadsınamaz...
ikinci önemli nokta, kimi bölümlerde maktül veya katilin aracılığı ile ilginç, halkça bilinmeyen psikolojik hastalıkların isimlerini öğreniyor ve bu rahatsızlığa sahip kişilerin ne denli tehlikeli olabileceğini ağzı açık kalmış bir şekilde idrak edip seyrediyorduk. Hatta Bu süreçte kimi zaman şaşkınlığımızı atıp kendimizi onların yerine koyup, yaptıklarını anlamlandırmaya başlıyorduk...
Üçüncü ve bence en önemli nokta kriminoloji üstadı Sevil Atasoy'un bölümlerde, bu alandaki bilgisini, zamanında yaşamış olduklarını kesit kesit paylaşması ve Orhan başkomiserin şeytanın bile aklına gelmeyecek ince detaylardan büyük paylar çıkarması. Bilhassa, biz seyirci olarak Orhan başkomiserin her bölümde kurduğu mantığa, ayrıntılardan farklı paylar çıkarması ve tutarlı düşünmesini büyük takdir ediyor ve hemen hemen her bölüm elimizi ağzımıza götürerek nasıl yani, nasıl bunu fark edebildi diyorduk.
Bu bakımdan dizi gerçekten bir Türk dizisi için çok zekice kurgulanmış. adeta mantık, tutarlılık ve zeka örneği. Üstte de dediğim gibi bundaki en büyük pay, görmemiş olduğu suç kalmayan bilgi ve tecrübe abidesi Sevil Atasoy'undur.
Dizi ile ilgili daha birçok artı nokta var. Bunları yazmaya kalksam sayfalar tükenir. Ama birkaç şeyden daha bahsedip eksi noktalara geçeceğim.
Dizi sahneleri genel olarak hep karanlık ve kasvetli ortamlarda geçiyor. Söz gelimi bir sahne ofiste geçiyor ama ortamda bir loşluk, bunaltıcı bir ambiyans var, izlerken bunu hissediyoruz. Mesela cinayetlerin işlendiği ve ekibin olay yerine intikal ettiği saatler hep gece saatleri, karanlık saatler... Mesela dışarıda geçen sahnelerde vakit öğlen vakti bile olsa yine loş bir görüntü var.
Bu ciddiyet ve gerilim ortamı her araca sindirip (mesela bu araçlardan biri başkomiser Orhan ve Sevil Atasoy'un kasvetli, ürkünç tuhaf auraları) seyirciye aktarmayı başarabilmeleri takdir edilesi. izlediklerinden çok etkilenen, gerilimden de deli gibi korkan bir arkadaşıma bu diziyi birkaç kez önerdiğimde, beş on dakika sabredebilip akabinde kapatmıştı.
Eksi noktalara gelecek olursak, zekice kurgulanmış cinayetler, orhan ve selimce çözülmeye çalışılıyor. Bu süreçte seyirciyle birlikte komiser selim de buna dahil oluyor, çeşitli ipuçları veriliyor. Fakat hoooop bölüm sonlarına doğru bambaşka, olayın akışını değiştirecek bir ipucu çıkıyor ve beş dakika geçmeden katil bulunuyor. Tıpkı Agatha Christie romanlarındaki süreç gibi, onun da romanlarında diğer roman karakterleri hakkında sırf kafa karışıklığı, gizem yaratmak için baştan sona gerekli gereksiz bilgileri okuyucunun kafasına doldurur. Sonra kitabın son 50 sayfasına doğru önceden vermiş olduğu ipucu bile sayılmayan bilgiyi çok alakasız bir yere bağlayıp, birkaç sayfa sonrasında da katili açıklardı. Sol gösterip bir anda sağ kroşeyi vurmak gibi. Bu bağlamda dizinin mantığı cinayetleri seyirciye çözdürmek ve onları işin içine katmak değil, gizem yaratmak.
Diğer bir nokta zekice kurgulanip işlenmiş cinayetler olduğunun bahsini ettim. fakat sonra katil yakalanınca görüyoruz ki katilimiz tam anlamıyla halktan biri yahut cahilin teki. Sorgu ve itiraf sırasında çözülen dili vesilesiyle zekayı geçtim, bir beyninin olup olmadığından bile şüphe edip, hayretle bu kişi bu cinayetleri nasıl işlemiş deyip hayal kırıklığına uğruyorduk.
Diğer iki nokta, bölümlerde yer alan oyuncuların çoğu rol yapma yeteneği olmayan kişilerden oluşuyor, bu da dizinin inandırılıcığına darbe vuruyordu. ve dizinin yeterli bütçesi yoktu, bu da ustaca kurgulanmış senaryonun gerçeğe çok daha etkili bir minvalde yansıtılmasına mani oluyordu. Halbuki diziyi izlerken kanımız donabilir, bazı sahnelerde kanımız çekilebilirdi. Ama maalesef teoride verilmek istenen, amaç ile uygulama ve sonuç uyuşmuyor, hafif kalıyordu.
Artı ve eksileriyle ele aldım. Fakat bu eksiler son 12 yılda izlemiş olduğum en iyi türk dizisi olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Daha büyük bir bütçe ve daha kaliteli bölüm oyuncuları ile çok daha başarılı işler yapılabilirdi. Ama imkanlara göre ortaya gayet tatmin edici bir yapım çıkmış. Bunda başta Orhan Benli olmak üzere Deniz Celiloğlu ve Sevil Atasoy'un katkıları yadsınamaz...
Türk polisiye dizi film tarihinin en başarılı yapımlarından. Şuan tv2 de tekrar bölümleri verilmekte.
Bana adli bilimleri sevdirip, konuya ilişkin çeşitli araştırmalar yapmama vesile olan güzelim dizi. Keşke devam etseydi.
doğrunun ispatıdır.
senin doğrunu ispatlayan kanıtlar beni ancak ayaklarımı gıdıklar.
senin doğrunu ispatlayan kanıtlar beni ancak ayaklarımı gıdıklar.
Gerçek olayları konu edinen, kaliteli reality show dizisi.
34. Bölüm tekrarını teve2'de az önce izlediğim ve bir kere daha bittiğine üzüldüğüm dizidir. Fırsatı olanlar bu bölümü izleyerek eğer izlemedilerse diziye başlayabilirler. Gerçekten kaliteden ödün vermeden hem bilgi verip hem de olay örgüsünün içinde tutuyorlardı. Sevil Atasoy'un da ayrı takdir edilmesi gerekiyor tabi. Yeri benzerleri ile doldurulmaya çalışılsa da olmadı, tutmadı. Keşke bitmeseydin be kanıt
Bir süre sonra katili hemen bulduğunuz, her bölümü farklı bir film tadında bir dizidir.
Olaylar kendi içinde tekrarlansa da, bütün soruşturma ve cinayetler, o polislerin etrafında dönse de realite açısından gerçek olaylardan eksiği yok fazlası vardır.
Olaylar kendi içinde tekrarlansa da, bütün soruşturma ve cinayetler, o polislerin etrafında dönse de realite açısından gerçek olaylardan eksiği yok fazlası vardır.
Zevkle izlenen kaliteli dizi. Yeniden baş konser Orhan ve yardımcısı selimin, bölüm çekmesi beklenir.
Güzel bir realite dizisidir.
şu aralar eski bölümlerini baştan izlediğim türk dizisidir.
ilk bölümler fazla saçma ve sıkıcı gelse de, onuncu bölümden sonra biraz daha ilgi çekici cinayet mevzuları açılmaya başlamıştır. ama hala bir konuda eşeğin gözüne sabun kaçırdıklarını düşünüyorum. katiller ipliklerinin pazara çıktığını fark ettiklerinde soğukkanlı bir şekilde cinayet itiraflarını yapıyorlar. bu da inandırıcılığını yitiriyor.
çığlık maskeli kadının ölümü, sado-mazo fotoğrafçı kızın ölümü şu anlık en iyileri. On dördüncü bölümünü izleyerek bitirdim. orda da herifin ikiz kardeşi falan çıkıyordu, hayat kadınlarını döverek ve boğarak öldürüyordu. o bölümde hala bir eksiklik var ama. sevtap'ın yüzünde morluklar ve yaralar vardı, hatta bazıları önceden yapılmış diğerleri cinayet esnasında yapılmış diyorlardı ama ilk yaraların neden ve nasıl olduğu mevzusu hiç açılmadı. onun dışında ajan polis hayat kadını kılığına giriyordu, orada ikiz kardeşlerden birini yakalıyorlardı ama sonradan "hangi ikiz kardeş" mevzusunun açılması bana saçma geldi. ee? yakaladığınız ikiz kardeş işte? burası muallak.
ilk bölümler fazla saçma ve sıkıcı gelse de, onuncu bölümden sonra biraz daha ilgi çekici cinayet mevzuları açılmaya başlamıştır. ama hala bir konuda eşeğin gözüne sabun kaçırdıklarını düşünüyorum. katiller ipliklerinin pazara çıktığını fark ettiklerinde soğukkanlı bir şekilde cinayet itiraflarını yapıyorlar. bu da inandırıcılığını yitiriyor.
çığlık maskeli kadının ölümü, sado-mazo fotoğrafçı kızın ölümü şu anlık en iyileri. On dördüncü bölümünü izleyerek bitirdim. orda da herifin ikiz kardeşi falan çıkıyordu, hayat kadınlarını döverek ve boğarak öldürüyordu. o bölümde hala bir eksiklik var ama. sevtap'ın yüzünde morluklar ve yaralar vardı, hatta bazıları önceden yapılmış diğerleri cinayet esnasında yapılmış diyorlardı ama ilk yaraların neden ve nasıl olduğu mevzusu hiç açılmadı. onun dışında ajan polis hayat kadını kılığına giriyordu, orada ikiz kardeşlerden birini yakalıyorlardı ama sonradan "hangi ikiz kardeş" mevzusunun açılması bana saçma geldi. ee? yakaladığınız ikiz kardeş işte? burası muallak.
türk tarihinin en iyi dizisidir.
insanda yarattığı gerilim ve suçluyu bulma isteğinden öte, sevil atasoy'un -ki kendisi bir oyuncu değil bilim kadınıdır- dizi boyunca ara ara verdiği bilimsel gerçeklerdir.
asıl başlığı şudur: (bkz: kanıt dizisi)
insanda yarattığı gerilim ve suçluyu bulma isteğinden öte, sevil atasoy'un -ki kendisi bir oyuncu değil bilim kadınıdır- dizi boyunca ara ara verdiği bilimsel gerçeklerdir.
asıl başlığı şudur: (bkz: kanıt dizisi)
izleyiciden çok suçluya yarayan.
bütçesine göre gayet güzel bir diziydi. ufak tefek rollerde oynayanların oyunculuğu iyi değildi ama senaryolar sağlamdı. hele şuan popüler olan türk dizilerine baktığımızda kesinlikle şuan ki dizilerden çok daha izlenebilir bir dizi.
Sağlam dizi. Bazı bölümleri gerçekten güzel. Evet.
güncel Önemli Başlıklar