bugün

hayatımda çok kez utanmışımdır ama hiçbir şey beni marketten aldığım 20'lik tuvalet kağıdıyla eve dönmek kadar utandırmadı.

olayın utancını kafada canlandırabilmek için tuvalet kağıdının 20'lik ya da 24'lük olması şart. 12'lik ya da 8'lik tuvalet kağıdıyla aynı randımanı almak mümkün değil çünkü.

neden bilmiyorum ama şöyle bir bilinçaltı oluşmuş bende. 20'lik tuvalet kağıdı alan adam çok fazla sıçar ve kakası da başkalarının kakasından pis kokar.en pis sıçan adam 20'lik tuvalet kağıdı alan adamdır 12'lik değil.bu bilinçaltı muhtemelen başkalarında da var.

düşünün marketten çıkmışsınız ve elinizde poşeti hunharca yırtan 20'lik tuvalet kağıdıyla eve yürürken doya doya sıçacağınız günlerin hayalini kuruyorsunuz. karşıdan gelen adam elinizdeki 20'lik tuvalet kağıdına bakıp ''vay o kadar sıçıyorsun demek'' bakışı fırlatıyor. kaldırımda yürüyen her adamın karşıdan gelen için bir kişiliği vardır.doktor görünümlü, avukat ya da öğrenci gibi. işte siz o kaldırımdaki en çok sıçan adamsınız. eve bir an önce varıp en çok sıçan adam kimliğinden kurtulmak için adımlarınızı sıklaştırıyorsunuz. tam o anda karşıdan hoşlandığınız kız geliyor. o güne kadar onun yanında çizdiğiniz duygusal, kibar, anlayışlı, romantik adam imajı yerini bir anda kızın 20'lik tuvalet kağıdını görmesiyle çok sıçan iğrenç adam imajına bırakıyor. aman allahım! yok böyle bir dram. gözleriniz önünde bir ilişkinin daha başlamadan tuvalet kağıdını tuttuğunuz poşetin elinizi kesmesi gibi kalbinizi kesip parçaladığını hissediyorsunuz.
bunu en iyi burnu sürekli akanlar anlayabilir sanırım.. silmekten tahriş olur o burun bide.
alışveriş yapmış olması muhtemel insandır.hatta 32'lik filan almışsa ekonomik bir insan da denilebilinir.
(bkz: umut sarıkaya)
şairlere ve yönetmenlere ilham kaynağı olacağı kesin olan adamdır.