bugün

çocukken yapılan abukluklardan; ama tatlı abukluklardan biridir...

kandil günü oturulan muhitte bir sokak kenarına koğuşlanırlır. elde bir ip, ipin diğer ucu da yolun karşısında durmakta olan arkadaşımızda tabi ki. gelen geçene "kandiliniz mübarek olsun" denilir. bazen bir sıcak bir gülücük, bazen de gönülden kopan bir kaç demir lirayla ödüllendirilir bu kandilleşmeniz. en azından bizim zamanımız da böyleydi...

tabi ki günümüzün kapitalizmden nasibini almış ukala veletleri kandilleşmeyi falan bir kenara bırakmış işi direk ticarete vurmuş ve "abi üç beş kuruş at da yolumuzu bulalım" diyebilecek kadar yüzsüzleşmişlerdir gün itibariyle. *
durum böyle olunca verilen cevap da sıcak bir gülücük veya bir kaç demir liradan farklı olarak şöyle olmaktadır normal olarak:

- sittir lan piç !

(bkz: ah ah nerde o eski kandiller)
zamanında bütün mahelle çocuklarının yaptığı bir dizi eylemdir.

okadar çok çocuk yapardı ki bunu geçen arabalar her üç adımda bir durup kalkmak zorunda kalırdı. sanki bizler yollara konulan hız kesici rolündeydik. geçen amcalar, abiler, teyzeler, ablalar hemen hepsi yakınmadan serzenişde bulunmadan ipin üstünden akrobatik hareketlerle geçmeye çalışırlardı. onlar için bu sabah egzersizi gibi oluyordu. ama bunu öğleden sonra ya da akşama doğru yaptıkları için pek de sabah egzersizi gibi olmuyordu açıkcası. kimileri durur bu soru karşısında para verir, kimileri durur bu soru karşısında 'daha deminde geçmişdim. ozaman vermişdim çocuklar' diyip uzaklaşırlardı. ya mum ya para sorusuna bugüne kadar ki ip germe deneyimlerinden hatırladıklarım kadarıyla hiç kimse mum diye cevap vermemişdi. verseler bile yanında sanki mum taşıyolardı bu insanlar. onun için soru üstün bir zeka örneğiydi. para herkesde az ya da çok bulunur ama mum herkesde en azından günlük yaşamda herkesin yanında taşıdığı bir şey değildi. bunun için ya mum ya para sorusu şaşırtmalı ve bir okadarda zeka ürünü bir soruydu bana göre.

havanın iyice kararmasıyla elde edilen hasılat ipi birlikte tuttuğun arkadaşınla ilk önce hesaplanır ve çıkan para ne kadarsa yarı yarıya bölüşülürdü. eve girmeden öncede mahallenin bakkalına gidilip top kek, kola, yumiyum, cheetos* gibi abur cuburlar alınıp öyle dönülürdü.

anne yine bağırırdı tabi....

'nerede kaldın sen!'
güncel Önemli Başlıklar